Bülent İbrişim

Bülent İbrişim

Köşe Yazısı

Taliban sözcüsü Süheyl Şahin: ''Avustralyalı askerler Afganistan'da boşuna öldüler''

Sözcü Şahin 1 Eylül tarihinde Avustralya’nın ‘Nine News’ TV kanalına verdiği demeçte, Avustralya askerlerinin Afganistan’da savaş suçu işlediklerine ilişkin kötü anıları olduğunu söyledi.

Şahin röportajında ; "Avustralya 20 yıl süren işgalin bir parçasıydı . Avustralya’lı askerler cesetlerin parmaklarını keserek, Uruzgan'da ve diğer eyaletlerde köylüleri öldürerek savaş suçu işlediler. İnsan hakları hukukuna göre yargılanmaları gerekir. Bu kötü anılarımızın tümü kanıtlara dayanıyor ” dedi.

Afganistan'da ölen 41 Avustralyalı askerin kendilerine ait olmayan bir ülkenin işgalcileri olarak öldüğünü savunan Şahin; “Ülkemin güçleri ülkenizi işgal ederse ne dersiniz? Yasal hakları olduğunu söyleyebilir misiniz? Aynısı ülkem Afganistan için de geçerlidir. Taliban’ın Avustralyalılara saldırdığı iddiaları da doğru değildir. Onları kimse hedef almıyor, yaşamları tehlikede değil. Ayrıca Afganistan'dan kaçanlar ekonomik göçmenlerdir” diye konuştu.

Yazının Devamı

Sömürge ve soykırım tartışmaları (2) Avustralya örneği: Avustralya Kıtası'nı ilk kimler keşfetti?

Amerika kıtasının ilk defa 1492 yılında İtalyan denizci Kristof Kolomb tarafından keşfedildiği anlayışı gibi, Avustralya’nın da İngiliz kaptan James Cook tarafından keşfedildiği yönünde genel bilgiye sıkça rastlarız.

Oysa, Kolomb’dan binlerce yıl önce Kuzey Amerika’ya gelmiş ve yerleşmiş yerli halklar vardı. Avustralya’da da Aborjinler on binlerce yıldır o topraklarda yaşamaktaydılar. Bu tür algılar insanlığın gerçek tarihini beyazlarla başlatan anlayışın bir ürünü olmalı.

Ayrıca, 'Avustralya kıyılarına ilk ayak basan Avrupa’lı, İngiliz Kaptan James Cook değildi. Batı ve Kuzey şeridinin haritalarını çıkaran ve buraya ‘New Holland’ (Yeni Hollanda) adını veren Kaptan Willem Janszoon ve tayfasıydı (1606).

Yazının Devamı

Kanada örneğinde sömürgecilik ve soykırım tartışmaları

15. yüzyıldan başlayarak Kuzey ve Güney Amerika’dan Afrika’ya, Asya’dan Okyanusya’ya sömürgeciliğin yayılması, İspanya, Portekiz İngiltere, Hollanda gibi Avrupanın devlet ve merkezi otoriteleri ile sermaye sahipleri ve özel hristiyan kurumların yakın işbirliği sayesinde gerçekleşmiştir.

Bu yazıda odaklaşacağımız İngiltere, 1922'de sömürgeciliğinin zirvesine ulaştığında dünya toplam alanının dörtte birini yönetir hale gelmişti. İngiltere, başını çektiği köle ticaretinin yanı sıra, diğer sömürgeci ülkeler gibi sömürgelerde işledikleri kıyımlarla da anılmaktadır.

Hristiyanlık emperyalizmin kültürel elçileri olarak, 15. yüzyıldan başlayarak yüz yıllarca sömürgeciliğin en üst ırktan olduklarını ve yerlilerin ise dinsel dönüşümleriyle insanlaşacakları anlayışlarını aklama rolünü üstlendi.

Yazının Devamı

Avustralya'nın pandemi ile mücadeledeki başarısına aşılamadaki fiyasko gölgesi

Avustralya koronavirus salgınına karşı toplum bireylerinin çoğunlukla sorumlu yaklaşımı ve coğrafi avantajından yararlanarak ülke genelinde başarı sağladı. Ancak aşılama konusunda şimdilerde tam bir kaos yaşanıyor. Bu durum, aşı kullanımında esas alınan, daha doğrusu elde bulunan AstraZeneca aşısının kan pıhtısı riski nedeniyle 50 yaş altına vurulmasının durdurulmasıyla daha da çıkmaza girdi.

Geçen yılın Ağustos ayında Victoria eyaletinde patlak veren 2. dalga dışında, salgının ülke çapında kontrol altına alınmış olmasının yarattığı güven duygusundan olacak, aşı temini ve aşılama programı konularında bir rahatlık gözlenmişti.

Liberal parti liderliğindeki federal koalisyon hükümeti bu yılın başında, Mart ayı sonu itibariyle 4 milyon Avustralyalıya aşı vurulacağını açıklamıştı. Oysa 9 Nisan’a kadar ilk doz aşının vurulduğu kişi sayısı ancak bir milyona ulaşabildi.

Yazının Devamı

Beyaz Avustralya tarihinin kara lekesi: 'Çalınmış kuşaklar'

………. 1934 yılında Annem ve kuzenimle birlikte posta ofisinin önündeydik. Birileri bizi tutup arabaya koydu. Broom kasabasına götürdüklerini söylediler. Yaklaşık on beş kilometre sonra durdular ve annemi arabadan attılar. Annemin arkasından inmeye çalıştık ve sonra ağlamaya başladık. Bizi tutup arabanın arkasına fırlattılar ve hareket ettiler. Annem bir müddet çığlık çığlığa ümitsizce arabanın ardından koştu. Sadece yedi sekiz yaşlarındaydık. Broom’da bizi bir yere kilitlediler. İki gün sonra da bir tekneyle Perth’e götürdüler.

Bu alıntı, 1997 yılında “Avustralya İnsan Hakları ve Fırsat Eşitliği Komisyonu” tarafından yürütülen ve Aborijin ve Torres Adalı çocukların ailelerinden koparılması soruşturmasının sonuçlarını kapsayan “Onları Eve Getir” adlı rapordan [1] aktarılmıştır.

İlk kez 1981 yılında Avustralya Ulusal Üniversitesi tarih profesörü Peter Reid tarafından kullanılan “çalınmış kuşaklar” (stolen generation) tanımı, çocukken hükümet, çeşitli kurum ve kiliselerce ailelerinden ve toplumlarından zorla alınan Aborijin ve Torres Boğazı Adalı melez yerli çocukları kapsamaktadır.

Yazının Devamı