Çarpık kentleşme ülkemizin önemli sorunlarından biri. Metropollerden kırsala çok sayıda şehir ve beldemiz sağlıksız yapı ve manzaralara ev sahipliği yapıyor. Mavi kirleniyor, yeşil yok oluyor. Rantçı belediyeler beldeleri mahvetti. Pencere ve kapılar duvarlara açılıyor. Beton yığınlarına gömülmüş vaziyette belde sakinleri. Kahverengi ve gri göbek atıyor; mavi ve yeşil sürgünde. Fabrika bacaları, egzoz dumanları fink atarken, temiz havamız kirleniyor. Oksijensiz, parksız, bahçesiz beldelere hapsedilmiş durumdayız. Rant için dere yatağına kurulan siteler, patlayan kanalizasyonlar kaderimiz olmuş. Yağmur sularımız heba oluyor. Rantçı belediyeler yağmur sularını toplama ve arıtma eyleminden binlerce fersah ötede. Mahalle aralarında kalan fabrika ve imalathaneler beldelerimizi kirletiyor. Kent alanlarında yeşillik yok denecek kadar az. Belde arazileri özel çıkarcılara peşkeş çekiyor. Irmak ve deniz kıyıları yağmalanıyor, ne yazık ki belde kıyılarında mafya para kazanıyor. Yurttaşlarımız kamuya ait plajlara giremiyor. Birilerinin para kazanma hırsı yurttaşların kaliteli ve sağlıklı yaşamına kurşun sıkıyor. Çözüm halkçı belediyeciliktedir. Birilerinin karına hizmet etmeyen yurttaşı merkeze alan belediyecilikte.
Geleneksel kültürümüzün yapıtaşı, milli ruhun kaynaştırıcısı mahallerimiz de yok edildi. İnsanımız komşuluk kültüründen uzak, eyvah ki eyvah; kum yığınları gibi duvarların arkasına çekildi. Mahalle kültürünü yeniden oluşturmaya büyük ihtiyacımız var. Halkçı belediyecilikte uydu kenteler oluşturmak, aileyi ve komşuluğu koruyan, teşvik eden mahalleler kurmak esastır. Birbiriyle sohbet edebilen; sanat, kültür, spor aktivitelerine beraber katılabilen insanlar ancak ve ancak planlı uydu kent ve canlı mahallelerde var olabilir; rant uğruna oluşturulan yapay yaşam alanlarında değil. Kardaşlık, yoldaşlık, yarenlik rantçı belediyeciliğin mahalle ve sokaklarında hayat bulamaz.
Ekonomide de durum çok kötü. Neoliberal uygulamaların ülke ekonomisini getirdiği hal aşikâr. Özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın mağduriyeti her geçen gün artıyor. Kira ödemek artık hayati derecede bir sorun. Artan ev kiraları kontrolden çıkmış durumda. Rantçı belediyeciliğin çarpık yapılaşma uygulamaları kiracıları mahvediyor. Halkçı belediyecilikte dar gelirli yurttaşların ev sahibi olmaları hedeflenirken; çağdaş, depreme dayanıklı konutlar inşa edilir. Yakın geçmişte yaşanan depremde yıkılan çürük binaları hep beraber gördük, acımız taze. Halkın yararına belediye anlayışında kamu kurumları kendi çalışanları için işyerlerine yakın alanlarda çağda konutlar yapmayı üstlenir; amaç çoğunluğun/yurttaşın yaşam kalitesini yükseltmektir. Rantçı belediye başkan adaylarının çoğunun gündeminde bu konu yer almaz. Halka odaklanan belediyecilikte kira bedellerinin 3 yıl dondurulması ise yurttaşın lehine diğer uygulamadır. Rasyonel bir takip sistemiyle kiralama ve artışlarda keyfiyete son verilir. Rant değil, yurttaş merkezde olur.