İstanbul’un kalbinde bir çevre felaketi! Küçükçekmece gölü alarm veriyor

İstanbul Üniversitesi’nden yapılan çarpıcı araştırma, Küçükçekmece Gölü'nde ağır metal, pestisit ve bakteriyolojik kirliliğin alarm verici boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Gölde oksijen seviyesi derinlik arttıkça sıfıra inerken, ekosistem büyük bir tehdit altında.

Simge Sarıyar Simge Sarıyar
İstanbul’un kalbinde bir çevre felaketi! Küçükçekmece gölü alarm veriyor

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, Küçükçekmece Gölü’ndeki kirliliğin boyutlarının ürkütücü olduğunu vurguladı. Gölde, ağır metal ve bakteriyolojik kirliliğin yüksek seviyelerde olduğunu belirten Albay, yüzeyden 7-8 metre derinlikte oksijenin tamamen tükenmiş durumda olduğunu söyledi. Albay ve ekibi, bu alanda uzun yıllardır yürüttükleri araştırmalarla, Küçükçekmece Gölü’nün durumunun içler acısı olduğunu ortaya koydu.

2022 yılında başlayan “Küçükçekmece Lagünü’nün Su Kalitesinin İzlenmesi” projesinin ilk sonuçları, göldeki ağır metal, pestisit ve diğer zararlı maddelerin seviyesi hakkında korkutucu veriler sundu. 18 metre derinliğe sahip gölde, ilk 7-8 metreden sonra oksijenin tamamen tükenmesi, bölgedeki yaşamı tehdit eden önemli bir bulgu olarak kaydedildi. Araştırma lideri Prof. Dr. Meriç Albay, 30 yıl boyunca gölü izlediklerini belirterek, suyun şu an tamamen kirli olduğunu ve hiçbir şekilde kullanılabilir durumda olmadığını ifade etti.

Küçükçekmece Gölü’nün bugünkü haline gelmesindeki en büyük etkenlerden biri, çevresindeki nüfus artışı ve insan baskısı. 1930’larda sadece 700-800 kişilik bir nüfusun yaşadığı bu bölge, günümüzde 1,5 milyonluk bir nüfusa sahip. Albay, "Sedimandan, dip yapısından suya kadar büyük bir sıkıntı var. Dipteki çamurda ağır metal var, pestisit var. Toksik algler yeşermeye başladı. Burayı en kötü su kıvamında ve şehrin içinde yer alan bir atık su deposu gibi düşünmemiz daha doğru olur." dedi.

CANLI TÜRLERİNİN SAYISI AZALIYOR

Küçükçekmece Gölü’nde son yıllarda, canlı türlerinin sayısının önemli ölçüde azaldığı gözlemlendi. Göldeki balık türlerinin sayısının sadece 2-3 ile sınırlı olduğu belirtilirken, gölde balık tutmanın riskli olduğu ifade edildi. Çünkü ağır metal ve pestisit kirliliği, suyu tamamen kullanılmaz hale getiriyor. Prof. Dr. Meriç Albay, göldeki bu durumun, ekosistemin tamamen çökmesiyle sonuçlanabileceğine dikkat çekti.

Albay, "Hiçbir amaçla kullanamayacağımız bir su, yani yüzemezsiniz, arabanızı yıkayamazsınız, hiçbir şey yapamazsınız. Bakteriyolojik kirlilik çok fazla, zaman zaman balık tutulduğunu görüyoruz ancak balık tutulmaması gerekiyor çünkü ağır metal, PAH, pestisit var, her şey var." diye konuştu.

GÖLÜN KURTARILMASI İÇİN ACİL ADIMLAR GEREKLİ

Prof. Dr. Albay, Küçükçekmece Gölü’nün restore edilmesi için, "İvedilikle atılması gereken adım şu: Havzadan gelen atıkların durdurulması, 1 gram atık girmemesi, bunun artık kontrol altına alınması lazım. Daha sonra burada kesinlikle dip çamurunun alınması lazım. Dipteki atıklar, 30 yıl boyunca dışarıdan yeni atık girmese bile suyu kirletmeye ve yüzeyi beslemeye devam edecek durumda. Daha sonra da oraya gerçekten bir tatlı su girdisi için Sazlıdere Barajı'ndan biraz su bırakmak lazım ve derelerin, atık su deposu gibi değil dere gibi akması lazım. O zaman göreceksiniz ki su kalitesi düzelmiş. Bu şekilde ekosistem arzuladığımız hale gelir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

küçükçekmece gölü