Stephen Hawking'in ilham verici hikayesi: Her Şeyin Teorisi

2014 yapımı "Her Şeyin Teorisi" filmi, sınırlı bir bedende sınırsız bir zeka ile izleyicilere ilham verirken bir yandan da evrenin sırlarının henüz tam olarak çözülememiş olduğunu ve insanlığın keşif yolculuğunun devam ettiğini hatırlatır

Duygu Terzioğlu Duygu Terzioğlu
Stephen Hawking'in ilham verici hikayesi: Her Şeyin Teorisi

''Yüz milyar galaksinin varoşlarında ortalama bir yıldızın etrafında dönen küçük bir gezegende yaşayan primatların gelişmiş bir türlü olduğumuz aşikâr. Ama medeniyetin şafağı söktüğünden beri insanlar dünya düzeninin altında yaşayan bir zekâ aradılar.''

Filmin en çarpıcı alıntılarından biri Hawking rolünü canlandıran aktörün bu sözüydü. Çünkü film, her ne kadar ünlü bilim insanının özel hayatını da konu edinse de asıl vurgu, Hawking’in çalışmaları, evrenin yapısı, başlangıcı ve geleceği üzerinde yoğunlaşır. Evrenin genişlemesi, kara delik gibi konularının ele alması, izleyicilere evrenin gizemli doğasını keşfetmeye teşvik eder.

Filmde başka bir ilginç diyalog ise şöyleydi :

"Einstein haklıysa ve genel görelilik kuramı doğruysa, evren genişliyor demektir. O halde, zamanı tersine çevirirsen evren küçülmeye başlar. Peki, ben zamanın başlangıcında ne olduğunu görmek için süreci en başa kadar tersine çevirirsem? Evren gittikçe daha da küçülür; yoğunluğu gittikçe artar ve giderek sıcaklaşır. Yani, saati geri alırsak, zamanı geri alırsak sonunda ulaşacağımız şey, uzay-zaman tekilliği kara deliğin patlamasıyla doğan bir evren olur."

Zamanın doğası üzerine yapılan çalışmalarda, zamanın lineer bir akışa sahip olduğu kabul ediliyor; yani belirli bir yönü ve ilerleyişi var. Ancak bilim insanları, zamanın doğası hakkında henüz tam bir anlayışa sahip değiller ve bu diyalogda aslında zamanın düz bir çizgide değil de döngüsel olabileceği varsayımını ifade ediyor.

Hiçbir şey tam olarak düz veya katı değildir. Bir nesneye çok yakından bakarsanız, yüzeyinde küçük delikler ve pürüzler görürsünüz. Bu, hayatın genel bir kuralıdır. Zaman için de böyle düşünebiliriz.

Zamanın içinde de küçük boşluklar, kırışıklıklar ve düzensizlikler olduğunu söyleyebiliriz. En küçüğünden bahsettiğimizde, atomlardan bile daha küçük bir alan var: "kuantum köpüğü" deniliyor. Sıklıkla duyduğumuz ''Solucan Deliği'' dedikleri yer buradadır

Bu kuantum köpüğünde, çok kısa sürede oluşan ve kaybolan küçük "tüneller" vardır. Bu tüneller, farklı yerleri ve farklı zamanları birbirine bağlıyor. Yani, bu tüneller sayesinde bir yerden başka bir yere veya bir zamandan başka bir zamana geçmek mümkün olabiliyor olacağını ifade eder.

Kısacası henüz dünya bu teknolojiye sahip olamasa da zamanda yolculuk konusunu ele alan fantastik filmlerin gerçek olma ihtimalini düşündürüyor. Bilim­­-Kurgu meraklısı olmasanız da mutlaka izlemesi gereken ve evrenin doğasına dair derin düşüncelere yönelten bir film olarak başyapıt niteliği taşıyor.

Bilim film