Çadır kentte yaşam

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenenlerin yaralarının sarılmaya çalışıldığı Malatya'da kurulan çadır kentlerde, depremzedelerin her türlü ihtiyacı kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve gönüllülerin desteğiyle karşılanıyor.

Kentte şimdiye kadar yapılan tespitlerde 1154 bina yıkıldı, evleri hasarlı 7 bin 129 aile için 20 çadır kent oluşturuldu.

Çadır kentlerin kurulduğu noktalardan biri olan Atatürk Kız Anadolu Lisesi bahçesinde mobil psikososyal destek ünitesi ve kütüphane oluşturuldu. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bölgeye gelen gönüllüler, çocukların deprem psikolojisinden uzaklaşması için çeşitli etkinlikler düzenliyor.

Lisenin spor salonu yemekhaneye dönüştürülürken Antalya'dan gönüllü olarak gelen otel çalışanları depremzedeler için her gün 13 bin kişilik sıcak yemek hazırlıyor.
Spor salonunda çocuklar için çizgi film gösterimi de yapılıyor.

Okulda yapılan çalışmalar neticesinde sağlık birimleri, giysi mağazaları ve banyo alanları oluşturuldu.
Psikolojik danışmanlık ve rehberlik öğretmeni Ayşe Gül, gönüllü olarak bölgede depremden etkilenen her yaş grubuna destek olmaya çalıştığını anlattı.

Çocuklara yönelik daha çok etkinlik düzenlediklerini ifade eden Gül, "Çocuklar oyunlarla yaşadığı travmaları çabuk unuturlar. Oyuna daldıklarında, paylaşımla arkadaşları ile bunu kısa sürede atlatacaklarını düşünüyorum. Umarım izleri, yaraları fazla derine inmeden en hafif şekilde atlatırlar." dedi.

"DEVLET, BÜTÜN MİLLET YARDIM EDİYOR"

Çadır kentte yaşayan Halit Kaya da "Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin. Bizim başka güvencemiz yok. Bir Allah bir de devlet. Devlet bizimle. Devlet, bütün millet yardım ediyor. Hem devletimizden hem bütün vilayetlerden yardımlar geliyor. Herkes elinden geleni yapıyor." dedi.
Ahmet Sucu ise uzun süre arabada konakladığını, çadır kentin mutfağından faydalandığını belirterek, "Her şeyimizi karşıladılar. İkramı yapan kişiler çok kibar. Daha ne isteyebiliriz, Allah yaptırandan razı olsun. Daha ne istenir, millet olmak bu." ifadelerini kullandı.

Orhan Batar da "Burada hiçbir şeye elini sürmüyorsun. Her şeyi kapınıza getiriyorlar. Çok şükür, kendi evimizde gibi. Banyomu istediğim zaman yapabiliyorum. Havlumuzu, sabunumuzu verdiler. Her eksiğimizi karşılıyorlar. Hiçbir şey bizim değil ama devlet arkamızda. Allah'a çok şükür." diye konuştu.
Zeynep Özer ise oğlunun ve kendisinin evinin yıkıldığını kaydederek, hayatı boyunca böyle bir deprem görmediğini, çadır kentte ihtiyaçlarının karşılandığını kaydetti.