Soner Polat

Soner Polat

Köşe Yazısı

Vatan ve demokrasi

Hepimiz onu tanıyoruz: UtkuReyhan, Vatan Partisi Genel Sekreteri! Türkiye Gençlik Birliği’nden yetişen genç bir kardeşimiz…Genel Sekreterlik parti hiyerarşisinde ikinci en önemli ve enetkili organ! Bütün başkanlıklar, Başkanlığını yaptığım Uluslararası Büro da dahil Genel Sekreter’e bağlı olarak görev yapıyor. Genel Sekreter, bütün Başkanlıkların eşgüdüm içerisinde uyumlu bir şekilde görevini yapması için özel tedbirler alıyor. Zaman zaman da Başkanlıklardan kendi özel faaliyetleri konusunda raporlar talep ediyor…

VATAN’DA TORPİL YOK!

Peki, bu makama Utku Reyhan nasıl geldi? Parti’nin siyaset ve strateji üretme çabalarına önemli katkılar yaptı.Örgütlenme konusunda ezber bozan yöntemlerle yeni bir çığır açtı. Özellikle Güneydoğu’da özel alan çalışmalarında çok başarılı oldu. Parti’nin gündemine girdi ve olağan kurultayda MKK üyeliğine seçildi. Daha sonra MKK üyeleri tarafından Genel Sekreterliğe layık görüldü. Bu kurulda da tartışmalar oldu; lehte ve aleyhte konuşmalar yapıldı. Sonuçta oylamaya geçildi. Genel Başkan’ın sadece bir oy hakkı vardı. Ve de Utku Reyhan bileğinin hakkı ile Genel Sekreter seçildi.

Yazının Devamı

Kılına bile dokundurtmayız!

Türkiye’yi 7 Haziran seçimleri sonrasında teslim almayı planlayanların zevkten dört köşe olduğu günlerdi… Aklını yitirmiş Türk basını Selahattin Demirtaş’ı barış peygamberi ilan etmişti! PKK Meclis’e sokulacak, Tayyip Erdoğan indirilecek, Türkiye güzel günler görecekti… Basındaki Cumhuriyetçi yazarlara bile bir haller olmuştu! PKK’nın siyasi kanadı olan bir partiye oy vermenin utanılacak bir şey olmadığını okurlarına anlatmak için yazı üstüne yazı yazıyorlardı…

VATAN DÜN DE BUGÜN DE AYNI NOKTADA!

Vatan Partisi, “PKK’nın sesi olanları Meclis’e taşımanın bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanet olduğunu” yalın bir dille ifade etti! Bu durumun “terörü körükleyeceğini, PKK’yı azdıracağını” söyledi! Açılım benzeri her türlü sürecinin kanlı çatışmaları tetikleyecek dinamikleri bünyesinde barındırdığını, bıkmadan usanmadan anlattı. AKP ve Erdoğan nefretini kullanan emperyalist devletlerin “ülkeyi demokratik yollarla bölmek için pusuda beklediğini” açıkladı… Türkiye’yi silahlı ve silahsız olarak bölmek isteyenlerin gemi azıya aldığını ve bunun mutlaka önlenmesi gerektiğini bildirdi…

Yazının Devamı

Nitelikli bölücülük

Hukuki davalarda “nitelikli dolandırıcılık” olarak isimlendirilir. Aç olduğu için bir ekmek çalmak zorunda kalanı hapse atarlar ama nitelikli hırsızlar genellikle paçayı sıyırır. HDP, CHP ve Saadet’in seçim bildirgelerini notlar alarak dikkatle inceledim. Aklıma nitelikli bölücülükten başka bir şey gelmedi. Zaten kişisel görüşüme göre sadece, “Eşit Vatandaşlık” bile bölücülüğün daniskasıdır. Bugünlerde Türkücü Selo’yu yüceltme yarışı var. Akıl tutulması yaşayan muhalefet bloku, PKK’nın siyasi kanadına sıkı sıkıya sarılmış durumda! Arkasındaki gazeteler, televizyonlar ve çok okunan yazarlar da HDPKK’yı yıkama, yağlama, boyalama, cilalama yarışında birbirini çiğniyor…

TÜRKİYE ETNİK MOZAİK Mİ?

Önce kısa bir bilgi verelim. Bir ülkede etnik çeşitlilik olması için etnik nüfus, genel nüfusun en az yüzde 35’i olmalıdır. Bu oran dünyaca kabul edilen uluslararası standarttır. “Türkiye’nin Etnik Yapısı” adlı eseriyle bu konuda en ciddi araştırmayı Ali Tayyar Önder yapmıştır. Elimde bulunan kitabının 27’inci baskısında genel nüfus sayım bilgileri ve tarafsız araştırmalara dayanılarak durum tespiti yapılmıştır.

Yazının Devamı

İşte bu Vatan'ın Ayak sesleri

Dizel motorların bir özelliği vardır… Ateşlemeyi tetiklemek için buji gerekmez! Yanma için basınç ve sıcaklığın belirli bir seviyeye yükselmesi gerekir. Bu değerlere ulaşılmamışsa, ne kadar çok yakıt verilirse verilsin, patlama olmaz!

KİTLELER ALIŞKANLIKLARINA BAĞLIDIR

Sosyal olaylar dizel motorlardan çok farklı değildir. Siyasetçi ne isterse istesin, toplumsal düzlemde koşullar olgunlaşmamışsa, farklı bir yönelim olmaz. Kitleler kolay kolay alışkanlıklarından vazgeçmez. Son ana kadar eski düzene sadakatle bağlı kalır. Yeni bir yönelimin yeni riskler getireceğini, elindeki kazançları tehlikeye düşüreceğini düşünür. Ayrıca Kurulu Düzen (Müesses Nizam), mevcut sistemden istifade ettiğinden egemen siyasi yapıları koruma, çıkarlarına zarar vereceğini düşündüğü siyasi hareketleri bastırma eğilimindedir. Mevcut siyasi partiler yıprandığında, Kurulu Düzen sistemin devam etmesi için aynı nitelikteki yeni yapıları, sanki farklıymış gibi topluma pazarlar.

Yazının Devamı

Vatan'ın yurt dışı rotası

Siyasi partilerin dış politika söylemleri muğlak ifadeler içeriyor. Ama Batı’ya ve Avrupa-Atlantik yapının bütün kurumlarına sadakatle hizmet hedefi gözden kaçmıyor. Komşu ülkeler, Doğu ve Avrasya ile ilişkiler ise yasak savmak için kaleme alınmış! Kararsızlık ve şaşkınlık, çok yönlü dış politika örtü ve aldatmasının arkasına gizlenmiş! Batı’dan kaynaklanan tehdit ya görülmüyor ya da bunu açıkça ifade etme cesareti yok! Aslında partilerin neredeyse tamamı Avrupa-Atlantik sistemin çarklarını döndürmek için oluşturulmuş. Bu nedenle, sisteme yaslanmadan yol alma yetenek ve birikimleri yok! Sadece Vatan Partisi farklı bir söylemle seçmenlere sesleniyor. Ara başlıklar bana aittir. Kulak verelim:

SAVAŞ NASIL ÖNLENİR?

Türkiye, Ege ve Doğu Akdeniz’den İran-Arap Körfezi’ne kadar uzanan cephede ciddî tehditlerle karşı karşıyadır. ABD-İsrail merkezli bu tehditleri göğüslemek için Vatan Partisi, komşularımız Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Rusya yanında Çin Halk Cumhuriyeti gibi etkili ülkelerle güvenlik ve ekonomi alanlarında işbirliği ve dayanışma için yıllardan beri verimli çalışmalar yürütmüştür ve hükümet görevleri yapmıştır. Bu açıdan Perinçek Hükümeti göreve hazırdır. Bölgemizde savaşı önleyecek ülke Türkiye’dir ve Türkiye’de savaşı önleyecek hükümet de, Perinçek Hükümetidir. Çünkü günümüz koşullarında savaşı önlemenin biricik yolu, ABD ve İsrail tehdidine karşı Batı Asya ülkeleri ile dayanışmadır.

Yazının Devamı

Önce Vatan

Vatan Partisi ülkenin her karış toprağına sevgi ve ümit tohumları ekiyor. Şimşeklerin bile yerinden kımıldatamadığı kitleler silkinmeye ve ciddi ciddi düşünmeye başladı. Tünelin ucundaki ışık belirginleştikçe, desteğin çığ gibi büyüyeceği şimdiden görülüyor. Ayrıca bu desteğin ağırlık değerinin çok yüksek olduğunu söylemeliyim. Vatan nehrini denizle buluşturacak olan kesimler Cumhuriyet’i kuran neslin günümüzdeki temsilcileri! Bu kesim duyarlı, bilinçli ve birikimlidir; rota dışı sapmaları hemen görür ve kaydeder!

GELECEĞİN PARTİSİ

Vatan Parti’si ülkemizin içinde bulunduğu olağanüstü koşulların doğal bir sonucudur. Bu nedenle günümüzün partisi ama daha çok geleceğin partisidir. Nasıl bütün nehirler denizle buluşuyorsa, bu parti de bir bayrak gibi yükselecek ve ülkenin kaderine ortak olacaktır. Vatan Parti’si ülkemizde emperyalizmin karşısına yiğitçe dikilen tek kurumdur. Ülkemizdeki yaşamsal sorunlar emperyalizm kaynaklı olduğuna göre, belirlenen siyaset önünde sonunda geniş halk kitlelerini kucaklayacaktır.Kısa zaman içinde toplumun seçenek arayan her kesiminin ilgi alanına girecek olan bu hareket, “Atatürk’te birleştik!” diyerek ideolojik rotasını çizmiştir.

Yazının Devamı

Vatan’ın koruyucuları

Vatan Partisi gerçekten de adayları ile göz kamaştırıyor. Kutup yıldızı gibi Türkiye’ye yön veriyor. Listelere baktığımızda gençlik damgası görüyoruz. Mücadelenin Bayraktarlığını gençler üstlenmiş!

BU GENÇLER IŞILDIYOR…

TGB’nin Kurucu Başkanı, her milli davada en önde olan Adnan Türkkan! Efsane Başkanı, milyonluk kitle hareketlerini örgütleyen, gençlik önderliğinin el kitabı İlker Yücel! ABD askerlerini çuvalla tanıştıran, iz bırakan onurlu Başkanı Çağdaş Cengiz! Müthiş, kararlı ve saygı duyulacak bir mücadele yürüten şimdiki Başkanı Cem Dikmen!Ele avuca sığmayan, Dünya Anti-emperyalist Gençlik Birliği Genel Sekreteri, zekâ küpü Elif İlhamoğlu! Öncü Gençlik’in cesur, dirayetli ve çalışkan Başkanı Aykut Diş ve daha birçok nitelikli genç Vatan Savaşı’nın ön saflarında mevziye girmiş!

Yazının Devamı

Subliminal mesaj

Sözcü’de 5 Haziran 2015 günü Yılmaz Özdil yürekleri burkan bir yazı kaleme almış: “Tek adama karşı tek kollu adam!” İnsanım diyen her canlının isyan edeceği bir yazı! Makale, gazetenin bir sayfasının neredeyse tamamını doldurduğu için kısa bir kesit verebiliyorum. Okurlarımı yazının tamamını okumaya davet ediyorum. Ancak makalenin final bölümü dikkat çekici! Dizilerdeki, alt yazı ile geçilen “Bu programda ürün yerleştirme vardır!” ilanını çağrıştırıyor.

TEK ADAMA KARŞI TEK KOLLU ADAM!

Gariban bir ailenin çocuğuydu Veli.Ankara'da sanayi sitesinde çalışıyordu. Öbür atölyelerdeki işçileri sendika üyesi olmaya teşvik ediyordu. Bu büyük suç (!) nedeniyle “yasadışı örgüte yardım” iddiasıyla tutuklandı.Üç ay hapis yatırıldı, bırakıldı.Bırakıldı ama Dünya Kadınlar Günü'nde yasadışı bildiri dağıtıyor diye gene tutuklandı. Üç yıl dokuz aya mahkûm edildi.Burdur cezaevine tıkıldı.Tam o sırada, terör örgütü iddiasıyla içerde bulunan ve işkence gören mahkûmlar ölüm orucuna yattı, isyan başlattı.

Yazının Devamı

MİLGEM’de 5 milyar dolarlık satış!

İlk kez 5 Haziran 2018 tarihli Yeni Şafak’ta gördüm. Mutluluktan havalara zıpladım. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, “Milli Gemi projesinde 4 korvet ihracatı için yürütülen görüşmelerde sona gelindiğini” açıklıyor. Ve ilave ediyor: “Tek kalemde Türkiye’nin en büyük savunma sanayi ihracatı olacak!” Bedeli, tam 5 milyar dolar! Domates, biber, araba, buzdolabı değil, kurtlar sofrasında modern teknoloji ürünü bir harp gemisini satıyorsunuz… Düşünüyorum da acaba Bakan Canikli, bu projenin nasıl yaratıldığını biliyor mu? Hiç kimse kusura bakmasın! Bu gemi başından sonuna kadar bütünüyle Türk Deniz Kuvvetlerinin bir ürünüdür. Türk denizcisi içeride yan gelip yatanlara yol göstermiş, dışarıdaki efelere meydan okumuştur.

BAHRİYELİ KİMDİR?

Okulunu bitiren bir denizci, birdenbire kendisini çok yüksek bir teknolojiyi bünyesinde barındıran gemilerde bulur. Uzay, muhabere, radar, sonar, elektronik, silah, iletişim, navigasyon teknolojileri ile iç içe yaşar. Bu teknolojilerle bütünleşmeden ve yabancı dil bilmeden gemide yaşamını idame edemez. Ayrıca, çok iyi anlar ki başarı, ancak takım çalışması sonucunda oluşur.

Yazının Devamı

50 kuruşa çorba, üç beş oya vatan

Değerli bir aydın olan Lâle Gürman Hanımefendi göndermeseydi, haberim olmayacaktı. Uğur Dündar Halk TV’de HEPAR Başkanı Osman Pamukoğlu Paşa ile Muharrem İnce’yi buluşturuyor.

UĞUR DÜNDAR ADİL DEĞİL Mİ?

Söz alan İnce şunu söylüyor: “Kendimi atıl hissettim. Beni tek çağırsaydınız!” Uğur Dündar ise “kendisinin daha fazla süre aldığını, adil davrandığını” ifade ediyor. Milli konularda keskin bir duruşu olduğu için Pamukoğlu Paşa izleyicilerden yoğun alkış alıyor. Bunun üzerine İnce, “Örgüte bildirirdim, buraya 10 bin CHP’li gelirdi!” mealinde bir cevap veriyor.Gergin görünen İnce, işi birdenbire asker-siyasetçi ikilemine getiriyor. Meclis lokantasında çorbanın 1 TL. ama orduevlerinde 50 kuruş olduğunu öne sürüyor. Pamukoğlu Paşa, “Atma Recep, din kardeşiyiz!” mealinde bir cevap veriyor. Gerçekten de ne şimdi ne de önceden orduevlerinde 50 kuruşa çorba verildiğine hiç tanık olmadım. Muharrem İnce taraftarları, “Bilgi Edinme Yasası” kapsamında Genelkurmay Başkanlığı’na resmi olarak başvurup bu konuyu soruşturabilir!

Yazının Devamı

Atatürkçü gazete ve Kemalist gazeteci

Aşağıdaki satırlar Atatürkçü bir gazetede, Atatürkçü bir yazar tarafından, Atatürkçülük adına kaleme alındı. Ara başlıklar bana aittir.

YÜKSEK IQ İLE YAZMAK!

Esas mücadelenin aktörleri belli. AKP, CHP ve İYİ Parti. Ancak seçimde bir parti daha var ama durumu çok farklı. HDP... Fark şuradan geliyor ki, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş hapishanede yatıyor. Dolayısıyla onun mitinglerde konuşması, yapacaklarını ve fikirlerini topluma anlatması asla söz konusu değil. Dört duvar arasından ne diyeceksiniz ki... Peki, suçu ne? Bildiğim kadarıyla bölücülük falan değil. Ya ne? Cumhurbaşkanına hakaret! Hakkında verilmiş bir ceza var mı, herhangi bir ceza almış mı? Hayır, o sadece tutuklu. Yargılama devam ediyor. Tahliye edilmesi için üst yargı organlarına yaptığı itirazlar derhal reddediliyor ve bırakılmıyor. Seçime giren bir partinin genel başkanının, cumhurbaşkanlığı adayının cezaevinde yatıyor olmasını kimseye anlatamazsınız. Hele Batı dünyası böyle bir olayı kabul etmez.

Yazının Devamı

Atatürk ile aldatanlar

Nihat Genç yine tarihi ve muhteşem biryazı kaleme almış: “Bu adamlardan iğreniyorum.” Atatürk’ün mirası ve Cumhuriyet’i koruma iddiasında olanların ya korkularına ya çıkarlarına ya da cahilliklerine teslim olduklarını çarpıcı bir şekilde nakletmiş! Bu yazı burnundan kıl aldırmayan, kendini yıldızların üstünde gören ama her rüzgârdasazlıklar gibi başka yöne eğilensahte kahramanlara karşı en cesur ve en gerçekçi eleştiri metnidir. Putları yıkmakta, bütün ezberleri bozmaktadır. Yer kısıtlaması nedeniyle kısaltarak naklediyorum. Bu yazının tamamını okumayan çok şey kaybeder! Ara başlıklar bana aittir.

SEVR’DEN BETER!

Cumhuriyet'i kuran partinin Cumhuriyet'i yıkma bildirgesi hepimizi düşündürsün.Cumhuriyet'i kuran partinin ancak PKK ve FETÖ’cüler yazabilir dediğimiz ihanet bildirgesi Cumhuriyet Tarihi'nde bir dönüm noktasıdır.Sevr'den beter ifadeler taşıyan bu bildirgenin yeni CHP tarafından yazılmış olması senin benim hepimizin fikir hayatında da bir dönemin sonudur.Sorun, Yeni CHP'nin Gamze İlgezdi, Murat Hazinedaroğlu, Kaftancıoğlu, Bekâroğlu, Erdoğan Toprak, Tekin Bingöl, Eren Erdem, Tuncay Özkan, Sarıgül, Ekmeleddin, Abdullah Gül vs. gibi isimlerle yeni bir kimliğe bürünmüş olması değil, sorun, Yeni CHP'de 'vatanın ve Cumhuriyetin anlamını yitirmiş' olmasıdır.

Yazının Devamı

İtalya AB enkazı altında

Roma’da askeri ataşelik yaptım. Bu güzel ülkede mutlu insanlar yaşıyordu. Refah kabul edilebilir bir seviyenin üstündeydi. Alt gelir grubundan olanlar bile gösterişli şekilde giyiniyordu. Fas asıllı olan kapıcımız Mustafa, haftada iki kez ailesini dışarıda yemeğe çıkarırdı.

MUTLU İNSANLARIN ÜLKESİYDİ…

Sanayisi, ara ürünleri, tekstili, tarım, ticaret ve turizmi ile ileriye doğru koşuyordu. Ama ölümcül bir hastalık virüsü olan AB yavaş yavaş vücudunu kemirmeye başladı. Roma’dan ayrıldığım gün ülke namusu, şerefi ve bağımsızlığının teminatı olan Liret’i bırakarak Avro’ya geçti. Türkiye’ye döneceğim için paralarımı değiştirmek zorundaydım. Yalın gerçek tokat gibi suratıma çarptı: O gün kambiyo oyunları ile İtalyan halkının cebindeki paranın yarısı resmen çalınmıştı. Ulusların da üstünde olan küresel sermaye (Finans Kapital) bir günde milletlerin yarattığı zenginliklere el koymuştu.

Yazının Devamı

CHP’yi CHP’li anlatıyor...

Erkin Yazaroğlu kendini CHP’ye adamış örnek bir vatansever! Soy ismi gibi güçlü ve bıçak gibi keskin bir kalemi var! Zaman zaman CHP siyasetleri ile ilgili görüşlerini CHP’nin yöneticileri, Parti’nin bütün milletvekilleri ve çok sayıda basın mensubu ile de paylaşıyor. Lütfedip, bu görüşlerini bendenize de adresliyor. Bir önceki iletisinin muhatabı Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce! İlginç ve dikkat çekici bulduğum bu iletiyi kısaltarak naklediyorum. Ara başlıklar bana aittir:

EĞER YOLUNUZ CHP’YE DÜŞERSE!

Sayın İnce,

Yazının Devamı

Nato kafa nato mermer

Siyasi partilerin seçim bildirgelerine baktınız mı? Cumhurbaşkanı adaylarının dış politika ile ilgili demeçlerini izliyor musunuz? Hepsinde koyu bir Batı, ABD, AB ve NATO bağımlılığı özellikle dikkat çekiyor. Son dönemlerinde AKP, jeopolitik yasalar ve zorunlu nedenlerle Batı karşıtı politikalar da izledi. Ama seçim sath-ı mailinde aslına rücu etti. Kendisini iktidara getirenlere sıcak mesajlar vermeye başladı. Batı’dan destek arıyor: “Biz ettik, siz etmeyin; gelin anlaşalım!” İnşallah konu, “Ne istediniz de vermedik!” noktasına gelmez! Batı ile ilişkiler konusunda Vatan Partisi ve deneyimli Önderi Dr. Sayın Doğu Perinçek ezber bozan bir formatla seçmenlere sesleniyor. Vatan Partisi’nin Seçim Bildirgesi’nden aktaralım. Ara başlıklar bana aittir.

NATO’DAN ÇIKACAĞIZ!

Topraklarımız üzerinde yabancı üs ve asker bulunmasına izin verilmeyecek, güvenliğimizi ve komşularımızı tehdit eden ikili antlaşmalar kaldırılacaktır. Türkiye, NATO’dan çekilecek, emperyalist askeri ittifaklara katılmayacaktır. İncirlik başta olmak üzere Türkiye’deki bütün ABD üsleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetimi altına alınacaktır. Üsleri terk etmesi için ABD kuvvetlerine iki hafta süre verilecektir.

Yazının Devamı

Nihat Genç ve oy karşılığı toprak!

Nihat Genç bu ülkenin vicdanıdır. Kalpten, gönülden, içten konuşur ve yazar. Ülkenin bütün geleneksel değerlerine saygılıdır. Bir ırmak gibi coşan ve bendine sığmayan duyguları diline ve kalemine yansır. Hitabet yeteneği ve okuru edebiyatın sırları ile buluşturan güçlü kalemi ile çok farklıdır. Samimi ve dürüsttür. Kişisel çıkar alanının bütünüyle dışındadır. Herkes bilir ki dünya üzerine gelse, Nihat Genç inandığından bir milim bile şaşmaz! CHP’nin Seçim Bildirgesi üzerine kaleme döktükleri kişisel görüşüme göre tarihi bir nitelik taşımaktadır. Çünkü yazdıkları, Türkiye’nin aydın, eğitimli ve nispeten varlıklı kesimlerinin dolaylı bir eleştirisidir. Nihat Genç, sorgulama yetisini kaybetmiş beyinlere, Kral’ın çıplak olduğunu göstermektedir. Odatv’de yayımlanan yazısını, yer darlığı nedeniyle kısaltarak naklediyorum. Ama tüm okurlarımı bu yazının tamamını okumaya davet ediyorum... Ara başlıklar bana aittir.

DERSİM, ATATÜRK’E KARŞI OLMAKTIR!

Bu ülkede benden başka yazar yok mu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü açılım ihanetlerini niye yazmıyorsunuz? Kemal Bey, siz CHP’nin başına gelmiş en büyük belasınız. Cumhuriyet rejiminde hiç kimse “etnik pazarlığa” oturamaz. Dersim arşivlerini açacakmış, kimle hesaplaşıyorsun, vergi ve asker vermem deyip, yanına da İngiliz ajanını almış Kürt ağalarına karşı harekete geçen Atatürk’tür, arşivleri açmana gerek yok, Trabzon Atatürk Köşkü’nde Atatürk’ün çizdiği Dersim harekât planı ziyaretçilere açık duvarda asılıyor, neyin peşindesiniz?

Yazının Devamı