İnsanlığın farklı yüzleri
Felaketi izlemek, izlenenlere dayanmak olası değil. Yüreklerimiz dağlanıyor. Boyutu inanılamayacak, hiç yaşamadığımız kadar büyük…
- Dünyada son 10 yılda bu büyüklükte yalnızca 2 deprem olmuş.
- O bölgede buna benzer bir deprem daha önce 400-500 yıl önce olmuş.
- Üstelik daha 24 saat geçmeden 120 km ötede yine benzer büyüklükte ikinci bir deprem olmuş (artçı değil) ki bu da çok sıra dışı, rastlanmayan bir olay.
- 900 nükleer bomba kuvvetindeymiş.
- Kardan kapanmış yollar, kötü hava şartlarından tıkanan trafik.
- Depremden yıkılmış, yarılmış, trafiğe kapanmış yollar.
- Yakınları için koşan sivil araçların yolları tıkaması.
- Bu koşullarda yardım bazı kentlere, köylere gecikir mi?
- 10 vilayete dağılmış, sayısız köyler, ilçeler, iller yani çok geniş bir alan.
- Gecenin bir yarısı halkı yataklarında uyurken yakalanmış, karanlıkta bir can pazarı…
Yani, bu koskoca felakette olabilecek tüm dezavantajlar da burada… Bu can pazarında yetkililer hata da yapar mı, yapar, gecikilme olur mu, olur… Telaşla, panikle, açlıkla, yorgunlukla, yetişememekle, uykusuzlukla, üzerlerindeki baskıyla…
Peki, bu felakete insan tepkileri?
- Kendi yaşamını tehlikeye sokarak artçı depremler arasında enkazdan tüm gücüyle insan kurtarmaya çalışan yüce gönüllüler
- Deprem bölgesine uzakta olup yardım toplamak için yemeden içmeden koşturan iyi kalpliler
- Yardım için kamyon, uçak kaldıran, gemi tahsis eden özverililer
- Uzakta olup orada hizmet için gönüllü olan, oraya koşan, yine yüce gönüllü doktor, hemşire ve diğer meslekten kişiler
- Deprem bölgesindeki karmaşayı fırsat bilip yağmacılık yapan, kendini açıkgöz sananlar
- Ailesini kaybetmiş çocuklara göz diken ahlaksızlar
- Yürek dağlayan bu günlerde felaketin boyutunu göz ardı edip birilerini suçlayan, duygularını, üzüntüsünü idare edemeyenler, yası, üzüntüyü öfkeye yansıtanlar
- Kasıtlı davranıp, saldırganca siyaset yapan, siyasetten pay çıkarmaya, kazanç sağlamaya çalışan duygusuzlar
- Yurt dışından koşup gelen insanca uzman ekipler
Kısacası insanlığın farklı renkleri, resimleri… İzliyoruz bireysel duruşları…
Nazım Hikmet’in diliyle “Memleketimden İnsan Manzaraları”.
İnsanların farklı tepkileri… İyi insanlar ve daha az iyi olanlar…
Durum dayanılacak gibi değil. Ağır yastayız. Gerçekten çok ağır bir deprem…
Ne yapmalı?
- Öncelikle düşmanlığı, ayrı gayrıyı, siyaseti, suçlamayı bırakıp birlik olmalıyız. Hepimiz çok üzgünüz, hepimiz çok kaygılıyız, birbirimize olumlu destek olmalıyız. Birbirimize gereksinmemiz var.
- Az uyuyup, az dinlenip, hepimiz koşmalı, özveride bulunmalıyız.
- Olumsuz, kaygılı, kavgacı tutumlardaki kişileri yatıştırmalı, onların duygularını olumluya çekmeliyiz, öfkelerini yatıştırmalıyız. Kavga etmemeliyiz.
- Yağmacılık, hırsızlık yapanları durdurmalıyız.
- Bu günlerden kimse siyasi çıkar beklememeli, kardeşlik zamanı. Bırakın TIR kamyonlarına Bodrum Belediyesi veya Muğla Valiliği bezleri asmayı, bırakın reklamı, yarışı, “ben” “sen” ayrışmasını. Bu kadar zor mu insan olmak…
- Bu zor günler geçtikten sonra belediyeler ve hükümet deprem kuşağında olan, her ilde, ilçede bulunan eski binaların yeni deprem yönetmeliğine göre yenilenmesi için yine siyasi parti ayrışması, kavga, suçlama, ego yarıştırma olmadan birlik içinde, el ele, halka destek olmalı.
- Bugüne kadar bu binaların yenilenememe nedeni yıkıp yenisini yapınca metrekare kaybı, balkon yasaklaması ve bir iki ek kat veya maddi destek verilmediği için mülk sahiplerinin binalarını yenilemeye olanak bulamamaları…
- Artık bu konuda gereksiz kavganın, egonun bırakılıp halkın düşünülmesi…
- Yeni yapılan binalarda denetim, denetim, denetim…
GEÇMİŞ OLSUN SEVGİLİ ÜLKEM.
Bir daha olmasın…