İhsan Sefa

İhsan Sefa

Vatandan Bakış

Kendine gel Henri

1 Ocak 2023 tarihli ABD’li Foreign Policy dergisinde çıkan bir yazıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir seçim yenilgisiyle iktidardan düşeceğini ancak bu düşüş esnasında  ülkenin “kan banyosu” na döneceğini yazıyor

21 Ocak 2023 tarihinde  The Economist dergisi, kapağına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını basarak “Türkiye'nin yaklaşan diktatörlüğü” başlığını atıyor.

Yine aynı günlerde Bloomberg, Türkiye'yi NATO'ya “kafa tutan ülke” olarak niteleyerek, buna izin verilmemesi çağrısında bulunuyor

Yazının Devamı

ABD yine NATO’yu kullanıyor

ABD yine NATO’yu kullanarak Pasifik bölgesini de kontrol altına almak istiyor.

15 Eylül 2021 tarihinde AUKUS (Avustralya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri güvenlik paktı) oluşturuldu. Ancak Çin’i kuşatmak için bunu yetersiz olacağı hemen görüldü ve kollar sıvanarak NATO işin içine sokulmaya çalışıldı.

Gelişen Asya, özellikle de Çin Rusya ortaklığının gelişerek Avrupa’ya ulaşması ABD ‘nin dünya hegemonyası önünde ciddi bir engel olarak ortay çıkmaktadır.

Yazının Devamı

Türkiye'ye F-16 şantajı

Neden ısrarla f-16 alalım diye uğraşılıyor anlamak mümkün değil. Türkiye F-35 projesinden çıkarıldıktan sonra bir yandan savaş uçağı ihtiyacını karşılamak öte yandan da  ödemiş olduğu 1,4 milyar doları kurtarabilmek için ABD’den 40 adet F-16 ve 79 adet de mevcut F-16 ları modernize kiti talep etmişti.

Türkiye’nin talep ettiği 40 F-16 ile 79 modernize kiti  yaklaşık 8-10 milyar dolar. Parasını geçtik  ama asıl bizi endişelendiren ABD’nin F-16  satışında Türkiye’ye uyguladığı siyasi baskılardır.

Temmuz 2022 de ABD Temsilciler Meclisinde Yunan Lobisinin girişimi ile Türkiye’ye satılacak F-16 uçaklarının Ege’de kullanılmaması şartı getirildi. Türkiye bu şartları kabul etmeyeceğini açıklayıp  F-16 yerine alternatif uçakları gündeme taşıdı. Bunun üzerine ABD Senatosunda bu engellemeler kaldırıldı. Ancak her şey bitmedi tabi. Temsilciler Meclisi ve Senato’nun birlikte oluşturduğu Kongre’de konu ele alınacak ve daha önce Temsilciler Meclisinde etkin olan Rum Lobisi yani muhaliflerin aşılması gerekir. Bu aşamada ABD Başkanının olumlu yaklaşımının etkin olacağı bekleniliyor

Yazının Devamı

Büyükelçiler olayında şimdilik içimizdeki Atlantikçiler kazandı

Geçtiğimiz hafta içerisinde (18 Ekim 2021) Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç, Yeni Zellanda Büyükelçileri bir araya gelerek halen yargılaması devam etmekte olan Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istemişlerdi. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bu küstah girişime derhal gereken cevabın verilmesi yönünde tavır sergilemiş ve büyükelçilerin ‘‘personanongrata’’ (istenmeyen adam) ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na talimat vermişti.

Atlantik cephesi neden Osman Kavala ile ilgileniyor görünüyor? Bunu cevabını zaten okurlarımız biliyor bilmeyenler de tahmin edebiliyorlardır. Konumuz Osman Kavala suçlu suçsuz sorgulamak değil. Büyükelçilerin ortaya koyduğu davranıştır.

18 Nisan 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi'nin 41. Maddesi diplomatların bulundukları ülkenin iç işlerine karışmasını yasaklar ve suç kabul eder. İlgili ülkeye de bu suçu işleyen diplomatı “İstenmeyen adam” ilan ederek ülkesinden kovma hakkı tanımaktadır.

Yazının Devamı

Türkiye'nin ABD'den F-16 talebi akıllıca bir çıkıştır

F-16 uçağı ilk uçuşunu 1974'de yapmış Türkiye ortak üretim adı altında 80'li yıllarda F-16 edinmeye başlamıştı. Ortak üretim esasen montaja dayanmaktaydı yani ciddi bir teknoloji transferi söz konusu değildi. Öyle olsaydı bugün kendi F-16'mızı üretir olurduk ve ABD'den 40 adet F-16 alımı için başvuru yapmaya gerek kalmazdı.

F-35 projesinden sözüm ona S-400 bahanesi ile çıkartılan Türkiye’nin Hava Kuvvetlerini F-35 ile modernize etme planları iptal edilmişti. Kişisel görüşüm bu projeden Türkiye’nin çıkarılmış olması hayrımıza olmuştur. Daha önce de bu konuda yazmıştım kısaca hatırlatayım. F-35 in ana üreticisi ABD Lockheed Martin olmak üzere ortak üretim adı altında 7-8 ülke ve 1500 e yakın şirkette parçaları üretilmektedir. Bugüne kadar üretilen uçakların faal tutulma oranı % 40'ı geçmemiştir. Oysa NATO’nun uçak faal standardı %70'dir. 1500 farklı üreticiden yedek parça tedariki depolanması ve dağıtımında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Öte yandan uçak uçtukça zaman içerisinde ortaya çıkan ciddi sorunlar dağ gibi büyümektedir. Ocak 2021 de Pentagon F -35 üretimini süresiz durdurdu. Sorunlar ne kadar zamanda çözülür bilinmez. F-35 alınsaydı bizim açımızdan asıl handikabın da uçağın bizde ama anahtarının ABD'nin elinde olmasıydı. Şöyle ki; ABD'deki merkez herhangi bir genel arıza ve ya riski bahane ederek uzaydan sinyalle sizin uçağınızı kilitleyebilmektedir. Bu durumda ABD sizin bu uçakları kendi istemediği bir hedefe örneğin PKK /YPG gibi güçlere karşı kullanmanızı engelleyebilecektir. Dönelim konumuza

F-16 uçakları üretiminden buyana 47 yıldır uçuyor. Bu uçaklar; menzil, aviyonik sistemleri, yazılım, silah yük taşıma vb. yönleriyle sürekli modernize edilmekte ve hala dünyanın önde gelen savaş uçakları arasındadır. 4 ncü nesil olarak ortaya çıkan bu uçaklar geliştirilerek bugün 4,5 uncu nesil olarak anılmaktadır. Geçtiğimiz Aralık ayında Lockheed Martin’e (F-35 in de ana üreticisi) Tayvan, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD Hava Kuvvetleri ile adı gizlenen bir ülke için toplamda 400 adet F -16 siparişi verilmiştir. ABD Hava Kuvvetleri ayrıca bu firma ile 2040'a kadar yedek parça anlaşması yapmıştır. Tüm bu gelişmeler 5 nci nesil savaş uçağı F-35 üretiminde daha uzun yıllar sorunlar yaşanacağını ve F-16'ların hala gözde olduğunun göstergesidir.

Yazının Devamı

Bir millet iki devlet bir orduya

Azerbaycan, SSCB nin dağılması sürecinde 18 Ekim 1991 da bağımsızlığını ilan etmiş ve ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştu. Henüz bağımsız olmuş, kendi askeri teşkilatını tam oluşturamamış, içeride siyasi çekişmeler süren Azerbaycan’ın bu zayıf anını Ermenistan çok iyi değerlendirmiştir. 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeni silahlı Kuvvetleri eski SSCB 366 sayılı motorlu alayının yardımıyla Hocalı'yı işgal etmişler, çocuk yaşlı ayırmadan 613 Azeri vatandaşımızı katletmişlerdi. Daha sonra Dağlık Karabağ ile bölgedekiKelbecer, Ağdam, Fuzuli, Cebrail, Kubadlı ve Zengilan illerini işgal etmişlerdi.

O yıllarda Türkiye Azerbaycan ilişkileri iyi olmakla beraber bugünkü seviyeye ulaşamamış ve ayrıca o dönemki konjonktür gereği Türkiye işgalleri kınamaktan öteye gidememişti.

7 Haziran 1992 tarihinde Ayaz Muttalibov’un kısa süren cumhurbaşkanlığının ardından, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey ile Türkiye Azerbaycan ilişkileri gelişmeye başlamıştır. Elçibey’in “ Biz bir millet iki devletiz” veciz ifadesi her geçen gün daha da doğrulanmıştır. Elçibey döneminde Türkiye Azerbaycan arasında Askeri Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmış ve 1994 den itibaren de Türk Silahlı Kuvvetleri Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine eğitim vermeye başlamıştır. Bu eğitim ve işbirliği anlaşmasının kapsamı adım adım genişletilmiş ve Azerbaycan’da Harp Okulları açılmasına/ modernize edilmesine kadar uzamıştır. Türkiye’nin verdiği eğitim ve teşkilat yapılandırması ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri bölgede giderek güçlenmiştir. Azerbaycan özellikle Ermenistan’a karşı ulaşmış olduğu yüksek askeri üstünlüğünü gizlemeyi başarmış, işgal altındaki topraklarını kurtarmak içinfırsat kollamıştır. Ermenistan’ın sık sık güç yoklaması yaptığı sınır ihlallerine taciz ateşlerine de cılız karşılık vererek Ermenistan’ı adeta cesaretlendirmişti.

Yazının Devamı

Biden ile ABD kaybetmeye devam ediyor

Önceki yıllarda askeri tatbikatların asıl amacı muhtemel düşmana karşı yapılmış olan harekat planlarının uygulanabilirliği, birlikleri eğitim seviyesi, imkan ve kabiliyetleri ile komuta kontrol yönünden denenmesi idi. Ancak son zamanlarda sıklıkla icra edilmeye başlanan tatbikatlarda önceliğin karşı tarafa gözdağı verip korkutarak istekleri savaşmadan kabule zorlamaya yönelik olduğu gözlenmektedir.

Nitekim birkaç gün önce başlayan NATO’nun Karadeniz’deki Sea Breeze (Deniz Meltemi) 2021 Davet tatbikatı bunun en son örneklerindendir. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı Karargahı’ndan yapılan açıklamaya göre tatbikatın amacı:

“NATO Müttefikleri ve Ortakları, SEA BREEZE 2021 gibi tatbikatlara katılarak tüm deniz ve kara operasyonlarını yürütme yeteneklerini geliştirecekler. Tatbikat, deneyim ve ekip çalışması oluşturmak ve birlikte çalışabilirliğimizi güçlendirmek için personele gerçekçi denizcilik eğitimine katılma fırsatı sağlayacaktır.” İfadesinden sonra şu açıklama dikkat çekicidir.

Yazının Devamı

NATO Zirvesi'nin kaybedeni

Kaybeden Türkiye olması için çok dua eden elini ovuşturup heyecanla bekleyenler çoktu ülke içinde. Hatta zirve öncesinde NATO zirvesinin ve Biden-Erdoğan görüşmesinin çok iyi geçeceği ABD ilişkilerinin düzeleceği yönünde malum çevrelerce ciddi propagandalar da yapılmıştı.

Erdoğan’ın Suriye’deki PKK- YPG ye sessiz kalacağı ve Suriye’den asker çekeceği, keza Kıbrıs’tan da asker çekeceği ve KKTC ‘yi Yunanistan’ın insafına bırakacağı, S 400’leri rafa kaldıracağı beklentileri vardı. Hatta hayaller bile kurdular. Bazı malum gazetelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Biden’in önünde elini öpercesine eğilmiş gibi görünen sahte bir fotoğrafı bile yayınladılar. Diyelim ki o fotoğraf sahte değildi doğru. Vatanını seven bir gazeteci onu yayınlamaz görmezden gelir. Ama yayınladılar vatandaş olarak soruyorum siz kimsiniz nerenin vatandaşısınız? Türkiye vatandaşı olabilirsiniz kağıt üzerinde ama ruhunuz Türkiye düşmanı. Erdoğan düşmanlığı yapalım derken koskoca Türkiye Cumhuriyetinin onur ve haysiyetinin ayaklar altına alınmasına razı oluyorsunuz. O sahte fotoğrafın başını ve sonunu gösteren videosu her yerde yayınlanmaya başladı. Bir özür dilediğinizi de duymadım. Okuyucunuza karşı yüzünüz kızarmayacak kadar pişkin misiniz?

Biden Erdoğan görüşmesi öncesinde Türk-ABD ilişkileri ne ise, zirve sonunda da aynı kalmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan dik durmuş ve o malum çevrelerin beklediği tavizleri vermemiştir. Zaten zirve öncesi Türkiye; ABD’nin adamlarından PKK’nın Suriye sorumlu Sofi Nurettin’i etkisiz hale getirmiş, DEAŞ’ın üst düzey yöneticilerinden Besim kod adlı teröristi yakalamış ve terörle mücadele konusunda taviz vermeyeceğini ortaya koymuştu.

Yazının Devamı