Kızıl Efe Efsanesi
Partidaşım İbrahim Kasapoğlu Kızıl Efe Efsanesi kitabıyla bizleri bir kez daha Milli Kurtuluş Savaşımızın sıcak günlerine götürdü. Kızıl Efe ve Kızıl Müfreze tanımlamalarını sıcak duygularla karşıladık. Kitabı okuduğunuzda Ali’nin Kızıl Efeye dönüşmesinin serüvenini de ilgiyle okuyacaksınız. Ali’ye yöre halkının Kızıl Efe demesinin nedenini kitabın sayfalarını çevirdikçe daha iyi anlayacaksınız.
Ali'nin hayatında belirleyici yere sahip Bektaş babanın örgütlü olması ve sosyalizme yakın fikirler içinde Ali’yi yönlendirmesi ve eğitici öğütlerde bulunması önemlidir. Ali, K. Marx'ın Das Kapital kitabını İdadi ’de Fransızca okuması ve etkilenmesi bir kenara not edilmelidir. Kitap baştan sona örgütlü olmanın önemine işaret ediyor. İttihat Terakki Fırkasına katılan Ali zaman içinde Şefik Hüsnü’nün TİÇSF’na da katılır ve görüşlerini, eleştirilerini söyler. Ali aynı zamanda demirci ustasıdır ve emeğe büyük değer verir.
Ali'nin sevdalandığı öğretmen Gül'ün acı akıbeti onu çok sarsar ve feodalizmin temizlenmesine yönelik isteği emperyalist istilaya karşı mücadelesiyle birleşir. Ali, aceleciliğe prim vermeyen, akılla eylemi birleştiren bir Efe olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın sayfalarını devirdikçe roman ile tarih akışını birleştiren yazarın ince duygularına da sıkça tanık oluyorsunuz.
Kızıl Efe ve müfrezesi Denizli’den Uşak ve İzmir’e kadar savaşın en kanlı döneminde düşmana nefes aldırmayan kararlı duruşuyla takdir toplamıştır. Kızıl Efe iç isyanlar ve padişah sarayının kışkırtmalarına karşı amansız mücadele verir. Bölgedeki Kuvayı Milliye ve Mustafa Kemal karşıtı eşkıya ile saray işbirlikçilerine aman vermez. Bu yönüyle Kızıl Efe Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe gibi yalpalayan, kararından dönen ve hatta Ethem gibi Yunan ordusuna sığınanlardan ayrılır. O, yurtseverliği içselleştirmiş bir serdengeçtidir. Kızıl Efe üzerinden bizlere doğru mücadele strateji ve taktiklerini de örnekleyen İbrahim Kasapoğlu’nun partili hayatının da izdüşümleri ile karşılaşırız.
Kızıl Efe iyi bir örgütçüdür. Taktik ustası olduğunu da ekleyelim. Demirci Mehmet Efe’nin tüm olumsuzluklarına rağmen düzenli orduya katılmasına çalışması, ikna ederken kazanacağı kişinin önüne, geçmiş hatalarını yığmaması örnek alınması gereken siyasi tavırdır. Amaca ulaşmak için birleşebilecek bütün güçlerle birleşip en geniş birleşik cepheyi oluşturmak savaşın kazanılması açısından tarihi zorunluluktur.
Kitabın sonuna doğru 267. Sayfadan itibaren kurgulanan Kızıl Efe - Mustafa Kemal arasındaki diyalog son derece öğreticidir. Türkiye nesnelliğini gözeten ve tarihi şartları doğru analiz eden Kızıl Efenin sözleri günümüz açısından da aynı öneme sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk’ün o eşsiz dehasının ışığının günümüze kadar gelmesinin nedenlerini daha iyi anlayabiliyoruz.
İbrahim Kasapoğlu’nun kitabını okurken kafanızda pek çok şey yeniden canlanır. Ben bunu bir yerlerden okumuştum derken kaşınıza Kızıl Efe çıkar ve sizi direnişin içine çeker. Yazar, Milli Demokratik Devrim’i farklı misallerle döne döne gözler önüne serer.
Kızıl Efe Efsanesi kitabı Ege'nin başeğmez insanının ruh halini, Türk milletinin isyanını romansı bir dille bizlere ulaştırıyor. Genç arkadaşların bu kitabı geciktirmeden edinmeleri ve okumalarını öneriyoruz. Kitaba başladığınızda kitap sizi bırakmak istese bile siz bırakamaz ve bir solukta okursunuz.
İbrahim Kasapoğlu arkadaşa emeğine, yüreğine sağlık diyoruz…