Maden kazasında yaralı kurtuldu deprem bölgesine yardıma koştu
Bartın Amasra'daki maden faciasında göçük altından çıkarılan Umut Güneş, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgede arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Güneş duygularını, "Burada kalsaydım vicdan azabı çekerdim, kendime yakıştıramazdım" şeklinde ifade etti.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de meydana gelen patlamadan yaralı kurtulan ve Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına katılan maden işçisi yaşadıklarını anlattı.
Bartın'ın Amasra ilçesinde geçen yıl ekim ayında meydana gelen ve 42 madencinin hayatını kaybettiği maden kazasında yaralanan madenci Umut Güneş, günlerce hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edildi.
Mesai arkadaşlarını o kazada kaybeden Güneş, 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler yaşanınca, 10 arkadaşı ile gönüllü olarak Kahramanmaraş'a giderek arama kurtarma çalışmalarına katıldı.
Deprem bölgesinde 10 gün boyunca çalışmalara destek veren ve geçici olarak memleketi Bartın'a dönen Güneş, gazetecilere yaşadıklarını anlattı.
Güneş, bölgeye ekip göndermek için hazırlık yapıldığı sırada kendisi de gitmek için gönüllü olarak ismini yazdırdığını belirterek, depremin ikinci günü Kahramanmaraş'a gittiklerini ve çalışmalara başladıklarını kaydetti.
"HERKES ORAYA GÖNÜLLÜ OLARAK GİTTİ"
Bölgeye gittiklerinde gördüğü manzara karşısında Amasra'daki patlamanın aklına geldiğini ve "canlar yanmasın" duygusuyla çalıştıklarını ifade eden Güneş, şöyle konuştu:
- Biz oraya gece saatlerinde ulaştık ve hemen çalışmaya başladık. 48 saat içinde 1,5-2 saat uyuyabildik. Saatler önemli, ulaşabildiğimiz insanlara ulaştık, yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Canlı bir insan çıkardığımızda umudunuz daha da artıyor, daha çok çalışmak istiyorsunuz. Elimizden gelenin en iyisini yaptık, ihtiyaç olduğunda yine gideriz. Biz yeni bir faciadan çıktığımız için o bölgeye kimse gitmemezlik yapmadı. Herkes oraya gönüllü olarak gitti. Ben ismimi yazdırmıştım ama 'Sen patlamadan yeni çıktın.' diyerek ismimi sildiler. Ben yine de 'Gideceğim.' dedim. Burada kalsaydım vicdan azabı çekerdim, kendime yakıştıramazdım çünkü yeni kazadan çıktığımız için ne olduğunu, ailelerin perişanlığını biliyoruz. Kendimi oraya atmak istedim ve gittim. Şu an vicdanım rahat, yastığa kafamı rahat koyuyorum. Allah bir daha böyle acılar göstermesin ama biz her zaman canımızı feda edip gideriz.
Deprem bölgesinde yaşadığı en etkileyici anısını da paylaşan Güneş, enkaz çalışması sırasında kazma ile kazdığı, diğer arkadaşlarının da kürek ve elleriyle molozları ayıkladığı sırada bir babayla kızını bulduğunu aktararak, "Kızını kucağına almış, sarılmış, kızında bir şey yoktu. Babası biraz kötüydü ama o halde kızını korumaya çalışmış. En duygulandığım an oydu, keşke o anı görmeseydim." dedi.
"GERİ GİDİP ARKADAŞLARIMI KURTARMAK İSTEDİM AMA..."
14 Ekim'deki maden kazasında -300 kotta çalıştığını ve patlamanın ardından kendilerine panik yapmamaları için deprem olduğunu söylediklerini kaydeden Güneş, şöyle devam etti:
- Maskelerimizi taktık, yola çıktık. Biz orada 3 arkadaş düşüp bayılmışız. Bizi de yedek maske alan diğer arkadaşlarımız kurtardı. 4 gün hastanede yattım, hafızamı kaybetmiştim, çocuğumun, eşimin, annemin, babamın adını hatırlamıyordum. Bizi normal odaya aldıklarında televizyon kapalıydı ve ben 'Ne oldu?' diye sorduğumda trafik kazası geçirdiğimi söylediler. Sonra televizyondan haberleri izlerken patlama olduğunu öğrendim. Geri gidip arkadaşlarımı kurtarmak istedim ama üzerinden 4 gün geçmişti.
Kaynak: Anadolu Ajansı