"İran'daki olayların arkasında ABD var"
İran'da son yaşanan olaylar gündemdeki yerini koruyor. Son olaylarda İranlı bir kadın polis kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti. Ancak Batı basını bu olayı İran Devrim Muhafızları'nın cinayeti olarak yazdı. Bu yalanın ortaya çıkmasıyla bu ölümün bir cinayet değil kalp yetmezliğinden olduğu anlaşıldı. Ulusal Kanal İran Temsilcisi Gürkan Demir olayın bütün detaylarını Ulusal Kanal'da anlattı.
İran'da son yaşanan olaylar gündemdeki yerini koruyor. Son olaylarda İranlı bir kadın polis kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti. Ancak Batı basını bu olayı İran Devrim Muhafızları'nın cinayeti olarak yazdı. Bu yalanın ortaya çıkmasıyla bu ölümün bir cinayet değil kalp yetmezliğinden olduğu anlaşıldı. Ulusal Kanal İran Temsilcisi Gürkan Demir olayın bütün detaylarını Ulusal Kanal'da anlattı.
Ulusal Kanal İran Temsilcisi Gürkan Demir Tahran'daki izlenimlerini aktardı:
Şimdi gözlerinizi 15-20 saniye kapatın. 6-8 Ekim 2014’te Türkiye’de yaşanan terör eylemlerini gözününüz önüne getirin. Anımsadığınız o görüntüler, 22 yaşındaki Mehsa Emini’nin 16 Eylül’de hayatını kaybetmesinin ardından yaklaşık bir haftadır İran’ın çeşitli kentlerinde yaşanıyor. ABD’nin Türkiye’yi bölme ve kaos oluşturma planlarının bir benzeri, İran’da da devreye sokulmak isteniyor. Polis dövülüyor, ateşte yakılmak isteniyor. Ambulanslar ve çok sayıda kamu malı ateşe veriliyor. Atlantik basını ve Türkiye’deki kimi çevreler de uzaktan izledikleri görüntüler üzerinden özgürlük ve ilericilik naraları atıyor. Gerçek tablo ise bambaşka…
DEVLETİN BÜTÜN İMKANLARI SEFERBER EDİLDİ
Tesettür kuralına uymadığı için polis tarafından uyarılan Mehsa Emini’nin neden hayatını kaybettiği henüz kesinleşmedi. Polis karakoluna yürüyerek girmesi ve ardından yere yığılması ile tomografi görüntüleri kamuoyu ile paylaşıldı. Henüz polis tarafından darp edildiğine dair veriye rastlanmadı. Son olarak Tahran Adli Tıp Kurumu Genel Müdürü yaptığı açıklamada Mehsa Emini’nin kafasında ve yüzünde herhangi bir yaralanma olmadığını, göz çevresinde morluk, kafatası tabanında kırık izi bulunmadığını açıkladı. İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Ali Seyyid Hameney, Kürdistan’daki özel temsilcisi aracılığıyla aile ile irtibata geçti. Olayla ilgili İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin talimatı sonrası başlayan soruşturma ise devam ediyor. Sonuçların 10 ile 15 gün arasında açıklanması bekleniyor. Devlet olayın açığa çıkartılması için bütün imkanlarını seferber etti.
EMİNİ’Yİ KULLANARAK KAOS KÖRÜKLÜYORLAR
Hal böyleyken, yani ölümün sebebi henüz kesinleşmemişken, bir anda başta Kürdistan Eyaleti’ndeki şehirler olmak üzere bazı kentlerde protestolar başladı. İran Devleti’ni Mehsa Emini’nin ölümünden sorumlu tutan sloganlar yaygınlaştırıldı. Güvenlik güçlerinin sakinliğine rağmen eylemciler sokakları birden savaş alanına çevirdi. Yüzlerce polis darp edildi, 61 ambulans ve onlarca polis aracı kullanılamaz hale geldi. 41 hükümet binası ile 11 özel yere saldırı yapıldı. Bunlarla yetinmeyen göstericiler, İran’ın bağımsızlık bayrağını yaktı. Yeşil Cami’yi de ateşe veren göstericiler, sokaktan geçen başı kapalı kadınlara saldırmaya başladı. Yerlerde sürükledikleri kadının örtüsünü zorla çıkartarak onu “özgürleştirmek” istediler.
EYLEMLERDE TERÖRİST UNSURLAR BAŞROLDE
Eylemleri daha da çarpıcı kılan ise Mehsa Emini’nin unutulması ve teröristlerin başrolde olması… İran Kürdistan Devrimci Emekçiler Topluluğu (Komele), PKK’nın İran kolu PJAK, İran Kürdistan Demokrat Partisi eylemleri organize eden baş aktörler oldu. Yurt dışında kaçak olan İran Komünist Partisi Kürdistan Örgütü lideri İbrahim Alizadeh, bu tarz eylemleri önceden planladıklarını ve bu nedenle daha koordineli hareket ettiklerini açıkladı. Mehsa Emini’nin fotoğrafını taşıyan göstericiler, terör flamalarını da eksik etmedi. Gözaltına alınan göstericilerin kimlikleri, söz konusu terör örgütlerinin devrede olduğunu somut bir şekilde ortaya koydu. Eylemlerde şu ana kadar yakalanan 3 yabancı uyrukluyla ilgili de soru işaretini buraya bırakalım.
SOKAKLARDAKİ DURUM SOSYAL MEDYADAN FARKLI
Bu arada şunun da altını çizelim, İran’ın bütün kentlerinde, her caddede, her sokakta eylemler varmış gibi algılanmasın. Dar gruplar halinde belirli noktalarda eylemler yapılıyor. Sosyal medyada ise eylem alanlarından görüntüler algı çalışması yapmak üzere özenle seçiliyor, önü arkası kırpılıyor ve servis ediliyor. Bir süredir devam eden eylemler ise yavaş yavaş yerini sakinliğe bırakıyor. Özellikle, önceki günler Tahran’da eylem yapılan yerler çarşamba gecesi boş kaldı. 50 veya 100 kişilik grupları geçmeyecek şekilde protestolar yapıldı. Önceki geceler 5-6 ayrı noktada toplanan grupların eylem adresi dün gece 1-2 yerle sınırlı kaldı. Gösterilerin “barışçıl” olmaması, Emini ailesinin bu gösterilere destek vermemesi sonucu eylemler İran halkından karşılık bulmamaya başladı.
DEVRİMCİ ÖĞRENCİLER BİRLİK MESAJI İÇİN SAHADA
Bu arada İran’da kaos tezgahlayanlara karşı İran İslam Devrimi’ne bağlı Devrimci Öğrenciler de alanlara çıkmaya başladı. Çarşamba akşamı bir araya gelen İslam Devrimcisi Gençler, Mehsa Emini’yi bahane ederek İran’da kargaşa çıkarmak isteyenleri protesto etti. Hem devlete hem Mehsa Emini’ye sahip çıktıklarını dile getiren gençlerin eylemlerinde yakma, yıkma, yağmalama olmadı. Batı’nın körüklediği kaosa geçit vermeme; birlik, kardeşlik, bağımsızlık bayrağını daha da yukarı çekme şiarını dile getirdiler. Şimdi gözler cuma namazı sonrası toplanacak gençlerin vereceği mesaja çevrildi.
İRAN’DA KADINLAR HAYATIN HER YERİNDE
Ne hikmetse Türkiye’de ve Avrupa’da, İran’da insan haklarının her gün ihlal edildiği ve kadınlara yaşam alanları bırakılmadığı gibi yalan rüzgârı estiriliyor. Gerçek ise tam tersi… Sokağa çıktığınızda kadınların hayatın her alanında olduğunu görmemeniz için gözlerinizin görmemesi gerekiyor. Aracınızla bir saat yolculuk yaptığınızda, yüzlerce kadını şoför olarak görebilirsiniz. Devlet dairelerinde de kadın görevlilerin sayısı oldukça fazla. Bir basın toplantısına gitseniz onlarca kadın gazeteci görürsünüz. Bir kafeye gitseniz, çay kahve içen, garsonluk yapan, aşçılık yapan, mekanın sahibi olan onlarca kadın görürsünüz. Bir İran büyükelçiliğine, konsolosluğuna gitseniz onlarca kadın yetkili görürsünüz. Bir mitinge gitseniz, ABD emperyalizmine, İsrail Siyonizmine meydan okuyan cesur, yürekli İran kadınlarını görürsünüz. 1979 devrimindeki kadınların rolünü ise hiç unutmayın. Özetle daha önce yapılan “Beyaz bayrak” ve son olarak Mehsa Emini eylemleri gösteriyor ki başörtüsü üzerinden İranlı kadınlar “özgürlük” adı altında yeniden ABD ve İngiltere projelerine “köle” yapılmak isteniyor.