Avrupa'da PKK'nın saldırıları üzerine
PKK, uzun bir aradan sonra Avrupa’da Türk kurumlarına yönelik eylemlere yeniden başladı. 23 Aralık 2023 tarihinde 69 yaşında bir Fransız Paris'teki PKK’ye bağlı “Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi”ne silahlı baskın düzenlemiş üç kişinin ölümüne yol açmıştı. Bu saldırının ardından PKK fırsatı değerlendirerek “Abdullah Öcalan'a Özgürlük” kampanyası başlattı. Hem yurt içinde ve hem de yurt dışında farklı etkinliklerle kamuoyu oluşturmaya çalıştı ama başarılı olamadı.
PKK, bu hafta içinde başta Brüksel olmak üzere Almanya'nın Hannover kentinde ve diğer ülkelerde Türk kurumlarına yönelik saldırılar gerçekleştirdi. Bu saldırıların artarak devam edeceği görülüyor. Çünkü Avrupa Birliği’nde (AB) PKK resmi olarak terör örgütü görülse de fiiliyatta durum hiç de öyle değil! AB devletlerinin gözü önünde PKK/PYD her türlü eylemi rahatlıkla gerçekleştiriyor.
PKK'nin önder kadroları Irak'ın Süleymaniye kenti civarında ateş üzerinde otururken, PKK’nin Avrupa kanadının Abdullah Öcalan kampanyası ve son gerçekleştirdikleri eylemleriyle ağırlık koymaya çalıştıkları görülüyor. Son senelerde PKK’nin Türkiye’de ses getiren bir eylem gerçekleştirememesi ve Cemil Bayık ekibiyle Murat Karayılan ekibi arasındaki rekabetin bitmemesi örgütte ipleri geriyor. PKK’nin askeri kanadı HPG’nin başı Murat Karayılan’ın son birkaç aydır sık sık örgütün medyasında boy göstermesi çok başlı örgütte çatlakların büyümesine yarıyor.
PKK’nin Avrupa’da saldırılarına hız vermesinin bir nedeni de Türkiye’nin dikkatini Irak-Suriye hattından batıya çekmek. Çünkü PKK/PYD sürekli kayıp vermekte ve daralmaktadır. Bunu gören Murat Karayılan Gare’den (Gara) Süleymaniye’ye kaçtı.
PKK yandaşı Medya Haber’de Avrupa saldırıları değerlendirildi. KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar “Türk istihbaratı provokasyon peşinde” diyerek PKK’nin provokasyonlarını gölgelemeye çalıştı. Aydar, “Türk devleti bu yazın PKK’yi Irak’ta bitireceğini söylüyor. İşte bunun gereğini yapıyor ve bir hazırlık var.” Sözleriyle bir bakıma PKK’nin Avrupa’da eylemleri sıklaştırmasının sebebini açıklamış oluyor. Zübeyir Aydar devamla, “Onlara (Türkler) karşı dikkatli olun ve kendinizi koruyun” cümlesi anlamlıdır. PKK hem saldırıyor ve aynı esnada Aydar gibilerin ağzından da mazlumu oynuyor! Aydar son olarak DEM’e oy desteği istedi ve “bu seçim Kürdün irade beyanı olarak görülmelidir” dedi.
PKK’li Amed Dicle, “Biz Kürtler için bu seçim çok önemlidir. Kürdistan'da kayyumlara karşı DEM desteklenmelidir. Bu bir sınavdır ve Kürdistan’da iradi beyan olarak anlaşılmalıdır. Kayyum iradesine karşı Kürdün iradesi gösterilmelidir. Son Newroz eylemleri umutları kabarttı” dedi. Dicle konuşmasının devamında DEM’e oy vermeyenleri ve PKK’yi desteklemeyen Kürtleri, “Kürt olarak görmüyoruz” olarak tarif etti.
PKK yöneticileriyle aynı dili kullanan DEM Parti'nin belediye başkan adayları da her konuşmalarında yerel seçim için “irade beyanıdır” sözünü bıktırırcasına tekrarlıyor. PKK/DEM seçimleri Kürdümüzü “Kukla Kürdistan” senaryosuna yaklaştırmak için değerlendiriyor. Onlara göre “Kürdistani irade seçimlerde iradesini gösterecek!” Bu imkânı size tanıyanlar sorumludur!
Gerek Zübeyir Aydar ve gerekse Amed Dicle ve diğerlerinin açıklamaları Türk/Kürt çatışmasına zemin hazırlamak üzerine kuruludur. Görüldüğü kadarıyla PKK’nin medyası Avrupa’da gerçekleştirdiği eylemlerini Türkiye’ye taşımak istiyor.
TÜRKİYE’DE EYLEME HAZIRLANMALARI İHTİMALİ
PKK ne zaman Avrupa’da sürekli eylem çizgisini hayata geçirdiyse, ardından Türkiye'de ses getiren terör eylemleri gerçekleştirdi. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından ülkemizin büyük kentlerinde kışkırtmalara başvurmaları mümkündür. Çıkmaz içinde debelenen örgütün çılgınlık yapması ve sabotajlar dâhil her türlü saldırıya başvurması muhtemeldir!
Emperyalizm yıllardır PKK/PYD’lileri gruplar halinde istihbarat, sabotaj, intihar eylemleri, suikastlar için eğitiyor ve donatıyor. Peki, bunu neden yapıyor? Türkiye, Irak, Suriye’de çok yönlü kullanmak için eğitmekte ve donatmaktadır. Önümüzdeki aylarda eğitilen bu örgüt mensuplarının aldıkları talimatlar gereği çok yönlü saldırılar gerçekleştirme olasılığı vardır!
PKK/DEM’DE ÇIKMAZ
PKK’nin geldiği nokta savunanların aksine son derece vahimdir. Örgütten kaçışlar artıyor, örgüt içi tartışmalar büyüyor, eylemsizlik moral bozukluğuna neden oluyor ve bu olgu DEM Parti içine de sirayet ediyor. PKK’de olduğu gibi DEM’de de çok başlılık var.
Çok fazla öne çıkan Selahattin Demirtaş PKK merkezinin baskıları sonucunda 31.05.2023 tarihinde Artı Gerçek’ten İrfan Aktan’a yaptığı açıklamada, “aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum” dedi. Aslında bu bir taktikti ve biz bunu Aydınlık Gazetesi’nde yazmıştık. Demirtaş, taktiğini başarılı bir şekilde hayata uyguladı. Hem PKK merkezinin dikkatlerini üzerinden uzaklaştırdı ve hem de zaman kazandı. Ayrıca bilindiği gibi 27 Ağustos 2023 tarihinde gerçekleşen HDP'nin 4. Kongresi’nde Selahattin Demirtaş ekibinin neredeyse tümü tasfiye edilmişti. Başak Demirtaş kenarlarda unutturulmaya çalışıldı. Bunun üzerine Selahattin Demirtaş 31 Mart 2024 seçimlerine DEM Parti İstanbul belediye başkan adaylığı için eşi Başak Demirtaş’ı göstererek “ben de varım “mesajı verdi. Bu ise iç çelişmelerin derinleşmesinden başka bir işe yaramadı. Şu an Demirtaşçılar ön alma çabasındalar. Selahattin Demirtaş tüm engellemelere rağmen çok başlı DEM’de başlardan biridir.
Leyla Zana’nın çıkışı, Ahmet Türk’ün zamansız konuşmaları PKK/DEM cenahında istikrarlı bir yönetimin olmadığını gösteriyor. DEM’de “başlar” arası rekabetin seçim sonrası derinleşerek sürmesi beklenebilir.
SONUÇ YERİNE
DEM ile benzerlerinin önü kesilmedikçe PKK’nin ülkemize yönelik bölücü faaliyetleri durmak bilmeyecektir. Solumsu örgütlerin desteği, CHP'nin “ittifak” girişimleri, AKP'nin sağlam duruş sergilememesi örgütü cesaretlendirmenin yanı sıra eylem hevesini de artıran bir rol oynuyor. Ve olan yurdumuz Türkiye’ye oluyor!
PKK çıkış arayışında. DEM’in yerel seçimlerden oyunu artırarak çıkması halinde “Nisan, Mayıs aylarında” örgütün gözü kara eylemlere başvurması tehlikesi görmezden gelinemez! Gerçi her hâlükârda PKK teröre muhtaç!
Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza sahip çıkmak dünden daha fazla önem kazandı. Türk/Kürt, Alevi/Sünni çatışmalarına zemin hazırlayanlara karşı birlik zamanıdır. Brüksel saldırısından gerekli derslerin çıkarılmaması faturanın ağırlaşmasını getirir.
Avrupa'da Türk Toplumunun örgütleri bir araya gelerek platformlar oluşturmalı ve Kışkırtmalara prim verilmemelidir. PKK bir provokasyon örgütüdür, kargaşadan beslenir, ayrımcılığı körükler.
PKK/DEM Türkiye'nin omuzlarındaki atılması gereken yüktür. Ne kadar taviz verirseniz o kadar örgütü güçlendirmiş, cesaretlendirmiş olursunuz. DEM ve benzerlerinin kapatılmaması PKK’ye verilmiş en büyük tavizdir, destektir!