Ege'de keşfedilmesi gereken 6 antik kent
Türkiye, antik kentler açısından adeta bir cennet. Efes, Afrodisias, Hierapolis gibi ünlü antik kentlerin olduğu bölgede keşfedilmeyi bekleyen birçok antik kent bulunmakta. İşte Ege Bölgesi'nde keşfedilmesi gereken 6 antik kent...
EUROMOS - MUĞLA
Milas ilçesi, Selimiye mahallesi sınırları içinde yer alan ve doğusundaki Kızılbayır Dağı’nın eteklerine yayılan Euromos Antik Kenti, Milas’a yaklaşık 12 km mesafededir. Euromos adı, antik çağda “Kyromos” ya da “Hyromos” biçiminde kullanılmakta ve Yunanca güçlü anlamına gelmektedir.
Yapının kuzey kenarındaki 3 sütun ile güneybatı köşesindeki sütunun yivsiz oluşundan süsleme işinin yarıda bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kuzey ve batıya bakan yüzlerdeki sütunların tümünde adak yazıt taşıyan panolar vardır. Sütunlarından birinde Kallisthenes adlı kişinin kente yaptığı parasal yardımlar hakkında bilgi veren uzun bir yazıt yer almaktadır.
AİZANOİ – KÜTAHYA
Kütahya ili, Çavdarhisar ilçesi sınırları içerisinde yer alan Aizanoi Antik Kenti, Zeus Tapınağı, Stadyum - Tiyatro Kompleksi ve Macellumu ile Roma Döneminin en önemli kentlerindendir. Bir tepe üzerine kurulmuş olan ve şehrin önemli dinsel yapısı olarak görülen Zeus Tapınağı dünyanın en iyi korunmuş Zeus Tapınaklarından biridir. Etrafındaki sütunla çevrili mekânın üstünün mermer kirişlerle kaplı olması nedeniyle Zeus Tapınağı pseudodipteros plandaki tek örnektir.
Şehrin kuzeyinde 13.500 kişi kapasiteli Stadyum ve 20.000 kişi kapasiteli Tiyatronun bir kompleks şeklinde yapılması antik dönemde Aizanoi’den başka hiçbir yerde görülmemektedir. MS 2. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen Aizanoi Macellum’u, dünyanın ilk borsalarından biridir.
KAUNOS - MUĞLA
Kaunos, Köyceğiz Gölü’nü Akdeniz’e bağlayan Dalyan Çayı’nın (Calbis) sağ kıyısında, Köyceğiz İlçesi’nin Çandır köyü sınırları içinde, bugünkü Dalyan kasabasının karşısında kalmaktadır. Antik kente varıldığında ilk dikkat çeken kalıntılar, kayalara oyulmuş Kral Mezarlarıdır.
Sert kayalara büyük güçlüklerle oyulan mezar odalarında, bir veya birden fazla mezar yeri ve sunaklar bulunmaktadır. Birden fazla mezar bulunan Kral Mezarlarına kralın dışında ailesinin de defnedildiği tahmin edilmektedir. Tiyatro akropolün eteğindedir. 33 oturma sırası bulunmaktadır. Tiyatronun batı yönündeki yapı kalıntılarından biri bazilika tipi kiliseye aittir. Diğerleri Roma Hamamı ve Tapınağı’na aittir.
LAODİKEİA - DENİZLİ
Laodikeia Antik Kenti, Denizli’nin 6 km kuzeyinde yer almaktadır. Helenistik kent, MÖ 3. yy.’ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulmuştur.
Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine sahip olan kent, Erken Bizans Dönemi’nde önemli bir dini bir merkez haline gelmiştir. Laodikeia, Hristiyanlık dünyası için çok önemlidir. Çünkü kent MS 4. yy.’dan itibaren Kutsal Hac Merkezi olma gibi dinsel bir özelliğe sahip olmuştur. Bu nedenle İncil’de adı geçen ve Laodikeia Kilisesi adına vahiy gönderilen bir kentte Laodikeia Kilisesi’nin ortaya çıkarılması, bu kutsallığı bir kat daha artırmaktadır.
PINARA - MUĞLA
Muğla Seydikemer’in Minare mahallesinde bulunan Pınara antik kenti Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ndedir. Antik kent ile ilgili tarihi ve epigrafik kayıtlarda, kentin Xanthos’tan gelme kolonistler tarafından kurulduğu düşünülmektedir.
Antik kente yaklaşıldığında yukarı akropolün sarp olan doğu yamacında bir dantel gibi oyulmuş yüzlerce kaya mezarı dikkati çeker.
SARDES - MANİSA
Lidya Devleti’nin başkenti olan Sardes antik kenti’nin kalıntıları Salihli ilçesi, Sart kasabasındadır. Sart ve yöresinin 5000 yılı aşkın bir süredir çeşitli yerleşimlere sahne olduğu, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli bir yerleşim merkezi olduğu kazı çalışmalarından anlaşılmaktadır.
Tarihte devlet güvencesinde paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Sardes Kenti, tarım, hayvancılık, ticaret ve Paktolos (Sart) Çayı’nda yapılan altın madenciliği sayesinde zengin bir kent olmuştur.
Kaynak: Kültürportalı.gov.tr