''Lavrov'un ifadeleri Kıbrıs gerçeğini ortaya koymuştur''

Antalya Diplomasi Forumu'da katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ulusal Kanal'a değerlendirmelerde bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un açıklamalarında KKTC adını geçirmesini ele alan Tatar, '' Lavrov'un KKTC ile ilgili ifadeleri Kıbrıs gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur.'' ifadelerini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Antalya Diplomasi Forumu'da katıldı. Cumhurbaşkanı Tatar, Ulusal Kanal Muhabiri Buse Gençtürk'ün sorularını yanıtladı. Gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un açıklamalarında KKTC adını geçirmesini ele alan Tatar, '' Lavrov'un KKTC ile ilgili ifadeleri Kıbrıs gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur.'' ifadelerini kullandı.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın açıklamaları şu şekilde:

Rusya'dan KKTC'ye yönelik bir fırsat doğar mı?

- Kıbrıs’ın gerçeklerinin görülüyor olması bizi memnun etmiştir. Tabii uluslararası bir takım sıkıntılarımız vardı. Çünkü bir takım unsurların, Rumların ile Yunanlılar baskısı ile Güney Kıbrıs’ı güya Kıbrıs’ın tek cumhuriyetiymiş gibi tanımışlığı vardır. Bizler, evet haksızlığa uğradık, evet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir gerçektir, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin ifadesidir. Fakat bizim tanınmamızın bir anlaşmadan sonra olabileceğini her vesile ile bize söylüyorlar. ‘‘Evet mağdursunuz, haksızlık vardı ama bir ihtilaf vardı, sıkıntı vardı dolayısıyla bunu aşmamız lazım’’ şeklinde bir söylem kullanıyorlardı.
- Fakat Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un açıklamasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adını kullanması esas itibarıyla Kıbrıs’taki gerçeklerin ne kadar haklı olduğunu ifade etmiştir bizim değerlendirmemize göre. Çünkü kendisinin ‘’Rusya'nın Ukrayna müdahalesinde orada yaşayan Rus asıllı veya farklı grupların kendi bağımsızlıklarını ve dolayısıyla Rusya'nın da buna yardımcı olması için bu hareketi yaptık’’ şeklinde bir takım değerlendirmeleri vardı.
- Tabii Kıbrıs’a benzetildiğinde bizim söyleyeceklerimiz vardır. Kıbrıs'a Türkiye'nin müdahalesi 20 Temmuz 1974'de Kıbrıs Barış Harekâtı ile uluslararası meşruiyete dayalı bir harekettir. Çünkü Kıbrıs’ta Türkiye, KKTC’nin garantörüdür. Garantörü olduğu için ve 15 Temmuz 1974’te Yunan cuntası ile Kıbrıs’taki işbirlikçileri Makaros’u darbe ile devirip Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ni ilan ettiklerinde Türkiye o zaman hukuki anlamda müdahalesini garantörlük hakkına bağlı olarak yapabilmişti ve Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliğini korumak ve tekrar durumu tesis etmek için askerlerini Kıbrıs’a göndermişti. Barış Harekatı ile artık yeni bir dönem başlıyor Kıbrıs’ta. Kıbrıs Türk halkının bağımsız, özgür ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi o dönemden sonra mümkün olmuştur.
- Türkiye’nin garantörlüğü ve KKTC’deki askeri varlığının ne kadar önemli olduğu bir kez ortaya çıkmıştır. Çünkü bakınız Ukrayna’ya, her ne kadar Batı’lı devletler, ABD, NATO ve Avrupa Birliği destekliyor olsalar da müdahale edilememiştir ve o kadar insan bu çağda öldürülebilmiştir. Çoluk çocuk perişan olmuştur. Hiç biri de müdahale edememiştir. Şu andaki Kıbrıs’taki barış ve huzur bu anlamda çok önemlidir. Yanlış bir durum olursa, 1974 öncesi döneme geriye dönüş olursa Kıbrıs’ta çok büyük çatışmaların çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın. Çok dikkatli olunması gerekir.
- Her meseleden farklı bir ders çıkartılması gerekir. KKTC’ye baktığımızda biz bu şekilde bir değerlendirmede bulunuyoruz. Antalya Diplomasi Forumu’nda olmaktan büyük bir memnuniyet duymaktayız. Burada yapılan görüşmelerde dünya kamuoyuna çok önemli mesajlar verilmektedir. Dün burada Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarının bir araya gelmeleri toplantıya bir önem daha kazandırmıştır.
- Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle ve Sayın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun önderliğinde bu toplantının gerçekleştirilmiş olması, Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomasi alanında atmış olduğu bu adımın ne kadar kabul gördüğünü, bu süreci ne kadar iyi yönettiğini ve bu bölgenin en önemli ülkelerinden bir tanesi olarak, belki de en önemlisi, ağırlığını koyabildiğini, diplomasi alanında bu kazanımın da Türkiye’yi güçlendirdiğini, güçlendireceğini ve dolayısıyla Kıbrıs meselesinde, bizim ulusal davamızın savunmasında anavatan olarak her zaman yanımızda olan Türkiye Cumhuriyeti’nin önümüzdeki görüşme sürecinde katkısını koyabileceğini düşünmekteyim ve mutluyum. Bu toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum.

• Lavrov’un açıklamalarıyla birlikte, KKTC’nin tanınması konusunda bir adım atılacak mı?

- Bu tanıma konusu zaman içinde gelişebilecek bir meseledir. Biz şu anda uluslar arası camiaya Kıbrıs Türk halkının haklı davasını anlatıyoruz. Kıbrıs’ta bir görüşme başlayacaksa bunun egemen eşitliğe, iki egemen devletin varlığına dayalı olabileceğini, bizim egemen eşitliğimizin tanınması gerektiğini, uluslararası eşitlik statüsünün kabul görmesi gerektiğini söylüyoruz. Biz bu şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bize büyük bir desteği vardır.
- Çünkü biz KKTC olarak maalesef dünyanın büyük bir haksızlığıyla karşı karşıyayız. Her yere gidip konuşamıyoruz, her yere gidip sesimizi duyuramıyoruz. Ama Güney Kıbrıs hem tanınmış bir devlet hem Avrupa Birliği üyesi olarak her yere gidip konuşabiliyor. Dolayısıyla böyle toplantılar bize büyük fırsat veriyor sesimizi duyurabilmek, davamızı anlatabilmek bakımından.
- Bu uzun soluklu bir mücadeledir. Yıllardan beri sürdürmekteyiz. 1974’ten sonra Kıbrıs Türk halkı çok aşamalardan geçerek bu noktaya gelmiştir. Bizim Kıbrıs’ta elbette kendi demokrasimiz içinde farklı düşünenler vardır ama şu anda egemen görüş Kıbrıs’ta bir çözüm olacaksa bu yan yana yaşayan iki ayrı egemen eşit devlet temelinde olması gerek. Şu anda Kıbrıs’taki demokratik yapı bu şekilde bir çözüm ortaya çıkarmıştır.

• Rusya’nın KKTC’yi tanıması ne gibi fırsatlar yaratır?

- Onun için erken, şu anda bir değerlendirme yapamam. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un konuşması içerisinde KKTC’nin adını kullanması KKTC gibi Donbass’taki iki devletin de çeşitli uluslar arası platformlar ve toplantılarda kendilerini savunması için fırsat verilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu vesile ile de KKTC adını kullanmıştır. Bu da bizim için elbette sevindiriciydi. Çünkü bir realiteden bahsetmiş oluyor. Rusya Dışişleri Bakanı’nın KKTC adını kullanması bir realitenin artık kabul görmekte olduğudur, tanıyacağı anlamında değil, fakat realite nedir? KKTC diye bir devlet vardır, Kıbrıs Türk halkının devletidir. KKTC şu anda tanınmamış olabilir ama bir devlet ve o devleti temsil eden halkın egemenliğinin ifadesi olarak kayıtlara bütün bu yapılan açıklamalar geçmektedir ve bize bir haklı zemin oluşturmaktadır verdiğimiz mücadelede.
- KKTC’yi Rum devletine yama edecek, Türkiye ile olan bağlarını koparacak sürece biz hayır diyoruz. Rusya da kendine göre o iki devleti tanımakla kendine o bölgeleri yakınlaştırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin pozisyonu çok daha farkı, çok daha meşrudur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’a müdahalesi 1974’te garantörlük hakkında bağlı olarak Kıbrıs Türk halkının çağrısı üzerine gerçekleştirilmiştir. Kaldı KKTC Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünü ve askeri varlığının ilelebet devam etmesini yürekten arzulamaktadır. Çünkü o bizim yegâne güvencemizdir.

• Rus turistler için KKTC ve Türkiye arasında bir çalışma var mı? Bu yıl turizmin artması yönünde bir beklenti var mı?

- Pandemi dolayısıyla büyük sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Turizmde büyük bir yükseliş bekliyorduk fakat bu savaşın etkisinin ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Temennimiz nisan-mayıs ayına kadar bu işler sona erer, tekrar barış ortamı doğar ve turistler diledikleri istediği yere gider. Tabii Türkiye’nin pozisyonu önemli.
- Türkiye süreci çok iyi yönettiği için ve her iki tarafa bir bakıma eşit mesafede gerekli mesajları verdiği için yine Rusya’dan önemli ölçüde turist akışını bekliyorum. Çünkü hem geçmişten gelen buranın özellikleni Rus turist çok iyi biliyor hem ortaya çıkan yeni algı, yeni pozisyonda bir yakınlaşma daha da olabilir. Çünkü Avrupa Birliği ile ilişkiler giderek gerilmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte daha fazla Rus turistin KKTC’ye gelmesi, bazı tur operatörleri köprü kurmaya çalışıyorlar onun bilgisi bendedir, hayırlara vesile olur.
abd türkiye rusya Ukrayna erdoğan antalya cumhurbaşkanı ulusal kanal KKTC Kıbrıs nato avrupa birliği turizm ersin tatar diplomasi