Japon deprem uzmanından Türkiye için kritik uyarı: 4 bölge risk altında
Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’nin deprem riski taşıyan bölgeleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Bir YouTube kanalına verdiği röportajda Ege Denizi'ndeki sismik hareketliliğe dikkat çeken Moriwaki, Santorini Adası çevresinde 7 büyüklüğünde bir depremin meydana gelebileceğini söyledi.

Bu depremin Muğla, Marmaris, Datça ve İzmir’de hissedileceğini belirten Moriwaki, aynı zamanda tsunami tehlikesine karşı da uyardı.

"Marmara’da enerji birikimi sürüyor"

Türkiye’de büyük deprem riski taşıyan dört bölgeye işaret eden Moriwaki, Doğu Anadolu Fay Hattı, Bingöl-Karlıova bölgesi, Batı Anadolu Fay Hattı ve Marmara Bölgesi’nin yüksek risk altında olduğunu belirtti.

Özellikle İstanbul’un büyük bir deprem riski taşıdığını vurgulayan Moriwaki, Silivri açıklarında daha önce yaşanan büyük depremleri hatırlatarak Marmara’daki enerji birikiminin devam ettiğini ifade etti.

"Ege’de sismik durgunluk büyük bir depreme işaret edebilir"

Moriwaki, son dönemde Ege Denizi'nde deprem sayısında azalma olduğunu ve bunun büyük bir sarsıntının habercisi olabileceğini dile getirdi. 5 büyüklüğündeki depremlerin ardından 7 büyüklüğünde bir depremin Muğla, Marmaris, Datça ve İzmir’de hissedilebileceğini ancak büyük çapta hasar beklemediğini söyledi.

En büyük riskin ise tsunami olduğunu belirten Moriwaki, deniz tabanında gerçekleşecek bir depremin dalga yüksekliğini 3 metreye kadar çıkarabileceğini kaydetti.

Ayrıca denizin çekilmesinin doğrudan depremle ilişkili olmadığını ifade etti.

"Türkiye’deki depremler domino etkisi yaratıyor"

Türkiye’deki depremlerin birbiriyle bağlantılı olduğunu belirten Moriwaki, büyük sarsıntıların domino etkisiyle bir bölgeden diğerine geçebileceğini söyledi.

Deprem riskinin yüksek olduğu bölgeleri sıralayan Moriwaki, Doğu Anadolu Fay Hattı, Kuzey Anadolu Fay Hattı, Batı Anadolu Fay Hattı ve Marmara Bölgesi’ni işaret etti.

Türkiye’de deprem riskinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Moriwaki, özellikle yüksek riskli bölgelerdeki vatandaşların bilinçlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasının hayati önem taşıdığını ifade etti.
