İstiklal Harbi’nin belki de en kritik günlerinden birisiydi. Türk milleti ölüm-kalım savaşının bir adım gerisindeydi. Savaşta demiryollarının sorumluluğunu üstlenen Behiç Bey bir telgraf alır. Gönderen Atatürk’tür: “Sevkiyatı hızlandırın; trenleri son sürate çıkarın; geciktirenler idamla cezalandırılacaktır!”Gelen cevap çok çarpıcıydı: “Bu hat 40 kilometreden süratli gitmeye müsait değildir. Hızlandıralım derken tek bir sevkiyat bile yapamayabiliriz. Emrinizi aldım; bu nedenle uygulamadım. İkinci emrinizi bekliyorum!” Atatürk derhal kısa bir cevap verir: “Sen nasıl uygun görürsen Behiç!” Trenler saat gibi çalışır ve zafere giden yolu açar.
TÜRKLER DEMİRYOLU İŞLETEBİLİR Mİ?
Behiç Bey, bir Osmanlı subayı olarak 1912 yılında demiryolu işletmesindeki hataları 4 ülkenin sistemi ile karşılaştırarak ortaya çıkarır. Bu konudaki çalışmasını 300 sayfalık bir kitap olarak yayımlar. Ancak yabancı yöneticiler Behiç Bey’in bu görüşlerine itibar etmezler. O dönemde tahmin edemedikleri husus, Behiç Bey’in bu bilgileri Kurtuluş Savaşı’nın kaderini etkileyecekdemiryolu şebekesine dönüştürecek olmasıdır.