Kurşunu kendi ayağına sıktı
Karakoldan çağırdılar. (Alıştık artık). Gittim.
Cumhuriyet Bayramı’nda tuhaf maskeler takıp kadın kılığına girerek müstehcen hareketler yapan, kadınları, analarımızı, eşlerimizi, kızkardeşlerimizi aşağılayan kimliği belirsiz bir zat CİMER'e beni şikayet etmiş.
Şikayette bulunan zat ı muhterem, adını, cinsiyetini, cibilliyetini, yerini, yurdunu belirtmemiş. Şikayetinde, “Cumhuriyet Bayramı kutlamalarımızı Cadılar Bayramı’na ve LGBT gösterisine benzetti” diyor.
Kendi ayağına sıkıyor.
Önceki yazılarımdan anımsayacaksınız. Cumhuriyet Bayramı’nda kutladığımız günün ruhuna aykırı olan gösterilerin yanlışlığını vurgulamıştım.
Utandığımdan bu, ahlak, gelenek, göreneklerimize, ulusal kültürümüze uymayan hareketleri yapanların ve yapıldığı yerlerin isimlerini vermemiştim. Bu nevi şahsına münhasır (kişiliğiyle herkesten ayrılan, kendine özgü tutum ve davranışı olan) vatandaşımız aslında kendisine iyilik ettiğimizin farkında değil. CİMER’e başvurarak aslında kendisi hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Ulusal Bayramlarda müstehcen hareketler yapmak ulusal değerleri rencide etmek, kadını aşağılamak suçtur.
Bu zatı alinin kafasına girmesi için biraz daha açıklayayım. Ulusal Bayramlarımızın nasıl düzenleneceği konusunda yönetmeliklerimiz vardır. Zat ı şahanenin bunlardan haberi yok. Olmayabilir.
Ben yazdıklarımla yanlışlığı anlatıyorum. Anlamıyor. Yanlışta ısrar ediyor. Suç işlediğini bilmiyor. Biraz daha anlatarak kendisine ve gelecek yıl Cumhuriyetin 100. Yılını en doğru ve amacına uygun kutlamak isteyen tüm okurlarımıza işin doğrusunu açıklayayım.
Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği'ne göre ulusal bayramların AMAÇLARI:
Madde 1 – 1.Bayramların anlam ve önemine uygun olarak coşku ile kutlanmasını sağlamak ve böylece Büyük Atatürk'e ve ilkelerine bağlılığı geliştirmek ve Ulusal birliği pekiştirmek.
Bayramları düzenleyen KUTLAMA KOMİTELERİ:
Madde 5 – 1. İl, İlçe ve Bucaklarda bütün törenler (Zafer Bayramı hariç) Mahalli Mülkiye Amirinin veya görevlendireceği kişinin başkanlığında, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı, Jandarma, Emniyet, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı temsilcilerinden; Bucak Müdürü olmayan Bucaklarda, Kasaba ve Köylerde en yüksek dereceli okul müdürleri arasından en kıdemlisinin Koordinatörlüğünde varsa Belediye Başkanı, Köy Muhtarı ve bir Öğretmenden oluşur.
İlk öğretim Okul Müdürü başkanlığında, muhtar ve bir öğretmen… Eğer askeri bir kuruluş varsa oranın en rütbelisi. Yani Jandarma karakolu varsa karakol komutanı…
Yönetmeliğe göre, düzenleme komitesine çağrılabilecek kişiler:
“Kutlama Komitelerine çağrı üzerine, törenlerin düzenleme ve yürütülmesine katkısı olabilecek Bakanlık, Kuruluş Temsilcileri ve Danışman kişiler de alınabilir. Komite toplantılarına katılmak zorunludur.”
Yani katkısı olabilecek bir dernek, spor kulübü, dağcılık kulübü, müzik-halk oyunları derneği gibi törenlere katkısı olabilecek olan kuruluşların temsilcileri de bu hazırlık komitesine çağrılabilir. Çağrılmalıdır.
Açıklamayı sürdürelim:
Türklüğü ya da kadını aşağılama, cezayı gerektiren suçlardır:
“301. madde ile bir takım değer ve kurumların aşağılanması yaptırım altına alınmıştır. Bu hükümle korunan değerler, Türklük, Cumhuriyet, kurumlar ise, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, devletin yargı organları, askeri kuvvetleri ve emniyet teşkilatından ibarettir.”
Peki bu suçların cezası nedir? Onu da hemen söyleyelim:
“301. madde uyarınca Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
"5237 sayılı TCK’nın 216. maddesi (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
Anlatabildim mi acaba?!.
İster misiniz CİMER'e kendi kendini şikayet etmiş olsun şimdi bu hemşeri?!.
Kurşunu kendi ayağına sıkmak bu işte...