Babasına duyduğu öfke onu boksa yönlendirdi

Hayat hikayesini paylaşan Özkan, çocukluğunda yaşadığı zorluklardan bahsetti. Babasının kendisini sık sık dövmesine sinirlenerek boksa başladığını belirten Özkan, bu kararı nasıl aldığını şu sözlerle ifade etti:

“O kadar sinirleniyordum ki kendi kendime ‘Bu boksu öğreneceğim, babamı döveceğim’ diyordum. Ama baba dövülür mü? Sonra boksa başladım. Ancak babam hastaydı ve maçlarımı izleyemedi. Maç kazandığımda tribünlere bakar, ‘Keşke babam da burada olsaydı, beni izleseydi’ derdim. Arkadaşlarımın babaları onları omuzlarına alır gezdirirdi, benim babam yanımda yoktu. Bu eksikliği hâlâ hissediyorum.”
Babası beyin kanaması geçirdiği için kendisini izlemeye gelemediğini belirten Özkan, “Babam akli dengesini yitirmişti, ama her müsabakaya çıkmadan önce bana ‘Oğlum, dikkat et kendine’ derdi.” ifadelerini kullandı.

Boksörlükten sonra ayakkabı tamirciliğine yönelen Özkan, mesleğinin karşı karşıya olduğu sorunları dile getirdi. Önceden bir atölyede dört-beş kişinin tam zamanlı çalışabildiğini söyleyen Özkan, günümüzde insanların ayakkabı tamirine ilgi göstermediğini belirtti:

“Artık kimse ayakkabısını tamir ettirmiyor, eskidiğinde yenisini alıyor. Meslek neredeyse tamamen bitti.”
Ayakkabıların daha uzun ömürlü olması için ipuçları da veren Özkan, hakiki deri ile ürettiği ayakkabıların suya maruz kalmadan önce boyanması gerektiğini belirtti. “Bir gün sonra lostrada güzel bir boya yaptırılırsa, bu ayakkabı yıllarca giyilir. Aksi halde ayakkabı beyazlar ve zarar görür,” dedi.

4 ilde büyük operasyon: Yasa dışı bahis çetesine darbeGündem