PKK’nın Avrupa’da Alevileri havuzlama aparatı "Feda"
PKK’nin Avrupa’daki Alevilerimizi etnik ve dini olarak parçalamaya yönelik çalışmaları uzun yıllardır sürüyor. Solumsu legal ve illegal örgütleri yola getiren PKK, Alevilerimiz adına hareket eden başta Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) olmak üzere pek çok Alevici diyebileceğimiz tacirleri de etki alanına soktu. Ana hedefleri Türkiye düşmanlığı olan bu yapılanmaların önü maalesef hala kesilemedi. Sebepleri bir başka yazımızın konusudur.
Merkezi Almanya'nın Dortmund kentinde bulunan Demokratik Alevi Federasyonu (Demokratische Aleviten Federation-Federasyona Demokratika Elevi) kısa adıyla FEDA iki ayda bir Semah Dergisini çıkarıyor. PKK’ye bağlı çalışan FEDA kışkırtıcı faaliyetlerden birini daha örgütlüyor.
FEDA ve ona bağlı Demokratik Alevi Kadınlar Birliği’nin (DAKB) 17 Şubat tarihinde Almanya'nın Köln kentinde Abdullah Öcalan için düzenleyecekleri miting için yaptıkları çağrıda: “Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi kadim sorunların çözümsüzlüğünün sonucu Sayın Abdullah Öcalan’a yaşatılan bu tecridi ve işkenceyi kabul etmiyoruz. Sayın Öcalan'ın demokratik ulus ve demokratik konfedaralizm olarak formüle ettiği ve tanımladığı sistem, tamda Alevi inancının devlet ve iktidar dışı hakikatinin kendisidir. “El ele el Hakk’a” düsturuyla dikey olmayan Ocaxlar sistemi (Ocaklar sistemi. M.İ); demokratik konfederalizmin ete kemiğe büründüğü sistemdi. “72 milleti bir biliriz” söylemi çokluk içinde birliği ifade eden demokratik ulusu tarif eden söylemdi. O nedenle herkes ve her kesimden önce tarih boyunca zalime karşı mazlumların hak savunuculuğunu yapan biz Aleviler tecrite, izolasyona karşı hakkın ve hakikatin yanında olmalıyız. İmralı'da tecrit kırılmadan, Kürtler fiziki ve siyasi soykırımdan kurtulamayacak.” Denildi. Peki, söylenenler doğru mu? Tabi ki hayır!
1) Kürt sorunu ve Alevi sorunu kazanı kaynatılarak ayrımcılık derinleştirilmek isteniyor. Kürdümüzün ve Alevilerimizin sorunları esas olarak büyük ölçüde çözüldü. Kalan sorunların çözülmesi ise hepimizin içinde yer aldığı Türkiye halkının genel sorunlarıyla birlikte çözüme ulaşabilir. PKK’yı ve Abdullah Öcalan’ı kurtarmak için Kürtleri ve Alevileri kullanmanın yolu kapatılmalıdır.
2) Abdullah Öcalan’ın ayrıntısıyla incelediğimiz demokratik ulus ve demokratik konfederalizm önerilerinin Alevilerin inancıyla uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. “Devlet ve iktidar dışı” tespiti Öcalan'ın asıl amacını dışa vuruyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını tartışmaya açan anlayış ne Kürdümüz ve ne de Alevilerimiz tarafından kabul görmez.
3) Aleviler, “72 milleti bir biliriz” sözlerini milletleri değil insanlığın tümünü bir biliriz anlamında kullanır. Bu sözden kendilerine pay çıkarmak ancak PKK/DEM gibi bölücü örgütlere yakışır.
4) Anadolu Alevileri PKK/DEM’i ve Abdullah Öcalan’ı savunamaz. Onların gerçek yüzünün farkındadır. FEDA denilen Alevileri havuzlama aparatı Alevilerimizin can düşmanıdır.
TÜRKİYE KÜRDÜ TÜRKİYE ALEVİSİ
Türkiye, ayrım gözetmeksizin hepimizin yurdudur. Etnik ve dini ayrışmaları emperyalizm ve işbirlikçileri dayatıyor. Türkiye Kürdü ve Türkiye Alevisinin gönlünde birlik ve kardeşlik ateşi harlanır. İzmir’de bizim Diyarbakır'da bizim. Edirne’de bizim Hakkâri’de bizim. Türk’te Kürt’te, Sünni’de Alevi’de hem Vanlıdır hem de Sakaryalıdır. O nedenle bu topraklarda bölücülüğün her türlüsüne aman verilmeyecektir.
Avrupa’da yaşayan Alevi canlarımıza sesleniyoruz: PKK/FEDA’nın 17 Şubat tarihi için yaptığı bölücü çağrıya hayır yanıtı verelim ve onları yalnız başına bırakalım. O eyleme iştirak etmek Alevi’ye yakışmaz ve Türkiye’ye düşmanlıktır.