PKK yandaşı medyanın 'şeriat' kışkırtması
PKK'ya yakınlığıyla bilinen Mezopotamya Ajansı, nafaka hakkı üzerinden hükümetin Türk Medeni Kanununu hedef aldığını savundu. Yaptığı yayınlarda iktidarın şeriat istediği için Medeni Kanunu kaldırmak istediğini iddia eden ajansa hukukçulardan yanıt gecikmedi. Kışkırtma ve kaos planına dikkat çeken avukatlar, Türk Medeni Kanun'un hedefe konması tezini kabul etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Türk Medeni Kanun'un hedef alındığı öne sürüldü, şeriat istendiği iddia edildi. Hukukçular varsayım üzerinden yapılan temelsiz iddiaların amacının kaos yaratma olduğunu belirtti.
PKK'ya yakınlığıyla bilinen Mezopotamya Ajansı, nafaka hakkı üzerinden hükümetin Türk Medeni Kanunu hedef aldığını iddia etti. PKK'nın ajansına göre, hükümet kadınların Cumhuriyetle kazandığı tek eşliliği, resmi nikahı, miras gibi medeni haklarının tamamını kaybedecek.
Ajans bu iddiaları Avukat Celal Ülgen'in ifadelerine dayandırdı. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmayı eleştiren Ülgen, hükümetin şeriat istediği için Türk Medeni Kanununu hedef aldığını öne sürdü.
Aydınlık gazetesinin haberine göre, kadın hukukçular varsayım üzerinden yapılan temelsiz iddiaların hedefinin toplumda kargaşa yaratmak olduğunu kaydetti.
Vatan Parti Öncü Kadın MYK Üyesi Av. Zühre Genişel, iddiaların kışkırtma amaçlı olduğunu söyledi:
- Adeta bir “Nafaka mağdurları lobisi” oluşturuldu. Nasıl ki iki provokatörün Samsun'da Atatürk anıtına saldırı girişimi Atatürk'e zarar veremezse, bu da Medeni Kanun'a zarar vermez!
- Nafaka Türk Medeni Kanununda yer alan bir hak. İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılırsa nafaka da tehlikeye düşer mi? Düşmez, düşmedi de. Uydurulmuş bir tartışma. Kimsenin Medeni Kanun'a el attığı yok. Bir kışkırtma var. Şeriat geliyor uyarısı yapmak kışkırtıcılık. Yaratıcı yıkıcılık senaryosunun bir parçası.
CKD Genel Bşk. Yrd. Av. Nuriye Kadan da şeriat tehlikesi olmadığını vurguladı:
- CKD olarak süresiz nafakayla ilgili olarak Türk Medeni Kanununda herhangi bir değişikliğe ihtiyaç olmadığı yönündeki görüşlerimizi belirtiyoruz. Bu konuda yapılması planlanan yasal değişimleri “Medeni Kanun elden gidiyor, şeriat geliyor” diyerek, yanlış temelli, dayanağı olmayan varsayımlar üzerinden kaos yaratmanın peşinde olduklarını görüyoruz.
- CKD olarak bugün Türk Medeni Kanunu'nu kaldırma ve şeriat tehlikesi kesinlikle yoktur, diyoruz. Bunun toplumda da karşılığı yok. Cumhuriyetin kazanımlarından özellikle kadınlar için en değerli olan Medeni Kanun yine aynı iktidar zamanında kadın hakları açısından daha da ileriye götürülmüş, yeni düzenlemeler getirilmiştir.
CKD Genel Yönetim Kurulu Üyesi Av. Elif Keskin ise konuya ilişkin, ''Şeriat konusunda asıl tehdit 15 Temmuz öncesine götürecek her türlü girişim.'' ifadelerini kullandı:
- Şeriat konusunda asıl tehdit bizi yeniden 15 Temmuz öncesine götürecek her türlü girişim ve iş birliği olacaktır. İster “çağdaş” ister “muhafazakar” olarak tanımlasın, başı açık ya da kapalı olsun Türk kadınına güveniyorum. İstisnalar dışında hiçbir kadının kendi iradesiyle evlenme ya da boşanma kararı verme, mirastan eşit pay alma hakkından vazgeçeceğini düşünmüyorum.