Üretim merkezi Antalya'da esnaf da vatandaşlarda dertli

Yaş sebze ve meyve üretim merkezi Antalya’da, pazarın gündemi girdi maliyetleri. Başta akaryakıt olmak üzere tüm girdiler cep yakıyor. Pazar esnafı yeteri kadar iş yapamıyor, vatandaş ihtiyacı olanı bile alamıyor.

Vatandaş ihtiyacı olanı alabilmek, pazar esnafı da iş yapabilmek istiyor. Tezgâhlar bunun için kuruluyor ancak pazarın eski bereketi yok. Yaş sebze ve meyve üretim merkezi Antalya’da Cuma Pazarı’nda pazarın nabzını tuttuk:

Pazar çok pahalı ya, emekli çok zor geliyor, pazarı görmek.
Millet nasıl alsın?, insanlar zor durumda yani.
- Mutfakta ne varsa ondan pişirmeye çalışıyorum. Öyle o yok, bu yok, şunu getir bunu getir, yok. O bitti, bitti onlar.
- Fiyatlar pahalı, pahalı geliyor.
-Et yemezsek ot yiyeceğiz mecburen.
Türkiye tarım ülkesi. Hayvancılık ve tarımla geçinir.
Akaryakıttan geçiyor, girdiden geçiyor, girdi pahalı. Üretim maliyeti düşerse halkta ucuz yer.
 Bizde memnun değiliz tabi ki gönül ister ki 10 liraya satalım. 20 lira olduğu zaman satışlarımız düşüyor.
Çocukların istediğini alamıyorsun ki, kıt kanaat kıt.
Ben İstanbul’dan geldim. Yeni geziyorum, fiyatlardan memnun muyum? Valla benim pazarıma belli şeyler biraz daha pahalı geliyor hatta burada. Ama belli şeyler, yerel olanlar da daha güzel daha lezzetli ve fiyatları da daha ekonomik.

 Vatandaşın alım gücü günden güne düşüyor. İhtiyacının birini alsa diğeri kalıyor.

200 lira ayırdım geldim. Daha valla şurada yarım kilo biber aldık kızım bak. Patates soğan alacağız, biraz portakal alacağız, marul alacağız gideceğiz evimize.
 Yarımşar kilo alıyoruz, bir kilo değil. Yanıyor Pazar.
200 milyon, hani ne aldım bitti.
Elma aldık, kapya biberi aldık, kara lahana aldık. Buraya 80-90 lira para verdim.
Portakal aldım, salatalık aldım, ayva aldım bir kilo. 2 buçuk kilo süt aldım. İşte kalan bu, 200 liradan.

Ramazan sofralarının vazgeçilmezi hurma, tezgâhlarda her çeşidiyle bol miktarda var. Ancak pazar çantalarına bütçeye göre ayarlanarak giriyor:

Bu hurma ithal. Bunu bedava alsan 15 lira maliyeti var. Paketi, nakliyesi ambalajı. Bu sene sadece üzerine 5 lira koydu, o da zaten gitmiyor. En fazla 10 lira koydu. Geçen senenin 4’te 1’ini satmıyorum. 5 liralık 10 liralık 20 liralık. Artık eskidenmiş 1 kilo yarım kilo.
Daha güzel geçen seneye göre enflasyonla birlikte pahalılanırdı ama şuan daha iyi.

Peki fiyatlar ne durumda? Esnafa göre, havaların ısınmasıyla ürün miktarı artacak, bu da fiyatlara yansıyacak:

Talebin çok olmasından dolayı, ürünün az olmasından dolayı fiyatlar yüksek. Bir iki hafta içerisinde tazesi çıkar. Büyük bir ihtimalle düşüş başlar yani.
Normal yani hava şartlarından dolayı olabilir. Tamam, belki 25 lira patlıcan şuan ama bir ay sonra 10 lira olacak.
Üreticiye göre fiyatlar normaldir. Üretici de masraf ediyor.
Üretim bol, ondan çok. Çok olan şey ne olur, düşer. Az olan malın fiyatı yüksek olur. Geçen hafta salatalık kaç paraydı, 30 lira. Şimdi 15 lira.

Pazarın gündeminde yüksek girdiler var. Ortak talep ise; girdi maliyetleri düşürülsün, üretici desteklensin, fiyatlar da düşsün

Girdiler düşük olsa vatandaş ucuz yiyecek, yani.
 Her şey düşürülsün.
 Çiftçi desteklense, ürettiği malı daha ucuza mal etse, buralara verse, bizde buralardan ucuz alacağız.
 Üreticilere bol bol vereceksin, adamlara gübredir, paradır, mazottur, o zaman şey olur, dışarıdan getirmeyle dökme suyla değirmen dönmez.
 22 liradan mazot alıyoruz traktörümüze, gübre alıyoruz 700 lira çuvalı. Bizim maliyetlerimiz düşürülse, millet bol bol sebze alır, bol bol yiyecek alır.
Antalya antalya esnaf girdi maliyetleri