ABD'nin Ukrayna'daki Nazileri

Ukrayna, 2014 Maidan Olayları’ndan bu yana ABD’nin yönlendirdiği neo-Nazilerin gölgesinde. Ukrayna siyasetinde etkin ve sokaklara hâkim olan neo-Naziler, Kırım ve Donbass’ta binlerce insanın ölümünden ve yüz binlerce insanın yerinden edilmesinden de sorumlu.

Rusya, güvenliğine tehdit oluşturan Ukrayna sokaklarında terör estiren ABD destekli neo-Nazileri arındırma operasyonuna devam ediyor.

Rusya ve Ukrayna sahasında yaşanan gelişmeler dünyanın gündeminde. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, askeri operasyonun hedefini, Donbass’a ve ülkesine karşı tehdit oluşturan “militarizmden ve Nazizimden arındırmak” olarak açıklamıştı.

Ancak özellikle Batı basını, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin siyasi geçmişi olmayan bir Yahudi olması üzerinden bu hedefin içi boş bir bahane olduğunu işledi. Oysa Ukrayna, 2014’teki Maidan Olayları’ndan beri, ABD’nin eğitip yönlendirdiği faşist grupların giderek artan şiddetine teslim olmuş durumda.

Aydınlık gazetesi, ABD’nin Ukrayna’yı NATO’nun ileri karakolu yapmak için kullandığı neo-Nazi grupların rolünü manşetine taşıdı. Ukrayna siyasetinde etkin ve sokaklara hâkim olan neo-Naziler, Kırım ve Donbass’ta binlerce insanın ölümünden ve yüz binlerce insanın yerinden edilmesinden de sorumlu.

Faşist sembolleri gururla taşıyan Azak Taburu, resmi olarak İçişleri Bakanlığına bağlı bir silahlı birlik. Azak Taburu, “Ukrayna’nın Vatanseverleri” isimli faşist çetenin içinden doğdu.

Azak askerleri, açık bir neo-Nazi ideolojisine sahip. Üniformalarında ve bayraklarında Hitler’in liderliğindeki Üçüncü Reich’ın ve Nazi sembollerini kullanıyorlar.

Maidan olaylarına katılan eylemcilerden üye kazanan Tabur, başlangıçta yaklaşık 500 kişiden oluşuyordu. Tabur’un düzenli olarak Kiev'de protestolar düzenleyen çok sayıda destekçisi de vardı ve seçim ile gelen dönemin Yanukoviç iktidarını devirmeye çalışıyorlardı.

2014 Ağustos'una kadar Tabur, Dnipropetrovsk bölgesi valisi Igor Kolomoissky'den mali destek aldı. Buna ek olarak Tabur Ukrayna İçişleri Bakanlığının bütçesinden de finanse edildi.

Örgüt başlangıçta sadece hafif silahlarla faaliyet yürüttü, ancak daha sonra ağır silah ve askeri zırhlı araçlarla donatıldı.

ODESSA’DA İNSANLARI DİRİ DİRİ YAKTILAR

Fransa, Belarus, Kanada, Slovenya, İtalya ve İsveç'ten ırkçılar da Tabur’a katılmıştı. Ukrayna’daki neo-Nazi çetelerinin en büyük katliamlarından biri Odessa’daki sendika binasının yakılmasıydı.

Ukrayna'nın Karadeniz kıyısındaki Odessa kentinde 48 kişinin öldüğü ve 250'den fazla kişinin yaralandığı sendika binası katliamı neo-Nazi gruplarının vahşiliğini bir kez daha ortaya çıkartmıştı.

İç savaş döneminde Ukrayna ordusu ve Azak Taburu’nun yaptığı sivil katliamlar da kayıtlara geçti.

Azak Taburu, sadece ABD ile değil, NATO’yla içli dışlı. 16 Mayıs 2017’de nackor.org isimle Tabura bağlı sitede NATO Uluslararası İzleme Grubu’nun Azak Alayı'nı ziyaretiyle haber video görüntüleriyle birlikte yayınlandı.

RUSYA'NIN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDEN NEO-NAZİLERİN EYLEMLERİ

Ukrayna'daki neo-Nazi Azak Taburu’nun liderlerinden biri Belaruslu Roman Protoseviç'in geçmişi de dikkat çekici. Proteseviç, gençliğinde "Youth Front" Gençlik Cephesi isimli bir Belarus örgütünün kurucularından.

2018'de ABD'ye giden Protoseviç, yanındaki Ukraynalı turuncu darbeci Gleb Zhavoronkov ile ABD Dışişleri Bakanlığında ağırlandı. Neo-Nazi Protoseviç bu görüşmeyi "hayatımın en önemli haftası" olarak tanımladı.

Protoseviç bu görüşmenin ardından çeşitli telegram kanalları kurarak Belarus'ta sokak hareketleri örgütlemeye çalıştı.

YPG’Lİ TERÖRİST UKRAYNA SAFLARINDA

Öte yandan Suriye’de Mehmetçiğin operasyon düzenlediği terör örgütü YPG saflarında olan bir teröristin Ukrayna ordusunda olduğu da ortaya çıkmıştı.

mehmetçik abd rusya Ukrayna terörist Putin suriye operasyon YPG isveç fransa destek Kanada nato asker Devlet aydınlık italya belarus savaş askeri dışişleri slovenya Zelenskiy Donbass neo nazi Donetsk Lugansk