Partili aydın Cemal Süreya
Özgürlük tutkunu büyük şair Cemal Süreya, aramızdan ayrılalı tam 33 yıl oldu. "2000'e Doğru" dergisine yazdığı İzdüşümler'le "Türkiye'nin en iyi portre yazarı" ünvanını da alan edebiyatımızın büyük ustası, son nefesine kadar mücadelenin içindeydi.
"Ölüyorum tanrım / Bu da oldu işte / Her ölüm erken ölümdür" demişti dizelerinde Cemal Süreya... Ve sormuştu "sen hiç âşık oldun mu?" diye.
Şiire âşık oldu ve belki de en erken ölümü yaşadı. 33 yıl oldu, Türk Edebiyatının büyük ustası Aydınlıkçı şair Cemal Süreya'nın vedası. Daha 59 yaşındaydı.
1931'de, o yıllar Erzincan'a bağlı olan Pülümür'de doğdu Süreya. 1938'de Dersim İsyanı sonrasında ailesiyle Bilecik'e sürgün gitti. Burada başladığı ilkokulu İstanbul Beyoğlu'nda tamamladı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat bölümünden mezun olduktan sonra memuriyet hayatı başladı. Maliye Bakanlığı müfettişliği, darphane müdürlüğü derken Kültür Bakanlığı'nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği sonrasında da 25 yıl boyunca Türk Dil Kurumu üyeliği yaptı.
Redaktörlük ve çevirmenlik de yapan Süreya'nın Yeni Ulus, Aydınlık, 2000'e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı. 1960'ta çıkardığı Papirüs dergisi ile de edebiyat dergiciliğinde efsane oldu.
Şiire dâhil hayat yaşadı... İsim babası olduğu 2000'e Doğru dergisine yazdığı izdüşümlerle Türkiye'nin en iyi portre yazarı unvanını aldı.
Partili aydındı Cemal Sürya. Partisinden son nefesine kadar vazgeçmedi. Süreya, 1986 yılında Saçak dergisinde, Sanat ve Kültür Yönetmeni olarak çalışmaya başladı. Saçak’ta daha önce de yaptığı edebiyat dergileri incelemesini sürdürdü. Doğu Perinçek, 12 Eylül karanlığında Cemal Süreya’nın, Saçak Yazı Kurulu’nun en disiplinli, en çalışkan üyesi olduğunu, 10 saati aşan Yazı Kurulu toplantılarına baştan sona katıldığını, derginin yayın çizgisine ilişkin tartışmalara derinlik kattığını anlattı:
- Hele bir de çalışmanın yorgunluğunu birer kadeh rakıyla attığımızda, Cemal Süreya sözü kimseye bırakmaz, birden açılırdı. Gerçekten destan gibi anlatırdı. O konuşmaları kaydetmediğimize nasıl yanarım!
Cemal Süreya, 12 Eylül koşullarında cesaretini kaybedenlerden değildi. Türkiye karanlıklar içinde çırpınırken o, hiç düşünmeden Vatan Partisi'ne (Sosyalist Parti) üye oldu. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Cemal Süreya'nın parti üyeliğini şöyle tarif etti:
- Herhangi bir üyenin çok ötesinde, ancak merkez yöneticisi düzeyinde yapılacak parti görevleri üstlendi. Ben bu gerçeği, daha önce de birkaç yerde açıkladım.
Süreya’nın 2000’e Doğru dergisinde “İzdüşümler” başlığı altında portreleri yazdı. Mehmed Kemal “Süreya, şiirinden sonra portreleriyle özgürlüğün kapılarını zorlamıştır” der.
Mustafa Şerif Onaran ise portrelerin farklı bir özelliğine işaret eder: “99 Yüz yalnız kişilerin değil, çalkantılı bir dönemin gizli tarihini de anlatır.”
Fazıl Hüsnü Dağlarca ise “Cemal Süreya’nın şiirlerinden çok, eleştirileri değerlidir” şeklinde farklı bir değerlendirme yapar.
Hep daha iyiyi arayan Cemal Süreya da yazılarından memnundu: “’İzdüşümler’ şiirim kadar önemlidir. Kendi yaptıklarım arasında şiirimden sonra ikinci doruğa ‘İzdüşümler’de ulaştım.”
Cemal Süreya çevresine 2000’e Doğru’da kendini evinde gibi hissettiğini söylüyordu. Günlükler’inde bu duygusunu yazıya da döktü:
- Bugüne dek yazarken en özgür olduğum, kendimi öyle duyumsadığım yayın organı 2000’e Doğru oldu. Özgür olmadığım yerde zaten yazmam. Ama kişinin kendini iyice öyle duyumsaması müthiş bir şey...
Cemal Süreya, Aralık 1989’da, 58 yaşında, 21 gün sürecek derin bir komaya girdi. 9 Ocak 1990 tarihinde, Türk Edebiyatının unutulmaz ismi Cemal Süreya, ardında sevenlerini, mücadelesini, özlemlerini ve eserlerini bırakıp, bu dünyadan göçtü.