Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

4. Kuvvet

Türkçe ve Türklerin çağı

Türkler için, Türkçe için, Türk Dünyası için, Dünya Türkleri ve akraba topluluklar için, Türk- Dünya ilişkileri için güzel şeyler oluyor.

USMER: ORTAK DİL ŞART

4-5 Aralık 2021 günleri “2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı” ve “İsmail Gaspıralı’nın Doğumunun 170. Yılı” çerçevesinde, “Dilde, Fikirde ve İşte Birlik” sloganıyla, Ulusal Strateji Merkezi (USMER) ev sahipliğinde“Yüzyılda Uluslararası Türk Dünyasında Dil Edebiyat Kültür Sempozyumu” yapıldı.

Yazının Devamı

Paraşütçü Temel

Temel askere gitmiş. Bakmışlar gözü kara bir delikanlı, en cesur, en zeki askerlerin gönderildiği Kayseri’ye paraşütçü olarak göndermişler. Oradaki maceraları bugün bile akıllardadır. Birkaçını anlatalım:

TEMEL’İN PARAŞÜT EĞİTİMİ

Temel askerde paraşütle atlama eğitimine başlamış. Eğitimi veren komutan askerlere;

Yazının Devamı

Affedersiniz, burası mı TBMM?

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun meclis bütçe tartışmaları sırasında sağ avucunu açıp yumruk haline getirdiği sol elinin üstüne şak diye vurması karşısında ağzım açık kaldı. Çok ayıpladım.

İşin cılkı çıktı. Şimdi bir diğeri başparmağını işaret parmağıyla orta parmağı arasından çıkarıp "Nah sana!" derse, ya da diğer elinin avuç içinden kaydırıp dirsek altından tutarak "alırsın bunu" derse olur mu?!.

Meclisi ne hale çevirdiler!

Yazının Devamı

Noel Baba eşcinsel mi?

Antalya’daki Noel Baba Barış Konseyi, Nobel Barış Ödülünü veren Norveç’e savaş açtı.Savaşın nedeni Norveç Posta İdaresi’nin Noel Baba’yı homoseksüel olarak göstermesi. Norveç Posta idaresi birkaç gün önce, homoseksüelliğin suç olmaktan çıkarılmasının 50. Yılını kutlamak için “When Harry met Santa (Harry Noel Baba’yla karşılaşınca)” isimli bir reklam filmi yayınladı. Bir homoseksüelin Noel Baba’ya aşık olmasını konu alan reklam filminde eşcinsel kahraman bir kağıda “Bu Noel’de tek isteğim sensin” yazıp Noel Baba’nın Kuzey Kutbu’ndaki adresine yolluyor. Noel Baba geliyor; o da Norveçliye aşık oluyor. Baygın baygın bakışıp öpüşüyorlar… Muratlarına eriyorlar… Mutlu son…

BÜYÜK YANKI

Yazının Devamı

Haydi, oynama zamanı!

Sosyal medyada dans eden insanları gösteren bir videoya rastladım. Aklıma bir fıkra geldi. Çoğunuz duymuşsunuzdur ama yeri gelmişken bir kez daha anlatalım.

xxx

Padişah giderleri karşılayamaz hale gelmiş. Herşeye vergi koymaya başlamış. Yiyecek yemeğe, içecek suya, gidilecek yola, nefes alınacak havaya, gezilecek yerlere, aklınıza gelebilecek herşeye vergiler koymaya başlamış.

Yazının Devamı

Or[m]an’ın ormanları esin kaynağı

30 Ekim günü Ankara Cumhuriyet Liseliler (ACL) 4. Ormanlarının fidanlarını diktiler. İlk üçü Şirince’de 15.000 kadar ağaç… Sonuncu Ankara’da, 3500 ağaç… Devamı gelecek… Darısı anaokullarından üniversitelere dek tüm diğer okullarımızın başına… ACL Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Bayraktar esin kaynağının Yavuz Oran olduğunu söyledi.

Yavuz Oran’a Yavuz Orman diyenler çoğaldı. Ben “ORMANCI” diyorum, çünkü her şey sevgili arkadaşım Avukat Yavuz Oran’ın beyninde bir şimşek çakmasıyla başladı.

Yavuz çok yönlüdür. Hukukçuluğu yanı sıra yazar, çizer, sunar, oynar, iş bitiricidir... Aynı zamanda sihirbazdır pardon illüzyonisttir (Bilimsel olmadığından “sihirbaz”lığı kabullenmez). Şapkadan güvercin, tavşan da çıkarır orman da...

Yazının Devamı

Milas 7. Zeytin Hasat Şenliği'nin ardından

Binlerce zeytin ağacı kesen ve binlercesini daha kesmesi beklenen termik santral şirketlerinin Milas Geleneksel 7. Zeytin Hasat Şenliği’ne sponsor olması ve bunu eleştiren bir çevrecinin de gözaltına alınması şenliğe gölge düşürdü. Bir önceki yıl yapılan hasat şenliğinde de Ilbıra Dağlarını yok etmek pahasına Diaspor (kıymetli bir taş) arayan Maden Şirketlerinin ön plana çıkarılması tepkilere neden olmuştu.

ZEYTİN DÜŞMANI NEDEN ZEYTİN ŞENLİĞİNİ DESTEKLER?

Milas 7. Zeytin hasat Şenliği 13 ve 14 Kasım günleri yapıldı. Güneş de cömertliğini esirgemedi ve bu iki gün Milas’ta tam şenlik havasında geçti. Milas köylerinden zeytinciler ve diğer katılımcılar akın akın Milas Atapark Meydanı’na geldiler. Davullar zurnalar çalındı, zeybekler oynandı, türlü çeşitli zeytin ve zeytinyağının tadına bakıldı. Otlu börekler, zeytin yağlı yemekler, doğal ürünler sergilendi. Mahalleler arası yemek yarışması yapıldı. Festivalin son etkinliği Melek Mosso konseri de mükemmeldi. Herşey BİR İSTİSNA dışında iyiydi, hoştu. Ne var ki...

Yazının Devamı

Yeniden İasos Festivali ve Hermias

Milas’a bağlı Kıyıkışlacık Köyü’nde (şimdi “mahalle” diyorlar) yıllar sonra 7 Kasım 2021 Pazar günü bir festival gerçekleştirildi. Adı IASOS TARIM VE KÜLTÜR FESTİVALİ… Festivali düzenleyen İasos Mahalle Meclisi’ni ve temsilcileri Hülya CankoScobi’yi, festivali destekleyen ve katılan başta Başkan Muhammet Tokat, Başkan yardımcıları Mehmet Ateş, Halil Mutlu, Kıyıkışlacık Muhtarı Halis Şahin ve tüm emeği geçenleri kutlarım. Mükemmel bir işbirliği, görev bölüşümü, sorumluluk, dayanışma sergilediler. Darısı tüm diğer köylerimizin, ilçelerimizin başına… Gelecek yıllarda da başarılarının devamını dilerim.

Kuruluşu MÖ 3000 yıllarına giden Karya kenti Iasos Kıyıkışlacık’ta yer alıyor. Festivale buranın ismi verildi. İasos’ta bir zamanlar Şarap Tanrısı Dionysos adına festival düzenleniyormuş. Şimdi tarım ve kültür festivaline dönmüş oldu. Zaten artık bölgede şarap yapacak üzüm bağları değil zeytinlikler var. O nedenle de festivalde yapılan sunumlar ağırlıkla zeytin ve zeytincilik üzerineydi.

Muğla Yerel Tohum Derneğiyerel tohumun önemini ve yaygınlaştırmak için yaptıkları çalışmaları anlattı. Başta yerel zeytin ve zeytinyağları olmak üzere yörenin tarım ürünleri, yiyecekleri tanıtıldı. El işleri sergilendi. Çocuklar için şiir ve resim yarışması yapıldı. Müzik dinletisi düzenlendi

Yazının Devamı

Kutlu Cumhuriyet Bayramları

Bir Cumhuriyet Bayramı’nı daha geride bıraktık. Benim köyüm Bafa’da kutlamalara her yıl olduğu gibi gene 28 Ekim günü başladık. Davullar, zurnalar iki gün, iki gece çaldı. Oyunlar oynandı. Öğrenciler şiirler okudu, gösteriler yaptı. Kadınlar günler öncesinden hazırlıklara başladılar. 29 Ekim günü kazanlar kaynamaya başladı.Keşkekler, aşlar, kabak tatlıları, türlü çeşitli yemekler yapıldı. Bafalılar birlik, dirilik ve irilik içinde bir kutlama şöleni yaptılar. Muhtarlığımızın özveri ve başarıyla hazırladığı bu kutlama geçen yıl pandemi nedeniyle kutlanamayan Cumhuriyet Bayramı’mızın da acısını çıkardı. Gece geç vakitlere kadar davullar, zurnalar susmadı. Müzisyenler, sanatçılar çaldılar söylediler, gençler şiirler okudular, marşlarlayürüdüler, zeybek oynadılar, danslar ettiler. Tengri zamanı şamanlarının bölgemizde bugün de yaşayan Takkak deve, maske, yüz boyama gösterileri iki gün boyu sürdü. Görmeliydiniz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlama haftasında herkes birbirinin Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Sosyal medyada ve her yerde karşımıza” CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN” tümcesi çıktı.Ne güzel. Ben azıcıkdüşünceli ve hüzünlüyüm… Neden?

KUT NEDİR?

Yazının Devamı

Ödül almanın da bir adabı var

İşi gücü bıraktık milletçe, Antalya Film Festivali Ödül Töreni’nde Tamer Karadağlı ile Nihal Yalçın arasında yaşanan tatsız olayı tartışıyoruz. Bizim de katkımız olsun...

Töreni değil ama videosunu dikkatle izledim. Gördüklerim şunlar:

En iyi kadın oyuncu ödülünü alacak olan Nihal Yalçın alkışlar içinde sahneye geldi. Kendisine ödülü sunmak için bekleyen ve vermek için ilk hamleyi yapan Tamer Karadağlı’yı tabiri caizse pek de adam yerine koymayarak, ödülüne de yangözle bile bakmadan, kurulmuş pilli bebekler gibi mikrofona geçip konuşmasına başladı. Tamer Karadağlı’nın hemen bu anda canının sıkıldığı yüz ifadesinden belli oldu. Konuşmasına, kadın erkek eşitliği üzerine yanlışlarla doğruların harmanlandığı, oyuncunun kendi öznel düşüncelerini dile getirdiği mesajlarla başladı. (İzlemediyseniz buyurunuz izleyiniz: ( https://www.youtube.com/watch?v=4aKIMTCaWAE ).Konuşma uzadıkça da Tamer Karadağlı,vücut dilinden anlaşıldığı üzere, daha da gerilmeye başladı.Ödülü vermek için uygun bir zaman kolladı ve iki buçuk dakika sonra, tam da yönetmen ve yapımcıya teşekkür ettiği bir anda Nihal Yalçın’a ödülü verdi ve alkışlamaya başladı. İzleyiciler de alkışlamaya başladılar. Yalçın, konuşmasına kendisini o kadar kaptırmıştı ki elinde ödülle birkaç saniye daha devam etti. Kısa bir süre sonra Tamer Karadağlı’ya dönüp “bana sus mu diyorsunuz?” diyerek tepki gösterdi. Karadağlı,kendisini yok sayarak, bostan korkuluğu yerine koyan birine, yine de çok nazik davranarak, şakacı bir tavırla "Rica ederim. Ödülünüzle birlikte konuşun diye, kaldırın böyle (koluyla göstererek) ve zafer konuşmanızı öyle yapın"dedi ve alkışlayarak geri çekildi. Burada seyirciden gelen alkışların Tamer Karadağlı’ya mı yoksa Nihal Yalçın’a mı olduğu pek anlaşılmadı. Bana sanki Karadağlı alkışlandı gibi geldi. Hanım sanatçımız hiçbir şey olmamış gibi bir dakika kadar daha konuşup, “İstanbul sözleşmesine sahip çıkalım” diyerek yeni bir mesaj daha verdi.Karadağlı’ya ve diğer sunucuyada teşekkür bile etmeden hatta yüzlerine bile bakmadan geldiği gibi sahneden inip gitti. Ödül konuşma sırasında eline tutuşturulmasa belki onu da unutup gidecekti...

Yazının Devamı

Kantarın topu iyice kaçtı

Eskiden elektronik tartılar, teraziler yokken kantarlar vardı. Kantar, üzerinde rakamlar ve ileri geri itilen bir top olan uzun demir bir kol ve bu kolun ucunda asılıbir çengelden ibaretti. Ağırlık çengele asıldığında topu sağa sola hareket ettirerek demir kol yere paralele hale getirilirdi. Denge tam sağlandığında topun gösterdiği rakam tartılan malın kaç kilo olduğunu gösterirdi.

Top az veya çok itildiğinde demir kolun dengesi bozulurdu.

Memlekette demir kolun dengesi artık hiç tutmaz oldu. Eski bir deyimle kantarın topu iyice kaçtı (Bazıları “kantarın topuzu kaçtı” diyor).Özellikle de siyasette. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre,” Ölçüyü kaçırıp aşırı davranmak” anlamında kullanılan bir söz.

Yazının Devamı

Otomobil uçar gider İpsala'ya

Emekli olunca dinginleşecektik hani? Daha da hareketlendik. Durmak, dinlenmek yok bize.

“Çok yaşayan değil çok gezen bilir” deyip gezmek… Daha çok gezmek, görmek, araştırmak, yazmak. Son nefesimize dek çalışmak var.

Altımızda, Ön Asya’dan dörtnala gelen beyaz bir kısrak gibi şahlanan arabamız… Dizginler Beyhan Süreyya Hatun’un elinde uçup gidiyoruz…

Yazının Devamı

Göçmen kuşlar (Nordkapp-Bafa)

Artık göçmen kuşlar gibiyim. Bir bakıyorsunuz Türkiye’deyim, bir bakıyorsunuz Avusturya’da, bir bakıyorsunuz İsveç’te… Anavatan, ikinci ve üçüncü vatan, tüm dünya hepimize vatan. Yine de insanın köklerinin olduğu yer başka. Hani derler ya, bülbülü altın kafese koymuşlar, “Ah vatan” demiş. Kafesi açmışlar uçmuş gitmiş; çakırdiken bir çalının üstüne konmuş; “Oh vatan” demiş. Bu cehennem bu cennet bizim.

Turalayıp duruyorum dünyayı. Başımı alıp gidiyorum özgürce... Bir oradayım bir burada… Göçmen kuşlar gibiyim…

Bir bakıyorsunuz Kuzey İskandinavya’da Lapon yaylalarında Jokkmokk’tayım (Yokmok okunuyor) geyiklerin arasında… Yok Mok diyorlar ya herşey var burada fazlasıyla… Yok Yok deseler daha iyimiş. Buzdan yapılmış, saray gibi otel başka nerede var? Kış aylarında kurulan ünlü Jokkmokk Lapon (Same) pazarına gelenler bu otelde kalıyorlar.

Yazının Devamı

Ilbıra’yı kurtaranlara selam olsun!

Muğla ormanları kesilip biçiliyor. Madencilere kurban edildi, ediliyor. Dağlar kevgire döndü. Dev oteller dikmek için yakıldı, yerleşime açmak için yok edildi. Derken PKK’nın kundakçı oğlanları yakmaya başladı. Kim olursa olsun cennet vatanı cehenneme çevirmek için elinden geleni ardına koymayanlara lanetler olsun…

Ama başaramayacaklar…

Dün (25 Ağustos 2021) Bafa Karacabel Tüneli üzerinde Ilbıra’yı parçalamakta olan boksit ve diaspor madeninin hemen altında yangın çıktı. Bafa’nın yiğit evlatları günledir nöbetteydiler. Bafa muhtarı Kerim Tekin ile birlikte anında müdahale ettiler. Onlara anında itfaiye ekipleri ve araçları ile üç helikopter eşlik etti. Ekibiyle birlikte Pınarcık muhtarı Kemal Şimşek de şimşek gibi yardıma yetişti. Helikopterler Bafa Gölü’nden aldıkları suları yedi dakika içinde alevlerin üstüne boşalttılar. Yangın bir saat içinde el ele, kol kola, omuz omuza, görülmemiş bir dayanışma ve işbirliği içinde söndürüldü.

Yazının Devamı

Teşekkürler!

Facebook'ta Bodrum Sevenler Derneği adına yazılmış bir mesaj gördüm:

"Bodrum Sevenler Derneği olarak bu zor süreçte sahada olup, günlerce uykusuz kalıp mücadeleden asla vazgeçmeyen her siyasi partiden olup, asla ayrım yapmadan Bodrum'u korumak için canla başla mücadele eden belediye başkanımız sayın Ahmet Aras'a, belediye personeline, emniyet teşkilatına, jandarmamıza ve vatan millet aşkı için koşan emek harcayan herkese sonsuz teşekkürler... Birlik olduk, kazandık. Birlik olunmasa çoğu yer kül olacaktı. İyi ki, varsınız ve güzel grubumuzda olup bizlere uzaktan destek olmak isteyen bir çok arkadaşımız oldu. Sizlerden de Allah razı olsun. Kim ki, vatanı milleti için mücadele ediyorsa o bizim için candır kardeştir... Sizler için neler yazılsa azdır... Vatan, millet için koşan dostlar, iyi ki varsınız. Cennet ülkeme geçmiş olsun" .

Ne güzel... Particilik, fırsatçılık, ucuz siyasi kazanç düşünülmeden, birlik vurgusu yapılarak yazılmış bir mesaj. Noktasına, virgülüne dek katılıyor, altını imzalıyorum.

Yazının Devamı

Onlar yakacak biz dikeceğiz

Her yerde olduğu gibi bizim orda da particilik başa beladır.

Rahmetli dedem uzun zaman CHP başkanlığı ve muhtarlık yapmıştı. Çok partili döneme geçildiğinde ona "Kurdur bakalım Bafa'da da DP'nin de bir şubesini" demişler. O da amcaoğluna ve bazı arkadaşlarına söylemiş. Bizim köy de böylece geçmiş çok partili rejime. Geçmiş ama fena halde ikiye ayrılmış.

DP iktidar olunca, dedem de muhtarlıktan tangır tungur düşmüş. Zaman gelmiş DP'liler dedemi Celal Bayar'a hakarette bulundu, diye şikayet etmişler. Kendi kurdurduğu parti epeyce terletmiş onu. Neyse ki, sonunda berat etmiş.

Yazının Devamı