Hasan Kundakçı kimdir? Hasan Kundakçı kaç yaşında, nereli? Neden hayatını kaybetti?
Hasan Kundakçı'nın ismi sosyal medyada ve internette gündem oldu. Hayatını kaybettiği açıklanan Hasan Kundakçı'nın kim olduğu araştırılıyor. Hasan Kundakçı kimdir? Hasan Kundakçı nereli? Hasan Kundakçı neden hayatını kaybetti? İşte Hasan Kundakçı ile ilgili bilgiler...
Hasan Kundakçı, öğle saatlerinde hayatını kaybetti. Kundakçı'nın ismi vefatının ardından sosyal medyada ve internette araştırılmaya başlandı. Peki Hasan Kundakçı kimdir? Hasan Kundakçı nereli? Hasan Kundakçı neden hayatını kaybetti? İşte Hasan Kundakçı ile ilgili bilgiler...
HASAN KUNDAKÇI KİMDİR?
Hasan Kundakçı emekli korgeneraldir. Hasan Kundakçı, 1937'de dünyaya gelmiştir. 16 Ocak Pazartesi günü hayatını kaybettiği açıklanan Hasan Kundakçı, 2017 yılında Vatan Partisi'ne üye olmuştu.
Hasan Kundakçı, 1955'te Kuleli Askerî Lisesinden, 1957'de Kara Harp Okulundan piyade asteğmen rütbesiyle mezun oldu. Piyade Okulundaki sınıf eğitimini 1959'da tamamlamayı müteakip 1961-1962 yıllarında, 12. Kore Bölüğü'nde takım komutanlığı, 1965-1967 yıllarında Ağrı ve Tendürek Dağları'nda sınır bölük komutanlığı yaptı. 1979-1980 yıllarında Kıbrıs'ta 230. Piyade Alayı komutanlığı yaptı. 1984'te tuğgeneralliğe yükseldi. İki yıl 70. Mekanize Piyade Tugayı komutanlığı ve Siirt'te Sıkıyönetim komutan yardımcılığı görevini yürüttü. 1986 yılında Özel Harp Dairesi başkanlığına atandı. 1970'li yıllarda Atina'da askeri ataşe olarak görev yaptı. 1994-95 yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Kuzey Irak üzerinde çok etkili bir askerdi. 1993-95 yılları arasında Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutanı olarak görev yapmıştır.
Hasan Kundakçı, 20 Mart 1995 tarihli PKK'ya ağır darbe vuran Cudi Dağı Operasyonu'nu yönetti. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı olarak görev yaptığı sırada 14 Ağustos 1996 günü Rum gösterici Solomos Solomou'nun bayrak direğine tırmanırken vurulup öldürülmesiyle Kıbrıs Rum Kesimi'nin başvurusu üzerine Interpol tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarıldı. 1996'da görev süresi 1 yıl uzatıldı ve 1997 yılında emekli oldu. Evli ve iki çocuk babasıdır.
22 Ekim 1993 günü Diyarbakır'ın Lice ilçesinde militanlar ile güvenlik güçleri arasında başlayan çatışmada Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, başına isabet eden bir kurşunla vurulmuş, Asayiş Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı ve yardımcısı Tümgeneral İlker Başbuğ'u taşıyan helikopter yoğun Kanas ateşi altında Diyarbakır'ın Lice ilçesi üzerine gelip alçalmaya başlamış ve 55 yaralı ve hasta askerin bulunduğu iddia edilen okulun bahçesine inmiştir.
Telsizle haberleştiği iddia edilen PKK'lıların, "Hasta, sakat fark etmez, 55 asker iyi skandal olur" dediği iddia edildi. Korgeneral Kundakçı askerlerin motive olabilmesi için Arkadaşlar teröristler sizi gözlerine kestirmiş, biraz sonra saldıracaklarmış. Yataklarınızda basılarak öleceğinize, mevzide çarpışarak ölünüz. Sizin için zor olduğunu biliyorum ama, hemen kalkın, aşağıda toplanın demiştir. 55 yaralı asker 2 general ve yaverleri ile 2 pilot toplam 61 asker çatışmaya başlamışlar, ilçenin doğusunda 20-25 kilometre mesafede militanlarla çatışma halindeki Askeri kışladaki birlikler gelene kadar (14 saat sonra) çatışma bitmiştir.
Emekli Korgeneral Hasan Kumdakçı Türkiye’nin yetiştirdiği önemli askerlerden biri. Görev yaptığı dönemde PKK terörünü bitiren bir komutandı. 11 Mart 2017’de Aydınlık’ta yayımlanan röportajında terörle mücadele ve yönettiği “Çelik Harekatı” konusunda şu bilgileri vermişti:
“1993 yılı sonuna kadar Diyarbakır’ın kuzey bölgelerini, 1994’te de Siirt, Şırnak, Diyarbakır, Mardin ve Hakkâri tarafını büyük ölçüde teröristlerden temizledik. 29 Temmuz 1984’te de Türkiye içindeki bütün operasyonlar neredeyse tamamlandı ve teröristleri Türkiye içinde susturduk. Ancak teröristler Irak’a gidiyor ve orada dinlenip tekrar Türkiye’ye geliyorlardı. Bu bakımdan mutlak suretle Irak’a gitmemiz gerekiyordu. Biz de teröristlerin hiç beklemedikleri bir anda operasyonu yaptık. Gecenin en koyu karanlığında hareket ettik. Metrelerce karların arasından sızarak Irak’ın kuzeyine gittik. Çelik Harekâtı sonucunda teröristler uzunca süre konuşamadı."
Röportajında kendisine “Tamburalı Paşa” denmesinin öyküsünü şöyle anlatmıştı:
“Biraz değişik bir komutanım. Çocukluğumda koyun çobanlığı da yaptım. Biz de o bölgelerde çobanlık gece yapılır. Koyun gece güdülürdü. Onun için birliklerimle de operasyonları hep gece yapardım. Bir de ben masamda oturmam askerimin yanında dururum. Hiçbir zaman ‘Haydi gidin’ dememişimdir, ‘Haydi gidiyoruz’ demişimdir. Atatürk’ten de çok etkilenen bir komutanımdır. Harp okulunun da iyi bir sporcusuydum. Bir de atışlarım iyidir. M16A2 tüfek kullanırdım. Tüfeğimin de tamburası vardı. Çatışmalara da hep onunla girerdim. Bu yüzden gazeteci arkadaşlar da bana Tamburalı Paşa demeye başladılar. Hatta size bir anımı anlatmak isterim. Çelik Harekâtı’nın ardından kurmay başkanım 12-13 gazeteciye brifing veriyor. Gazeteciler 48 saatte bölgeyi kontrol etmemize ve hâkimiyeti sağlamamıza inanmadı. Hele rahmetli Mehmet Ali Birand hiç inanmadı. Onları bölgeye götürdük. Mehmet Ali Birand’a ‘Nereyi görmek istiyorsun’ dedim. ‘Hantur Dağı’nı’ dedi. Hantur Dağı gerçekten de teröristlerin önemli kamplarının bulunduğu bir yerdir. Birand’ı Hantur Dağı’na götürdüm ve bölgenin temizlendiğini görünce ‘Tamam inandım. Başka yere gitmek istemiyorum.’ dedi.