Köy Enstitüleri 82 yaşında

17 Nisan, Türk ve dünya eğitim tarihinde izler bırakan köy enstitülerinin kuruluşunun 82. Yıldönümünü. Cumhuriyetimizin Aydın Fabrikası olan köy enstitüleri, 14 yıl açık kalmış olmasına rağmen Türkiye’ye sayısız miras bıraktı. Başta Köy Enstitüleri’nin mimarı olan İsmail Hakkı Tonguç olmak üzere tüm Köy Enstitüleri aydınlarımızı saygıyla anıyoruz.

Cumhuriyetimiz, üretimi canlandırarak bağımsız bir ekonomi kurma, aydınlanma, toplumsal kalkınma hedefleriyle millî eğitime özel bir önem verdi. Öğretim Birliği Yasası, Harf Devrimi, Millet Mektepleri, Halkevleri, Türk Dil ve Tarih Kurumlarının açılışı, Eğitmen Kursları, ve Köy Öğretmen Okulları bu hedeflerin önemli kilometre taşlarıydı.

Köy Enstitüleri mezunları, dağ başlarında yaktıkları çoban ateşleriyle gecenin karanlığına fener tutan ışık emekçileriydi. Görevleri, cahillik içerisinde bırakılmış, ezilmiş köylülere ulaşmaktı. Yağmurda, karda, fırtınada, ayazda dağ başlarında dimdik ayakta duran meşeler gibiydiler.

Köy Enstitüleri, yaklaşık 40 bin köyün 35 bininde okulun olmadığı 1940 yılı başında, Cumhuriyetin çok önemli bir atılımıydı. Köy Enstitüleri, 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile açıldı. Yasanın 6 maddesinde bu okullarda yetiştirilecek öğretmen şöyle tanımlanmıştı:

- Köy enstitülerinden mezun öğretmenler, tayin edildikleri köylerin her türlü öğretim ve eğitim işlerini görürler. Ziraat işlerinin fennî bir şekilde yapılması için bizzat meydana getirecekleri örnek tarla, bağ ve bahçe, atelye gibi tesislerle köylülere rehberlik eder ve köylülerin bunlardan istifade etmelerini temin ederler.

Köy Enstitüsü programlarında beş yıllık süre boyunca toplam 230 haftaya ulaşan eğitim, öğretim uygulamalarının yaklaşık yarısını kültür/meslek dersleri oluşturdu. Diğer yarısını da birbirine denk olarak ziraat ve teknik dersleri ile bu derslerin çalışmaları kapsadı.

Bugünkü öğretmen yetiştirme sisteminde yer alan derslere ek olarak ziraî işletmeler ekonomisi, kooperatifçilik; tarla, bahçe, sanayi bitkileri ziraati; zootekni, kümes hayvanları bilgisi, arıcılık, ipek böcekçiliği, balıkçılık ve su ürünleri bilgisinden ziraat sanatlarına; demircilik, marangozluk, yapıcılık, köy el- ev sanatlarından ev idaresi ve çocuk bakımına kadar pek çok uygulamalı ders yer aldı.

Okullarda iş içinde, demokratik ve bilimsel bir eğitim uygulaması gerçekleştirildi. Kültür dersleri içinde sanat ve spor derslerine, millî oyunlara özel bir yer verildi. Derslerin yanında düzenli olarak yapılan serbest okuma saatleri, eleştiri/değerlendirme toplantıları öğretmen adayının bilinçli olarak yetişmesine katkılar sundu.

Köy öğretmeni olarak yetişen çocuklar ve gençler köyde aydınlanmayı, üretimi, toplumsal kalkınmayı canlandıracak bilgi ve kazanımlarla donatıldı.

Köy enstitülerinin mimarı ve enstitü öğrencilerinin “Tonguç Baba”sı, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un okul mezunlarına yazdığı bir mektupta yer alan şu uyarı ve öneriler, Cumhuriyet’in istediği öğretmen profilini ortaya koyuyordu:

- Evinde, okulunda, işliğinde, ahırında, kümesinde, tarlanda, bahçende hep iş başında bulunacaksın. Günün, haftanın dinlenme zamanlarını bilecek, yalnız o saatlerde işe ara vereceksin. Tembellere, işsizlere yuva olan yerlerden kaçacaksın (...). Seni arayanlar, iş zamanında daima işinin başında bulacaklar(...). Gün gelecek senin elinle yoğrulanların hepsi tıpkı senin gibi taparcasına işe sarılacaklar. Görevi kutsal bilen bir toplum yaratmalısın.

1940’tan 1948’e kadar Edirne’den Van’a, Kars’tan Aydın’a kadar yurdun her köşesinde toplam 21 Köy Enstitüsü açıldı.

Köy Enstitülerinden 17 bin 341 öğretmen 3 bin sağlıkçı, ebe ve teknisyen; eğitmen kurslarından da 8 bin 675 eğitmen yetişti. Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü de toplam 209 mezun verdi. Mezunlar arasından ülke ve dünya çapında ünlenen pek çok yazar, şair, bilim insanı, siyasetçi, toplum önderi çıktı.

Köy Enstitülü öğretmenler yetiştikleri okulda aldıkları eğitime uygun olarak ülkede bilisizliğin, ortadan kaldırılmasına, aydınlanmaya, modern tarımın, arıcılığın, balıkçılığın, üretimin, kooperatifçiliğin gelişimine katkı sağladılar.

Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrası girilen Atlantik sürecinde, Köy Enstitüleri gözden düşürüldü. İsmail Hakkı Tonguç ve Bakan Hasan Ali Yücel görevlerinden alındı.

Köy Enstitüleri 1954 yılında kapatıldı. Bu karar, Cumhuriyetin büyük eğitim atılımına darbe vurdu; gelişimi ve uyanışı kesintiye uğradı.

Bugün, kapatılmasının üzerinden yıllar geçtikten sonra konuyla ilgili araştırma yapan, öneri ve projeler geliştiren eğitimciler, aydınlar ve hatta yetkililer, Köy Enstitülerinin deneyimlerinden dersler çıkarılmasının önemine vurgu yapıyorlar.

spor ekonomi türk dünya Bilim tarih Kültür darbe Köy Enstitüleri Köy Enstitüsü köy enstitüleri ne zaman kapatıldı