Atatürk Nubar Çömlekçiyan'a neden Tekyay soyadını verdi?
Nubar Tekyay, soyadını Atatürk'ün verdiği keman sanatçısı. Hem batı tarzı hem de Türk müziği çalabilen, yetenekli bir sanatçı. Atatürk'ün İstanbul'da geçirdiği vakitlerde dinlediği, Dolmabahçe Sarayı'na davet edilmiş bir kemancı. İşte Nubat Tekyay ve soyadının ilginç hikâyesi...
Nubar Tekyay, 4 Eylül 1905 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası, Kemanî Tatyos Efendi'nin öğrencisi udî ve besteci Arşak Çömlekçiyandır. İlk mûsıkî derslerini babasının gözetiminde aldı ve altı yaşında batı tarzı keman çalmayı öğrenmeye başladı. Keman öğrenimini Batı metotları ile sürdürdü ve bu tekniği Türk Mûsıkîsine uyarladı. On üç yaşından itibaren 1918-1926 yılları arasında babasının fasıllarında yer almaya başladı, radyolarda çalıştı ve plak kayıtlarına katıldı.
Üstün keman tekniği ve mûsikî anlayışı ile kısa zamanda şöhreti yakalayarak döneminin en iyi kemânileri arasında yer aldı. Birçok plak dolduran ve turnelere çıkan Tekyay, TRT İstanbul Radyosu'nda görev aldı. Kısa bir süre Paris'e giderek Batı Müziğini yakından inceleme fırsatı buldu. Aynı zamanda Tamburî Cemil Bey'in icrasından ve bilhassa taksimlerinden faydalandı. Aralarında Safiye Ayla, Şerif Muhittin Targan, Kadri Şençalar ve Şükrü Tunar'ın da olduğu birçok ismi dinlemeyi arzu eden Mustafa Kemal Atatürk 1927 yılında bu müzisyenlerle birlikte Tekyay'ı da Dolmabahçe Sarayı'na davet etti. Konserden önce herkesle tek tek tanışan ve sohbet eden Atatürk Tekyay ile de sohbet etti.
Tekyay, Atatürk huzurunda birçok kez Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, tambûrî Selahattin Pınar, kemânî Necati Tokyay, klarnet sanatçısı Şükrü Tunar, kemânî Niyazi Seyhun, udî Yorgo Bacanos ve kemençevî Aleko Bacanos ile birlikte icrâlarda bulundu.
1927 yılında kurulan ilk Türk radyosu Telsiz'de 4 Temmuz 1928 yılında dönemin icrâları, Hakkı Derman, Rafet Altıparmak, Şükrü Tunar, Ahmet Yatman, Kadri Şençalar, Ercüment Batanay, Hasan Erkoç, İsmail Karakaş, Yaşar Anlı ile birlikte kayıtlarda bulundu. 1928-1937 yılları arasında Columbia Records, Sahibinin Sesi ve Pathé plak şirketleri için udî Nevres, Mesut Cemil, ve Sadi Işılay eşliğinde, Lale ve Nerkis hanımlara eşlik ederek, ayrı ayrı ve birlikte 100’ü aşkın plak doldurdu. 22 Şubat 1930'da Fransız Tiyatrosunda, Kemençevî Ruşen Kam, Tanbûrî Mesut Cemil ve Kânuni Artaki Candan ile birlikte Münir Nurettin Selçuk'a eşlik ederek Türk Mûsikîsindeki ilk Avrupaî konseri veren heyette bulundu.
TEKYAY SOYADININ HİKÂYESİ
Atatürk huzurunda birçok kez Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, tambûrî Selahattin Pınar, kemânî Necati Tokyay, klarnet sanatçısı Şükrü Tunar, kemânî Niyazi Seyhun, udî Yorgo Bacanos ve kemençevî Aleko Bacanos ile birlikte icrâlarda bulundu. Nubar Çömlekçiyan, bir gün Atatürk’ün huzurunda yine keman çalarken yayının telleri koptu ve geride tek yay kaldı. Nubar Bey buna rağmen inat ederek eserini tamamladı. Bu çabası Atatürk’ün çok hoşuna gittiğinden, sevdiği ve takdir ettiği kişilere soyadı vermesi ile tanınan Kemal Atatürk, Nubar Çömlekçiyan'a "Tekyay" soyadını verdi.
Nubar Tekyay, uzun süre kalp rahatsızlığı çektikten sonra 12 Şubat 1955'te İstanbul'da 49 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi Balıklı Ermeni Mezarlığı'na defnedildi.
NURİ TEKYAY'IN ESERLERİ
• Gözlerin çapkın Ayşem – Hicaz makâmında Aksak usûlünde
• Severek aldanıyorum, onu kalbim yanarak – Hicaz makâmında Düyek usûlünde
• Ağlamış, gülmüş, cefâya durmadan yanmış gönül – Hicaz makâmında Curcuna usûlünde
• Gûyâ göle düşmüş iki boş yıldız – Hicaz makâmında
• Sevgilim bu akşam gurûba kadar – Eviç makâmında aksak usûlünde
• Gönlümde bülbül Fatma – Muhayyer makamında Curcuna usûlünde