Özkök ve Alçı Altın Fırsatlar Toplantısı'ndaki izlenimlerini yazdı
Vatan Partisi'nin İstanbul'da düzenlediği "Türkiye-Rusya Altın Fırsatlar Buluşması"nı gazeteci Nagehan Alçı ve Ertuğrul Özkök köşesine taşıdı. Türk siyasetinde Perinçek diye bir olgunun olduğunu ifade den Alçı, toplantıdaki temaslarını anlattı. Çok başarılı bir toplantı yapıldığını vurgulayan Özkök ise kendisini Avrasya düğününe davetli iki şanslı gazeteciden biri olarak tanımladı.
Vatan Partisi, Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin ve beraberindeki heyetin katılacağı bir yemek düzenledi. Yemeğe davetli olan gazetecilerden Ertuğrul Özkök ve Nagehan Alçı, bugünkü köşelerinde davetle ilgili izlenimlerini yazdılar.
Ertuğrul Özkök, yazdığı yazısında, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eşi Şule Perinçek tarafından karşılandığını belirterek şunları aktardı:
- Herhalde CIA’nın Ankara ve İstanbul istasyon şefleri son 4 gündür bütün mesailerini bu yemeğe ayırmıştır. Tabii ki Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin istihbarat birimlerinin de aynı durumda olduğuna eminim.
Özkök, toplantının "tarihi önemde olduğunu" belirttiği yazısında, gazeteci olarak masanın başında fotoğraf çektirmek istediğini aktardı. Özkök şu ifadeleri kullandı:
- Tarihi bir toplantıydı ve gazeteci olarak masanın başında oturan üçlünün arkasında bir fotoğraf çektirtmek istedik. Yani Doğu Perinçek, Rus Bakan ve Ethem Sancak…
Özkök, toplantının ismine ithafen "Doğu Perinçek için Altın Fırsatlar buluşması, Batı için, Altın Fırsatçılıklar Buluşması anlamına gelebilirdi" ifadelerini kullandı. Özkök, Vatan Partisi'nin Şam ziyaretiyle ilgili de şu ifadelere baş vurdu:
- Ancak biraz sonra yemeğin açılış konuşmasında bana bir sürpriz yaptı ve “Şam’a Özkök’le birlikte gideceğiz” diye herkese ilan etti. Her gazeteci için elbette büyük fırsat… Memnuniyetle kabul ettim..
Özkök, toplantının Avrasya açısından başarılı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
- Bence Doğu Perinçek, Türkiye’nin içinde bulunduğu şu çok kritik ve bıçak sırtı konjonktürde kendisi açısından çok başarılı bir toplantı yaptı.
Özkök, Doğu Perinçek'in konuşmasına da yazısında başlıklar halinde yer verdi.
Ertuğrul Özkök'ün yazısının tamamı şu şekilde:
Dün akşam Boğaz’daki lüks Mandarin Otelin kapısından içeri girerken, eski bir Türk solcusu olarak kafamda şu düşünce vardı:
Herhalde CIA’nın Ankara ve İstanbul istasyon şefleri son 4 gündür bütün mesailerini bu yemeğe ayırmıştır.
Tabii ki Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin istihbarat birimlerinin de aynı durumda olduğuna eminim.
AVRASYA DÜĞÜNÜNE DAVETLİ İKİ ŞANSLI GAZETECİ KİM
Biri benim.
Böyle bir toplantıya davetli iki şanslı gazeteciden biri olmanın verdiği merakla salona giriyordum
Kapıda Doğu Perinçek ve eşi Şule Perinçek, bir düğün sahibi gibi gelenleri karşılıyordu.
Yani bir Avrasya düğünü…
"ÖZKÖK HOŞGELDİN BU YEMEĞİN ŞEREF MİSAFİRİ SENSİN"
Beni görünce kollarını açtı ve aynen şunu söyledi:
“Özkök hoş geldin. Bak sen bu gecenin şeref misafirisin.”
Böylece bir anda gazetecilikten, Avrasya düğününün şeref misafirliğine yatay geçiş yaptım.
Ama şunu da hemen ekleyeyim.
Hayatımda bir gazeteci olarak izlediğim en ilginç davetlerden biriydi.
Doğu benim iflah olmaz bir Batı yanlısı olduğumu bilir.
Herhalde pek hazzetmediğim Avrasya ile ilgili gelişmeyi bu salonda bana tebliğ etmek istedi.
O iflah olmaz Avrasyacı.
Ben iflah olmaz Batı yanlısı…
Ama nedense hep medeni ve sıcak bir ilişkimiz oldu.
Sanıyorum bu ikimizin de karakterinden kaynaklandı biraz.
Hayat 60 yıldır böyle “Barış içinde birlikte yaşama” şeklinde akıp gidiyor işte.
CIA İSTASYON ŞEFİNİN ARADAĞI 60 KİŞİLİK LİSTE
Hatırlayın hafta başında yazmıştım.
Başlığı şöyleydi:
“Perinçek’in Lüks masasına oturacak 60 insanı kim…”
Doğu Perinçek’in başında bulunduğu Vatan Partisi sürpriz bir işi başarmış ve 20 kişilik üstü düzey bir Rus heyetini İstanbul’da 60 Türk iş insanı ile bir araya getirmişti.
Rus heyetinin başında Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik İlişkiler ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin vardı.
Hükümetin bu konudaki görüşü nedir bilemem ama bunun Doğu Perinçek için bir başarı olduğu kesin.
BENİM DIŞIMDAKİ TEK GAZETECİ NAGEHAN ALÇI
Özellikle sol kanattaki yeminli düşmanlarım yine çok kızacak ama ne yapayım gerçek bu…
Salonda benim dışımda tek gazeteci olarak Nagehan Alçı’yı gördüm.
Hatta benden erken gelip, elinde not defteri ile Rus bakanla sohbet ediyordu.
Haber atlatmış olabilir.
Başka gazeteci var mıydı emin değilim.
Çünkü önceki hafta Şanghay ve New York’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasında aile fotoğrafı çektiren gazetecilere baktığımda sadece Ahmet Hakan ve Hakan Çelik’i tanıyabildim.
KREMLİN POLİTBÜRO DÜZENİNDE BİR SALON
Salonun düzenleniş biçimi tam retroydu. Bende bir “Vintage” duygusu oluşturdu.
Kendimi Sovyetler Birliği döneminin Polit büro toplantılarında hissettim.
Tam sol partilere ait bir düzendi bu.
Protokol olmasın diye kare şeklinde devasa bir masa kurulmuştu.
Düşünebiliyor musunuz en az 100 kişi oturmuştu bu masanın etrafında.
BU FOTOĞRAF NASIL ÇEKİLDİ ANLATAYIM
Tarihi bir toplantıydı ve gazeteci olarak masanın başında oturan üçlünün arkasında bir fotoğraf çektirtmek istedik.
Yani Doğu Perinçek, Rus Bakan ve Ethem Sancak…
Tam Oktober Bayramında Lenin Mozolesinin üzerindeki Sovyet Nomenklotura’sı gibi bir tabloydu.
Ancak şöyle bir zorluk vardı. Masanın dört tarafı kapalıydı ve ortaya geçecek yer yoktu.
Neyse görevli arkadaşlardan birinden rica ettim, benim telefonum alıp masanın örtüsünün altında ortaya bölüme geldi ve Nagehan ile benim birlikte fotoğrafımızı çekti.
KİMİNE GÖRE ALTIN FIRSAT KİMİNE GÖRE ALTIN FIRSATÇILIK
Tarihi bir fotoğraftı bu.
Tam arkamızdaki dev ekranda Türk ve Rus Bayrakları vardı ve altında şu yazıyordu:
“Türkiye-Rusya: Altın Fırsatlar Buluşması…”
Tabii Doğu Perinçek için “Altın Fırsatlar” buluşması, Batı için, “Altın Fırsatçılıklar Buluşması” anlamına gelebilirdi.
BU LÜKS OTELİN PARASINI ÖDEYEN GİZLİ FİNANSÖR KİM
Bu yazıyı yazdığım günden beri çevremde şu sorunun cevabını arıyoruz.
Mandarin, İstanbul’un en lüks ve pahalı üç otelinden biri.
Böyle bir salonda 100 kişilik bir yemek baya para demekti.
Acaba Vatan Partisi gibi, Hazine yardımı almayan bir kuruluş bu parayı ödeyebilir miydi?
Acaba gezinin ve yemeklerin finansmanını, kendisi ön plana çıkmayıp arkadan destekleyen hükümet sağlamış olabilir miydi?
Yoksa Rus tarafı mı finanse etmişti…
Amaaa…
Hepimizin aklına gelen ilk isim tabi ki yeni Vatan Partili Ethem Sancak oldu…
NİHAYET GİZLİ FİNANSÖRÜN KİM OLDUĞUNU ÖĞRENİYORUZ
Nagehan Alçı ile bunu konuşurken, Ethem Sancak yanımızda belirdi ve herkesin merak ettiği soruyu patavatsızca sordum…
“Ethem, herkes, bu parayı Ethem Sancak ödemiştir diyor. Gerçekten sen mi ödedin?”
Gülümseyerek şu cevabı verdi:
“Bende onu ödeyecek para mı bıraktılar…”
Ethem Sancak’ı çok eskiden tanırım o nedenle birbirimize ismimizle seslenecek samimiyetimiz vardır.
“Ethem kim inanır buna, hiç sende para kalmamış olabilir mi…”
Parayı kimin ödediğini söylemedi.
Önümüzdeki günlerde bir yemekte buluşmak için sözleşirken, o geceki yemeğin finansal kaynağını, bizzat Doğu Pekrinçek’in ağzından, bir teşekkür ifadesiyle öğrendik.
Gizli finansör Mandarin Otel’in binasının sahibi, Astaş Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşçı’ymış.
ORAK ÇEKİÇ KOL DÜĞMELİ İŞ İNSANINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR BİLGİ ALIYORUZ
Biz bunları konuşurken, Nagehan Alçı’nın yanında oturan bir iş insanı söze katılıyor.
Genç bir iş insanı…Meraklı gözlerim anında iki ilginç ayrıntıyı tarıyor.
Sol kulağında bir küpe var.
Ama en ilginci kol düğmeleri. Çünkü kocaman bir çift “Orak çekiç…”
Sovyet komünizminin sembolü yani.
Orak çekiçli iş insanı bize bugüne kadar hiç duymadığımız bir “Holding’den” söz ediyor.
DEVRİMCİ PROFESYONELLERİN YÖNETTİĞİ “GÖREV” HOLDİNG
Orakçekiç kol düğmeli ve küpeli iş insanının verdiği bilgiye göre Vatan Partisi’nin kurduğu “Görev” adlı bir holding varmış..
İlaç ve başka bir çok alanda yatırımları bulunuyormuş.
Bu holdingin de toplantıyla finansal katkısı olabilir diye düşündüm.
Holdingin internet sitesine girdim, orada “Başkanın Mesajı” diye bir bölüm var.
Yönetim Kurulu Başkanı Tugay Şen şunu söylüyor:
“Değerli iş ve çözüm ortağımız,
Sevgili çalışma arkadaşlarımız;
Küresel ekonominin ağırlık merkezinin Atlantik’ten Avrasya’ya kaydığı, Asya’nın dünyanın üretim merkezi haline geldiği bir değişime tanıklık ediyoruz…”
Başkanın mesajı her şeyi anlatıyor.
Avrasyacı bir Holding. Arkasında da Vatan Partisi var.
Orakçekiç kol düğmeli komşumuza “Şirketi kimler yönetiyor” diye soruyorum.
“Devrimci profesyonel arkadaşlar” cevabını alıyorum.
İKTİDAR MI PERİNÇEK’TEN YOKSA PERİNÇEK Mİ İKTİDARDAN ROL ÇALIYOR
Şimdi biraz salondan çıkıp o sabah meydana gelen bir olayı anlatayım.
Bu toplantıyı ve yemeği düzenleyen Vatan Partisi…
Yani resmi bir niteliği yok.
Ama o sabah ilginç bir şey olmuş.
DEİK, yani Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, o sabah Rusya’dan gelen heyetle apartopar bir toplantı düzenlemiş.
Aldığım bilgi doğruysa 300 iş insanı katılmış.
Anlayacağınız hükümet bu alanda tek başına oynaması için sahayı Vatan Partisi’ne bırakmamış.
İşte tam o an kafamdaki soruyu sorma zamanı geldi.
DOĞU İLAN EDİYOR: ŞAM’A ÖZKÖK’LE BİRLİKTE GİDECEĞİZ
Doğu Perinçek ve Ethem Sancak birlikte Şam’a gidip, Esad’la görüşecekti.
Kapıda Perinçek’e “Rol çalıyorsun diye hükümetin bu geziyi engellediği dedikodusu var” dedim.
“Yok öyle bir şey. Bir ara Esad’ın Şanghay toplantısına gitmesi söz konusu oldu. O nedenle biraz gecikti” dedi.
Ancak biraz sonra yemeğin açılış konuşmasında bana bir sürpriz yaptı ve “Şam’a Özkök’le birlikte gideceğiz” diye herkese ilan etti.
Her gazeteci için elbette büyük fırsat…
Memnuniyetle kabul ettim..
BİZ KÖYLÜ VE MUJİKLER YENİ BİR DÜNYANIN KURUCU HEYET TOPLANTISINI YAPIYORUZ
Şimdi gelelim Doğu Perinçek’in konuşmasına…
Vatan Partisi artık hükümetin üç koalisyon ortağından biri haline geldi.
O nedenle söyledikleri önemliydi.
Perinçek’in konuşmasından ilgimi çeken cümleler şunlardı:
(*) “Yeni bir dünya kuruluyor biz bu akşam burada kurucu heyet toplantısı yapıyoruz…”
(*) “Biz Anadolu köylüleri, Rus mujikleriyiz (Köylüleri) Geçmişte bu insanlar mucize yarattı.”
(*) “Bugün o mujik ve köylülerin kurduğu şirketler ‘Dolar ve Haraç sistemini çökertiyor.”
(*) “Bugüne kadar sadece Amerika’nın Silahlı Kuvvetleri vardı. Artık başka ülkelerin de silahlı kuvvetleri var.”
(*) Batı özgürlük diyor. Biz se ticaret özgürlüğünü savunuyoruz…”
EN KRİTİK KONUYA GİRİYOR: RUS KREDİ KARTLARI SİSTEMİ
Konuşmanın bu noktasında Ankara’yı düşündürecek engebeli bir alana giriyor.
(*) “Türkiye hiç vakit kaybetmeden Rusya'nın geliştirdiği para transfer sistemini kabul etmeli.”
Arkasından da şu cümle geliyor:
(*) “ Ukrayna Karadeniz’deki Yunanistan’ıdır…"
Kısaca Doğu yeni bir dünya kumuş ve Türkiye’yi de oraya yerleştirmiş.
RUS BAKANIN KONUŞMASINDA ARAYA GİREN İLGİNÇ BİR CÜMLE
Rus bakanın konuşmasında farklı bir nokta vardı.
O da benzer şeyler söyledi ama şunu eklemeyi de ihmal etmedi:
(*) “Bizim kadar savaşların acısını çekmiş başka ülke yoktur. Biz bu kadar acılı bir olayı devam ettirmek istemiyoruz. Çünkü tarihte çok acı çektik.”
Bu cümle insana “Rusya’nın da artık savaştan rahatsız olmaya başladığı” hissini vermiyor mu?
Ama Putin de aynı şeyi mi düşünüyor emin olamadım.
SALONDA RUS BAKANI ŞAŞIRTAN GÖRÜNTÜ
Rus Bakan devam ediyor:
(*) “Bu sabahki toplantıya ve bu yemeğe bu kadar çok insanın katılmasına şaşırdım. “
(*) “Batı medyasına inanmayın. Gerçekten ABD, Kanada ve İngiliz şirketi terk etti ama Avrupalı şirketlerinin çok azı ayrıldı..”
Nagehan bakana, "seferberlik ilanından sonra niye bu kadar çok Rus ülkeyi terk etti" diye sormuş.
Cevabı şu olmuş:
“Onlar terk etmiyor, turizm için gidiyor…”
ÜÇ DİLLİ AVRASYA YEMEĞİNDE BURATTA VE LEVREK GÜZELDİ
Bu arada yemekteki Buratta peynir harikaydı.
Küçük bir ara verip menüyü anlatayım…
Menüde bugüne kadar görmediğimiz bir yenilik vardı.
Genellikle Türkçe ve İngilizce olan menü, bu yemekte Rusça’nın da eklenmesiyle üç dilli olmuştu.
Demek ki ufukta üç, dört, beş dilli Avrasya menüsü var.
Levrek balığı da güzeldi.
Şarap olarak da Türk şarabı tercih edilmişti.
KİMDİR BU YEMEĞE DAVET EDİLEN 60 İŞ İNSANI
Tabii ki bir gazeteci olarak bu yemeğe hangi şirketler ve kimler katıldı merak ettim.
Etrafta tanımadığım bazı patronlar vardı.
Ancak hissiyatım şirketlerin daha çok alt düzey yöneticilerini veya danışmanlarını yolladığı şeklinde.
Yine de ihtiyatlı olayım.
Yanılıyor olabilirim.
Tam listeyi veriyorum, belki iyi bir ekonomi editörü analizini daha güzel yapabilir.
BİR BATI YANLISI OLARAK KENDİMİ TUHAF HİSSETTİM
Bence Doğu Perinçek, Türkiye’nin içinde bulunduğu şu çok kritik ve bıçak sırtı konjonktürde kendisi açısından çok başarılı bir toplantı yaptı.
Eminim Avrasyacıların hoşuna gitmiştir.
Ama bu toplantı Türkiye açısından da başarılı bir girişim miydi emin değilim.
Bana gelince…
Herkesin bildiği bir gerçek var, zaten kendim de açık açık söylüyorum.
Ben Batı değerleri ve demokrasisi içinde yaşamak isteyen bir insanım.
Açıkça ifade edeyim toplantıda kendimi biraz yabancı hissettim.
Bu Şanghay girişimlerinden zaten başından beri pireleniyordum, şüphelerim daha da arttı.
İnşallah seçime kadar Türkiye’yi Batı’nın demokrasi coğrafyasından, Avrasya’nın tek adam otoriterliği coğrafyasına taşıyacak radikal bir adım atılmaz.
NAGEHAN ALÇI'NIN İZLENİMLERİ
Toplantıya katılan bir diğer gazeteci Nagehan Alçı oldu. Alçı, yazdığı yazısında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in fikirlerine uzak olsa da Türk siyasetinde Perinçek'in bir ağırlığı olduğunu belirtti. Alçı, yemeğe davet edilmesine şaşırdığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
- Vatan Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan’dan Salı akşamı için Doğu Perinçek adına bir davet alınca çok ilgimi çekti. Beni Mandarin Oriental Bosphorus Otel’de Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin ve beraberindeki heyetin katılacağı bir yemeğe davet ediyordu.
Alçı, yazısının devamında Rus Bakan Çeryomin ile yaptığı görüşmeyi aktardı. Alçı Rus Bakan ile yaptığı görüşmeyi şu şekilde aktardı:
- Yanlarına gidip kendimi tanıttım. Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemi üzerine hemen bir sohbete daldık. Çeryomin Moskova Belediyesi’nin ikinci ismiydi, şimdi Moskova bölgesinin bakanı. Bana Batı’nın Rusya’yı bu kadar sıkıştırmaya çalıştığı bir dönemde Türkiye’nin politikasının ne kadar doğru olduğunu anlattı.
Alçı, yazısının devamında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin ve Rusya Federasyounu İstanbul Başkonsolosu Burarov'un konuşmalarını aktardı.
Nagehan Alçı'nın yazısının ilgili bölümünün tamamı şu şekilde:
Doğu Perinçek’in siyasi fikirlerine çok uzak bir insanım ama kabul etmemiz gerekir ki Türk siyasetinde Perinçek diye bir olgu var. Doğu Bey yıllardır aynı şeyleri büyük bir kararlılık ve inançla savunuyor, kendine karşıt fikirdekilerle bıkıp usanmadan tartışıyor ve bana hep sanki bir ‘paralel evrende’ yaşıyor gibi geliyor.
Vatan Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan’dan Salı akşamı için Doğu Perinçek adına bir davet alınca çok ilgimi çekti. Beni Mandarin Oriental Bosphorus Otel’de Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin ve beraberindeki heyetin katılacağı bir yemeğe davet ediyordu.
Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yaparken, Erdoğan ve Putin bu kadar yakınlaşmışken acaba Bakan neler diyecek? Batı Rusya’ya izolasyon uygularken Putin’in bakanı son durumu nasıl yorumlayacak?
Ukrayna Savaşına gidip, trajediyi yerinde görmüş bir gazeteci ve Türkiye’nin çok yönlü dış politika çizgisini savunmakla birlikte Batı ile iyi ilişkilerini hep hatırlatan, AB hedefini hala önemseyen biri olarak büyük bir merakla bu davete katıldım.
Kokteyl salonuna girdiğimde içerisi iş dünyasından birçok isimle doluydu ama medya dünyasından kimse yoktu.
Baktım Rus bakan iki kişi ile birlikte bir köşede içkisini yudumluyor. Biri Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, diğeri beraberinde gelen bir bürokrat.
Rus Bakan Çeryomin ve Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Buravov ile…
BAKAN ÇERYOMİN: "BIDEN KONUŞTUKÇA RUBLE DEĞERLENİYOR"
Yanlarına gidip kendimi tanıttım. Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemi üzerine hemen bir sohbete daldık. Çeryomin Moskova Belediyesi’nin ikinci ismiydi, şimdi Moskova bölgesinin bakanı. Bana Batı’nın Rusya’yı bu kadar sıkıştırmaya çalıştığı bir dönemde Türkiye’nin politikasının ne kadar doğru olduğunu anlattı.
Bu arada şunları da söyledi: “Bizi zayıflatmaya çalışıyorlar ama nafile. Biliyor musunuz Moskova Belediyesi’nin bir özelliği var. Hiç borcumuz yok. Gidin Londra, Paris, New York belediyelerine bakın, ne kadar borçları var diye… Bizim yok, biz bunu başardık.”
Propagandanın gücü mü, içinde bulunduğu pozisyonun getirdiği sorumluluk mu bilmem ama Rus Bakan büyük bir inançla şunu da söyledi: “Biden konuştukça bizim rublemiz değer kazanıyor, istiyoruz ki her gün Rusya aleyhine açıklama yapsın.”
Çeryomin’e Ukrayna’daki masum insanları, sivil kayıpları, darmadağın olan hayatları sordum. “Üzülmüyor musunuz? Siyasilere ya da devletlere de kızsanız orada çocuklar kadınlar ölüyor, görmüyor musunuz?” dedim.
Şunları söyledi:
“Bu Ukrayna’nın savaşı değil, bu Amerika’nın savaşı. Elbette çok üzülüyoruz. Rusya çok savaştı, çok kayıplar verdi, biz bunu artık istemiyoruz. Oradaki sivillerin ölmelerine de çok üzülüyoruz.”
O zaman neden sürüyor bu kabus? Diye diretince de “Biz değil ABD sürdürüyor” dedi.
Rusya’nın İstanbul Başkansolosu Andrey Buravov da Bakan’ı destekleyen gözlemlerini paylaştı. Dediklerine göre bir yandan da Ukrayna’daki zulümden milyonlarca kişi Rusya’ya kaçmış.
Peki ya seferberlik ilanından sonra akın akın Türkiye’ye kaçan Ruslar?
Gelenlerin Rusya nüfusunun çok küçük bir kısmı olduğunu, kayda değer bir yer değiştirmeden bahsedilemeyeceğini ayrıca Ruslar açısından Türkiye’nin çok iyi bir destinasyon olduğunu söylediler.
Hakikaten de turizm verileri umut vaat ediyor. Bakan Çeryomin bugün yeni fırsatları konuşmak için Antalya’da. İki ülkenin de turizmden beklentisi yüksek.
SALONDAKİ O AFİŞ...
Bu sohbetin ardından yavaş yavaş yemeğe geçildi. Baktım Ulusal Kanal ve Aydınlık hariç medyadan bir tek ben ve Ertuğrul Özkök varız.
Yemek için büyük bir salon ayarlanmış ve masa düzeni kocaman bir dikdörtgen şeklinde oluşturulmuştu. Bir köşede Doğu Perinçek, Rus Bakan, Başkonsolos, Ethem Sancak, Şule Perinçek, yukarıda büyük bir afiş… Üzerinde “Türkiye-Rusya Altın Fırsatlar Buluşması” yazıyor. Tam karşısında ise Atatürk’ün Büyük Taaruz’dan, daha önce görmediğim bir fotoğrafı. Gazi arkası dönük duruyor ve hemen arkasında Rus bir komutan olduğunu öğrendiğimiz kalpaklı bir asker. Türkiye-Rusya dayanışmasını göstermek için asmışlar…
İtiraf edeyim kendimi bir ara bir politbüro toplantısında hissetmedim değil.
Perinçek konuşmasında Asya’nın yükselişinden, Batı’nın çöküşünden, Türkiye ve Rusya arasında doğan fırsatlardan ve elbette ABD’nin tüm kötülüklerin anası olduğundan bahsetti.
Bakan Çeryomin Rusya’dan ABD, Kanada ve İngiltere hükümetlerinin çoğunun çekildiğini ancak Avrupalı şirketlerinin büyük bir kısmının hala Moskova’da olduğunu söyledi. “Söylentilere bakmayın, Avrupalılar Moskova’yı çok seviyor” dedi. Akkuyu ve Güney Akım Projesine de övgüyle değindi.
Konuşmasında savaş konusunda söylediklerini çok çarpıcı buldum. “Biz Rusya olarak bu agresif tarihi artık devam ettirmek istemiyoruz. Çok insanımızı savaşlarda kaybettik. Bunu sürdürmek istemiyoruz” dedi.
Keşke bu cümlelere uygun bir şekilde bitse artık savaş…
Başkonsolos Buravov’un ise Türkçe olarak “İyi dost kara günde belli olur” demesi epey alkış aldı. Çük güzel Türkçe konuşan bir diplomat Buravov.
Bir ara Özkök ile birlikte kalkıp Doğu Bey ve Bakan’ın yanına gittik ve ortaya Ukrayna-Rusya Savaşı sürerken yapılan bu kritik toplantının yukarıdaki karesi çıktı…
Bu arada yemeği Mandarin Oriental’in sahibi Vedat Aşçı ikram etmiş…