Türkiye’nin gençliği birlikten yanadır ayrımcılık tuzağına düşmez
Alevilik öğretisi “önce insan” felsefesini düstur edinir. Güzellikleri insan üzerine bina eder. Eşitlikçi düşüncelerin şerbetinden beslenen Aleviliğin en belirgin özelliği 72 milleti bir tutması ve ayrımcılığı temelden ret etmesidir. Konu üzerine kafa yoran aydınlarımızın birleştiği ortak nokta Aleviliğin birleştirici olduğu gerçeğidir.
1990’lı yıllara kadar Anadolu Alevileri etnik ve dini bakımdan kendilerini Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün dışında görmezdi. Ne zamanki Batı işin içine girdi Alevilerde kendi içlerinde parçalanmaya başladı. Ana gövdesi sağlam duran Alevilik/Bektaşilik ülkemizin temel direklerindendir.
Geçenlerde medyaya düşen bir haber dikkatimizi çekti: “Üniversiteli Alevi Gençler Derneği Yöneticilerinden Oluşan Heyet Başkanlığımızı Ziyaret Etti. Üniversiteli Alevi Gençler Derneği Başkanı Sayın Songül Kayar ile Dernek Yöneticileri Sayın Doğukan Bulut, Sayın Mert Karaboya ve Sayın İlknur Topuz, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanımız Sayın Alirıza Özdemir'i ziyaret ettiler.” denilen haber üzerine düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız.
İlk önce “Üniversiteli Alevi Gençler Derneği”ni ziyaretleri nedeniyle kutluyoruz. Başka karanlık kapılara yönelmemeleri sevindiricidir. Emperyalizmin beşinci kollarının kuruluşları yerine Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığına gitmeleri olumlu bir adımdır.
Gençlerin bu ziyaretinin ardından aynı dernekte yer alanlardan Yılmaz Gültekin, Cem Ali İzci, Hasan Avlık, Çetin Pehlivan, Şerife Pehlivan, Faruk Çakmaklı, Ronay Yeşil, Sercan Dervişoğlu, Umut Paker, Can Bakır şu açıklamada bulundu: “Bizler bir dönem Üniversiteli Alevi Gençler Derneği’nde kurucu ve yönetim kademelerinde görev almış gençleriz. Bir süredir görmekteyiz ki geçmişte büyük emekler harcayarak oluşturduğumuz dernek; kuruluş amacından sapmış, vizyon ve misyonundan kopmuş noktadadır. Yeni kadrolarıyla sürecini devam ettiren Üniversiteli Alevi Gençler Derneği ile son yıllarda duygusal ve fiziksel hiçbir bağımızın kalmadığını kamuoyuna bildirmeyi borç biliriz. Son süreçte yaşanan gelişme ve yapmış oldukları temaslarının tüm Alevi toplum ve kurumlarını kaygılandırdığı gibi eskiden bu oluşuma destek vermiş biz gençleri de kaygılandırmakta olduğunu Alevi toplumunun ve kurumlarının bilmesini isteriz.”
Görüldüğü gibi Alevilerin arasına ekilen nifak tohumları en sonunda gençleri de anaforuna çekti, karşıt konuma getirdi. Emperyalist Batı merkezlerinde hazırlanıp işbirlikçileri eliyle uygulanan etnik ve dini bölücülük gençleri zehirliyor.
Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığına karşı olan kesimin etkilediği gençler PKK/DEM ağzıyla konuşuyor. Bu da gösteriyor ki Alevilerin haklarını savunuyorum savıyla ortalığa saçılan bölücülük en büyük tehlikedir.
ALEVİLİK TANIMI KORUNMALIDIR
Uluorta her yerde sırf görünsün diye Alevilik tabelası asılmasının zararı en sonunda yine Alevilerimize yansır. Alevilik/Bektaşilik inançları gereği görünüşe değil öze kıymet verir. Gösteriş Aleviler açısından hor görülür.
Üniversiteli Alevi Gençlik Derneği yönetici ve üyelerinin samimiyetinden kuşku duymuyoruz. Temiz duygularla ve iyi niyetle oluşturdukları dernek faaliyeti üzerine birkaç not düşmek istiyoruz.
Emperyalizmin bizim gibi ülkelerde tezgâhlamaya çalıştığı etnik ve dini bölünme senaryolarını boşa çıkarmak hayati önem taşıyor. ABD/İsrail’in kara gücü, işbirlikçisi PKK/DEM her fırsatta Aleviliği kullanıyor ve eylemlerine ortak etmek için çabalıyor. Avrupa’da ve Türkiye’de Alevilik adına kurulan oluşumlarının epey bir kesiminin yöneticilerinin PKK/Sahte Sol örgütlerin dairesinde hareket ettikleri sır değildir. Genel ve yerel seçimlerde, yürüyüş ve mitinglerde, düzenlenen farklı etkinliklerde Alevilik maskesinin ardına sığınmış dernek, federasyon, konfederasyon ve vakıfların PKK/DEM destekçisi olduklarını görüyoruz. Bu durumdan Alevilerimizin rahatsızlık duyduklarını biliyoruz. Ancak, değişmesi içinde yeterince mücadele edilmediği de bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Alevi adı altında dernek vb. kurmayı doğru bulmuyoruz. Özelliklede öğrencilerimizin bu isim altında okullarda faaliyet sürdürmeleri tasvip edilemez. Okulun kapısından girerken inancı vicdanınıza teslim ederek tek bir kimlikle, öğrenci kimliğiyle hareket etmek esas alınmalıdır. Eğitim ve öğretimin birliği inanç üzerinden olmaz, olmamalıdır.
Alevi öğrenci derneği, Alevi işçi derneği, Alevi öğretmenler derneği, Alevi esnaflar derneği, benzeri isimli oluşumlar Türkiye’nin birliğine zarar verdiği gibi Alevilerimizi de izole eder, yalnızlaştırır. Okulda ve sınıflarda Alevi kökenlileri örgütleme fikri sadece ABD emperyalizmine ve onun işbirlikçilerine yarar sağlar. Bu olgu görülmez ise fatura yine Alevilerimize çıkar.
Sünni karşıtlığını kışkırtan girişimler etnik ve dini boğazlaşmaların kapısını aralar, kamplaşmalara yol açar. Bundan da PKK/DEM ile destekçileri yararlanır. Alevilerimiz gençlerini bu tür bozgunculardan korumalı ve sık sık uyarmalıdır.
SONUÇ YERİNE
Alevilerimizin inancını rencide edecek, leke düşürecek her girişimin karşısında olduğumuzu altını çizerek belirtelim. Alevilerin emperyalist tuzaklara düşmemelerini ve uyanık kalmalarını istiyoruz. PKK/DEM’in güçlenmesine hizmet edecek dolaylı ve dolaysız yardımların karşısında olmak yurtseverliğimizin gereğidir. Alevi gençlerimizin de aynı kanıda olduklarından şüphe etmiyoruz. Gün, etnik ve dini farklılıkları öne çıkarma günü değildir. Bu coğrafya karışmanın, benzeşmenin, ortaklaşmanın ve kardeşliğin yeryüzü parçasıdır. İnsan yaşadığı yere benzer demişler! Evet, Anadolu insanı yaşadığı yere benziyor ve özdeşleşiyor. Bu güzelliği hiçbir şey bozmamalıdır!
Aleviliği sömüren ve kullanan Alevici tacirlerin pususuna düşmemek için son derece tedbirli olmak lazım. Çünkü bunlar her şeyi fırsata çevirmekte ustadır! Nedeni ise ağababalarının ABD/AB ve İsrail olmasıdır.
Üniversiteli Alevi Gençlik Derneği’nin değerli yönetici ve üyelerine dostça sesleniyoruz; İlkokuldan Üniversiteye kadar her daim Alevi adı altında bir örgütlenmeye gidilmemelidir. Okulda Sünni öğrenci, Alevi öğrenci, Türk öğrenci, Kürt öğrenci, Laz öğrenci, gayrimüslim öğrenci gibi ayrımları özendiren girişimlerden uzak duralım. Öğrenci öğrencidir ve okul kapısından içeri girdiğinde bu bilinçle öğrenimine devam etmelidir. Ayrımcılığı çağrıştıran isimlendirmeler o isme değer kazandırmaz, tam tersine yıpratır.
Öğrenciler ayrım gözetmeksizin öğrencilerin haklarını savunan ve gençliğin problemlerini çözmeye yönelik oluşumlar içinde olmalıdır.