Yazarı Olmayan Makaleler

Yazarı Olmayan Makaleler

Yargı bağımsızdır, tarafsız değil yasalardan yana taraftır

İyi akşamlar sevgili izleyiciler. Bugün yine günlerden Salı yani Meclis’in en şenlikli günü. Partilerin grup toplantıları vardı ve liderler yine kürsülerdeydi.

AKP Grup toplantıları artık iyice miting havasında yapılmaya başlandı. Erdoğan artık nerede olursa olsun karşısında mutlaka kendisine tezahürat yapan bir kalabalık görmek istiyor. Sanıyorum artık ancak böyle ortamlarda daha rahat konuşuyor kendine güven geliyor.

Aslında Meclis kurallarına göre milletvekili olmayanların o çatı altında bırakın tezahürat yapmayı yüksek sesle konuşmaları bile olmaz. Bu sadece teamül olmasından değil, yüce meclisin saygınlığı açısından da önemlidir. Ancak AKP bu teamülü 2007 seçimlerinden sonra bozdu. Grup toplantılarına toplama kalabalıklar getirilmeye başlandı. Bu kalabalıklar sanki miting alanındaymışlar gibi sürekli tezahürat yapmaya başladılar.

Yazının Devamı

Yeni yasa ile Balyoz ve Ergenekon çözülebilir

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; bugün çok üzücü bir trafik kazasıyla uyandık hepimiz. Kayseri’de meydana gelen bir trafik kazasında ne yazık ki 21 vatandaşımız can verdi, 20’nin üzerinde kişi de yaralandı. Öncelikle kazada ölenlere Allah’tan rahmet yakınlarına ve herkese baş sağlığı dilemek istiyorum.

Trafik kazaları her zaman oluyor, her gün nice insanımızı yitiriyoruz. Ama bir kazada bu kadar çok ölüm pek alışıldık durum değil, sanki uçak kazası gibi bir şey. Sabah haberi ilk kez izlerken çok şaşırmıştım. Çünkü kaza görüntülerine bakınca insan “yan yatmış bir otobüste neden bu kadar çok insan ölmüş olabilir ki?” diye düşünmeden edemiyor.

Acı gerçeği bir süre sonra öğrendik. Otobüs buzlu yolda kayıp şarampole yuvarlanmış ve yan yatmıştı. Ancak ölenlerin bir kaçı candan fırlayıp sonra otobüsün altında kaldıkları için ölmüşlerdi. Ama ölenlerin büyük çoğunluğu soğuktan donarak can vermişti.

Yazının Devamı

Erdoğan kurtuluşunu savaşta mı görüyor?

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; bu akşam sizlere bugünkü Sabah gazetesinden aldığım bazı satırları okuyacağım. Hükümete en yakın yayın organlarından biri olan Sabah, “iyi niyetimiz sömürüldü” başlığı ile manşetten verdiği haberde Başbakan Erdoğan’ın Brüksel’deki temasları sırasında Avrupa Birliği’nin en önemli yetkililerine söyledikleri aktarılıyor.

“Başbakanlık kaynaklarından” alınan bilgiye göre mahreciyle yayınlanan haberde Erdoğan’ın “AB yetkililerine paralel devleti nasıl anlattığı” dile getiriliyor.

Okuyorum; Devletin içinde paralel yapı var. Bununla ilgili endişelerimiz iki yıldır sürüyor. Bu paralel yapılanma adaleti sağlamak değil belli yapıları cezalandırmak için uğraşıyor. İstedikleri yapıya istedikleri davayı açabiliyor, belgelerin denetimlerinde de gerçek olup olmadığının sonuçlarını kendi istekleri gibi çıkartabiliyorlar. 17 Aralık operasyonu örneğinde görüldüğü gibi, yolsuzluk adı altında başlayarak, yasal olup olmadığı belli olmayan yollarla elde edilen delillerle, masumiyet karinesini hiçe sayarak anında suçlu havası estiriyorlar.

Yazının Devamı

Başbakan mahalledeki topun sahibi zengin çocuğu gibi

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; dünkü sohbetimizde sizlere Başbakan’ın Brüksel gezisinin “kritik” olduğunu söylemiştim. Görüşmeler bugün yapıldı, Avrupa Konseyi Başkanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı ile Başbakan Erdoğan ortak bir açıklama ve ardından kısa bir basın toplantısı yaptılar.

Sonuç benim gördüğüm kadarıyla aynen şudur; Erdoğan Türkiye’den giderken kendisine ve hükümetine yönelik bir darbe girimi ile karşı karşıya olduğunu, paralel devlet yapılanmasının yargıyı kullanarak hakim olmaya çalıştığını belirtmiş ve bunları kanıtlarıyla birlikte Avrupalılara anlatacağını söylemişti.

Erdoğan bunları anlatmış ancak inandırıcı olamamış. Durum budur, öncelikle bunu bilelim.

Yazının Devamı

Bakın işte Başbakan’ın Brüksel gezisi gerçekten “kritik” tir

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; hafta sonu Almanya’daydım. Cumartesi günü Almanya'nın Baden-Württemberg eyaletine bağlı Tübingen’de Tübingen Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde üçte biri Almanlardan oluşan kalabalık bir topluluğa konuşma yaptım. Konferans 50 yıl aşkın süredir Tübingen kentinde yaşayan, Almanya’daki Türkler’in Alman devletiyle ilgili hukuki sorunlarının çözümünden gerek tercüman gerek uzman olarak görev yapan Hasan Tahsin Ersoy’un girişimiyle gerçekleşti.

Hasan Tahsin Ersoy çok ilginç bir kişilik. Ömrünün büyük bölümünü Almanya’da yaşayan Türkler’e adayan, ana dili gibi Almanca bildiği gibi Alman hukukuna ve sosyal yaşamına hakim olan ama bütün ısrarlara rağmen Alman vatandaşlığına geçmeyen bir Türk. Alman Federal Parlamentosu geçtiğimiz yıl Ersoy’a Almanya’nın en değerli armağanlarından biri olan “Şeref madalyasını” verdi. Bu madalyayı alan 7 Türk daha var. Ama Hasan Tahsin Ersoy, Alman vatandaşı olmadığı halde bu madalyayı alan ilk Türk.

Tübingen Üniversitesi Almanya’nın en önemli ve saygın üniversitelerinden biri. Tahsin Ersoy’un bana anlattığına göre Tübingen Üniversitesi ilk kez bir Türk Gazeteciye konferans verme olanağı sağlamış. Üniversite hazırlıklara iki ay önce başladı. Bana gelen teklifte Türkiye’deki siyasi durumu Erdoğan hükümetinin geleceği konularında konuşmam istendi.

Yazının Devamı

Gülen Cemaatine karşı geniş çaplı bir operasyon yapılabilir

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; artık çok kritik bir döneme girdik. Başbakan Erdoğan yargıdaki dağıtma operasyonunu bitirmek üzere. Bugün haberlerde de izlediniz İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, başsavcı vekili, AKP'li bakanlara ve çocuklarına karşı operasyon başlatan savcılar, Başbakan'ın oğlunu ifadeye çağıran savcılar görevden alınıp başka yerlere atandılar.

Sadece şu örneği verelim, Oda TV soruşturmasını yürüten bütün savcılar görevden alındı. Hepsi de cemaatçi olmakla itham ediliyor. Ergenekon ve Balyoz'u yürüten savcıların da çoğu görevden alındı.

Bu arada bugün gelişen çok ilginç bir olay daha var. AKP'ye yönelik üçüncü dalga yolsuzluk operasyonu için bu sabah düğmeye basılmış. Savcılar Beyoğlu Belediyesi ile ilgili bir yolsuzluk dosyası kapsamında bazı kişilerin gözaltına alınıp getirilmesi için emniyete talimat vermiş. Ancak Başbakan'ın izin vermemesi üzerine emniyetten bir polis bile çıkıp söz konusu kişileri ifade vermek üzere almaya gidememiş.

Yazının Devamı

Farkında mısınız devlet çöküyor

İyi akşamlar sevgili izleyiciler, 15 Ocak’a geldik. 17 Aralık’tan bu yana neredeyse tam bir ay geçti. Bu süreçte neler söylenmedi, neler yapılmadı, neler ifşa edilmedi ki?

Peki ne oldu? Hiçbir şey.

Başbakan devlet içinde devletten, paralel yapıdan söz ediyor. Ara sıra coşuyor, savcılar için hakimler için hatta kimi işadamları için “işte suç duyurusu yapıyorum” diyor.

Yazının Devamı

Hasan Sabbah müritlerini nasıl cennete gönderiyordu?

İyi akşamlar sevgili izleyiciler, bugün Salı. Eee Salı olunca ne oluyor, partilerin Meclis gruplarında genel başkanların konuşmaları var. Şenlikli bir gün yani.

Liderler yine kürsüdeydi, televizyonlar Bahçeli’yi kısmen, Kılıçdaroğlu’nu bazıları tamamen bazıları kısmen, Erdoğan’ı ise eksiksiz bütün kanallar tamamen yayınladılar.

Bana göre günün sözünü Başbakan Erdoğan söyledi. Zaten Erdoğan bugünün yıldızıydı aslında, o kadar sert ve şiddetliydi ki, bundan sonra olacakları tahmin etmek o kadar güç değil.

Yazının Devamı

Ne cemaat ne AKP

İyi akşamlar sevgili izleyiciler. Öncelikle hepinize iyi haftalar dilerim. Hep bu iyi dileklerle başlıyoruz haftalara ama pek de iyi geçmiyor. Gündem artık tam bir kaosa dönüşüyor, bırakın haftayı önümüzdeki bir iki saati bile tahmin edemiyoruz artık.

Bakın bu haftaya başlarken, son 24 saatte yaşadıklarımızdan çok küçük bir kesit vereyim. Her biri birbirinden beter birbirinden şaşırtıcı.

Örneğin bugün internet sitelerine bir bant kaydı düştü. Hani yıldönümü geçeli iki gün oldu galiba, Paris’te üç önemli PKK yöneticisi öldürülmüştü. İşte o olayla ilgili tutuklanan bir genç vardı, Ömer Güney, onun bıraktığı söylenen bir bant kaydı varmış. Cinayet sanığı genç yakın bir arkadaşına “başıma bir şey gelirse bu kaydı açıkla” diye bırakmış. Bu kayda göre Osman Güney MİT elemanlarıyla görüşmüş eylem için, birlikte planlamışlar. Ama Osman Güney tutuklanınca MİT kendisini yalnız bırakmış.

Yazının Devamı

Başbakan “Bana kim ne yapabilir?” diye düşünüyor

İyi akşamlar sevgili izleyiciler. Artık ipin ucunu biz de kaçırıyoruz. Neredeyse dakika başı bir olay patlıyor. Birileri bir yerde konuşuyor, akıl almaz iddialarda bulunuyor, hemen arkasından bunların yalan olduğu veya sahte belgeler düzenlendiği iddia ediliyor. Ama onu incelerken bir de bakmışsınız hepsini çürüten başka bir olay yaşanmış.

İnanmayacaksınız ama çalışma masamın üzerinde kâğıt kalmadı not almaktan. Alt alta sıralıyorum gördüklerimi, sonra en başa geldiğimde başlıyorum çizmeye çünkü bir kısmının hükmü kalmamış bile.

Kavga artık o hale geldi ki, bazı yerlerde okuduklarımıza inanamıyoruz. Örneğin AKP’li milletvekili Ali Aşlık tiwitter’dan bir mesaj atmış, diyor ki “Savcı Öz; Savcı Murat Gök gibi kendi sonunu kendi hazırlayacak! Ne demiş atalarımız: Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste..." İlk başta hatırlamıyorsunuz tabii Murat Gök kimdir, sonu ne olmuştur. Murat Gök İzmir’de birçok yolsuzluk operasyonunu başlatmış bir savcı. Daha sonra Samsun’a atanmış ve bir gün evinde ölü bulunmuştu. Ölüm olayı şüpheli olarak kayıtlara geçmişti.

Yazının Devamı

Uludere “kaçınılmaz hata” bahanesiyle örtülemez

İyi akşamlar sevgili izleyiciler. Dün akşam sizlere savcı Zekeriya Öz ile ilgili haberlere dayalı bir değerlendirme yaparken “Hiç şaşmaz, yarın mutlaka Öz’ün diğer turistik gezileri de medyaya, tabii yandaşların Erdoğan tarafındaki medyaya düşeceğini söylemiştim. İşte bugün baktım Dubai tatili unutulmuş yerine diğer tatiller, lüks oteller ve harcamalar gelmiş.

Şunu hemen söyleyeyim, böyle bir savcıyı savunmak elbette mümkün değildir. Ama bu savcıya yapılanlardan şunu da anlıyoruz ki bence önemli olan da budur, devlet gücünü elinde tutanlar istedikleri anda istedikleri kişiyi karalayıp yerin dibine sokabiliyor.

Bakın, şu Dubai olayı ne garip değil mi? Önce Savcı Öz’ün adı verilmeden “yılda 22 kere yurtdışına giden savcı” açıklaması yapılıyor. Yapan da Başbakan, yabana atılacak isim değil. Ama o nedense bu savcının kimliğini açıklamıyor.

Yazının Devamı

Erdoğan “Yakamı bırakın çekip gideyim” mi diyor?

İyi akşamlar sevgili izleyiciler. Artık bu iş komediye dönüştü. Neredeyse saat başı bir yerlerden lağım patlaması gibi bir haber geliyor. Sonra biliyoruz ki o lağım patlamasına kim müdahale ettiyse hükümetin müdahalesine uğruyor.

Bu sabah İzmir’de bir yolsuzluk operasyonu başladı. Aslında İstanbul’da başlatılıp da Başbakan’ın müthiş öfkesiyle durdurulan operasyonun bir benzeri hatta belki de bir parçasıydı operasyon.

Çünkü işin içinde yine Devlet demiryolları var, yine limanlar var ve yine tabii bazı ünlü müteahhitler ve en önemlisi yine bir bakanın yakını.

Yazının Devamı

Başbakan’ın çete dediği cemaate cumhurbaşkanı elçi gönderiyor

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; hepinize iyi haftalar dilerim. Bakalım bu hafta bizlere ne gösterecek. Başbakan uzun Uzakdoğu seyahatine çıktı. Başbakan ne zaman yurtdışına çıksa mutlaka önemli gelişmeler olur. Bugüne kadar bu hep böyle oldu. Ya Türkiye’de beklenmedik bir olay patlar ya Başbakan artık yurtdışında olduğu için mi bilemem, çok önemli ve tartışılacak sözler söyler. Yurtdışından gündem oluşturur, sonra döndüğünde bunun meyvelerini toplamaya çalışır. Bu kez de mutlaka bir şeyler olacaktır.

Gerçi giderayak zaten ilginç bir olay yaşandı. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan daha sonra mikrofonun açık olduğunu unutup Danıştay’la ilgili bir şeyler söyledi. Tam anlaşılamadı aslında ne dediği ama, konu aslında açık. Hükümet Danıştay’ın bazı kararlar almasından endişeli. Biliyorsunuz 17 aralıktan bu yana devlet çarkı içinde başta polisler olmak üzere pek çok kişi görevden alındı. Görevden alınanlar doğal olarak idari yargıya başvurup eski yerlerine dönmek istiyorlar. Muhtemelen görevden almalar keyfi olduğu için idari mahkemeler görevlinin lehine kararlar alabilirler. İşte belli ki hükümet bu yolun kapanması için önlem almaya çalışıyor. Danıştay kanununda değişiklikler yaparak görevden alınan devlet memurlarının görevlerine dönmelerinin yolu tıkanmak isteniyor. Göreceğiz bakalım.

Sevgili izleyiciler, mutlaka merak etmişsinizdir. Şu elimdekiler minicik boncuklardan yapılma birer gül. Bunlar nereden geldi biliyor musunuz? Silivri’den. Orada tutsak olarak tutulan gazeteci arkadaşımız Tuncay Özkan’dan yılbaşı armağanı. Bunlardan biri benim diğeri de Ümit Zileli’nin. Ama ben Ümit Zileli’ninkine de el koyum. Çalıştığım odada ikisi birlikte duruyor.

Yazının Devamı

İçinde silah ve mühimmat olan TIR valiliğin emri ile aranmıyor

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; iktidarla cemaat arasındaki kavga giderek daha şiddetli bir hal alıyor. Başbakan'ın atağa kalkıp yargının ve polisin dizginlerini ele almasından sonra ortada operasyon falan kalmadı. Buna karşı iki taraf da ellerindeki belgeleri bilgileri izleme dinleme fişlemeleri peyderpey ortalığa saçmaya başladı.

Bu arada topa Genelkurmay da girdi. Balyoz davasının sahte belgelerle düzenlendiğine ilişkin açıklamalar üzerine suç duyurusunda bulunmuşlar. Ama burada farip bir şey dikkatimi çekti. Bnu ben de twitterde yazdım. Acayip tepki geldi. Pek çok kişi "Genelkurmay hükümete destek olmak için bu suç duyurusunda bulunmuştur" görüşü çok hakim en azından twitter ahalisinde.

AKP'li Burhan Kuzu dün 2 bin kişilik listeden söz etmişti. Neydi bu liste? Devlet içinde devlet kurduğu söylenen cemaatin illere göre dağılımı. Kuzu bunu twitter üzerinden açıkladı

Yazının Devamı

Yüce Divan’a gitseler hapisten çıkamazlar

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; şunun şurasında 4 saatimiz daha var. Ondan sonra 2013’e veda ediyoruz. Bakalım 2014 bize neler getirecek. Ben de öncelikle yeni yılınızı kutlamak istiyorum. Umarım ve dilerim 2014 geçmiş yıldan daha iyi, aha mutlu ve huzurlu geçsin.

Peki bu güzel dileklere rağmen umudum var mı? Var tabii. Belki bu dileklerin hemen yerine gelmesi için değil ama daha uzun vadede, uçurumun kenarına getirilen Türkiye’nin silkinip uyanması konusunda elbette umudum var, ki zaten hiç yitirmemiştim bunu.

Bu yıl neler olur? Cemaat iktidar kavgası nereye kadar uzanır, 11 yıllık baskı dönemi biter mi, Türkiye aydınlık yarınlara kavuşabilmek için ayağa kalkar mı?

Yazının Devamı

Yüce Divan’a gitseler hapisten çıkamazlar

İyi akşamlar sevgili izleyiciler; şunun şurasında 4 saatimiz daha var. Ondan sonra 2013’e veda ediyoruz. Bakalım 2014 bize neler getirecek. Ben de öncelikle yeni yılınızı kutlamak istiyorum. Umarım ve dilerim 2014 geçmiş yıldan daha iyi, aha mutlu ve huzurlu geçsin.

Peki bu güzel dileklere rağmen umudum var mı? Var tabii. Belki bu dileklerin hemen yerine gelmesi için değil ama daha uzun vadede, uçurumun kenarına getirilen Türkiye’nin silkinip uyanması konusunda elbette umudum var, ki zaten hiç yitirmemiştim bunu.

Bu yıl neler olur? Cemaat iktidar kavgası nereye kadar uzanır, 11 yıllık baskı dönemi biter mi, Türkiye aydınlık yarınlara kavuşabilmek için ayağa kalkar mı?

Yazının Devamı