Yılan balığının 7 bin kilometrelik Meksika-Türkiye yolculuğu
Meksika Sargasso Körfezi'nde üredikten sonra yaşamlarını sürdürebilmek için larva halinde okyanusu aşarak 3 yıl süren 7 bin kilometrelik yolcuğun ardından Bafa Gölü'ne ulaşan yılan balıkları, yeniden doğdukları bölgeye tersine yolculuğa çıkıyor.
Meksika Sargasso Körfezi'nde üredikten sonra yaşamlarını sürdürebilmek için larva halinde okyanusu aşarak 3 yıl süren 7 bin kilometrelik yolcuğun ardından Bafa Gölü'ne ulaşan yılan balıkları, yeniden doğdukları bölgeye tersine yolculuğa çıkıyor.
Milattan sonra 3. yüzyıla kadar Ege Denizi'nin bir koyu olan fakat Büyük Menderes Nehri'nin getirdiği alüvyonların önünü kapatmasıyla göle dönüşen Bafa, nesli tehlike altındaki birçok kuş türüne üreme ve kışlama ortamı sağlıyor.
Bafa'da yaşayan en gizemli türlerden biri de yılan balığı.
CEBELİTARIK'TA CAM AKDENİZ'DE SARI RENGE BÜRÜNÜYOR
Üreme alanları Meksika Sargasso Körfezi olan yılan balığı, körfezin 500 metre altında üredikten sonra larva olarak su yüzeyine çıkıyor. Değişim geçiren hayvan, ardından okyanusu geçerek Cebelitarık bölgesine kadar ulaşıyor. Yılan balığı Cebelitarık'ta cam, akıntılarla ulaştığı Akdeniz'de ise sarı renge dönüşüyor. Tamamen yüzebilecek duruma geldikten sonra da Ege Denizi'ne varıyor.
Yaşam alanı olarak ağırlıklı tatlı su bölgesini seçen yılan balığı, Ege'nin ardından en uzun yaşayabileceği yerlerden biri olan Bafa Gölü'ne ulaşıyor.
Şaşırtıcı bir yaşam öyküsüne sahip yılan balığı, 3 yılda yaklaşık 7 bin kilometre kat ederek geldiği Bafa'da belirli olgunluğa eriştikten sonra üremek için tekrar Sargasso Körfezi'ne gidiyor ve yaşam döngüleri de burada sona eriyor.
Türkiye'de başta Ege ve Akdeniz olmak üzere bazı iç sularda yaşamını sürdüren yılan balıkları buradan ayrılıp Sargasso Körfezi'ne genellikle kışın yola çıkıyor. Gelişleri ise her mevsim göze çarpıyor.
Larva halinde çıktıkları yolda balığa dönüşen yılan balıklarının Türkiye'ye olan güzergahlarını nasıl belirledikleri, içgüdüsel olarak mı yönlerini buldukları ya da yollarını nasıl buldukları henüz bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Bu konuda Türkiye'den ve dünyanın farklı ülkelerindeki bilim insanları çalışma yürütüyor.
BAFA'DA KOTALI YILAN BALIĞI AVCILIĞI YAPILIYOR
Yılan balığı "Nesli tehlike altında kritik öneme sahip tür" olmasından dolayı avcılığına kontrollü olarak izin veriliyor.
Bafa'nın etrafındaki 6 mahallenin geçim kaynağı olan yılan balığı, yılda 40 ton avlanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı av için her yıl yılan balığı kotası belirliyor.
Diğer balıklara göre avlanması farklı olan yılan balığını avlamak için göle pinter (sepet ağ) atılıyor. Pinterler haftanın belirli günleri kontrol ediliyor. Yılan balığı, dışının aşırı kaygan olmasından dolayı elle tutulamadığı için avlandıktan sonra canlı olarak fileli bir torbaya boşaltılıyor.
Avlanan balıkların neredeyse tamamı Güney Kore başta olmak üzere Asya ülkelerine gönderiliyor.
Yılan balığı üzerine araştırmalar yapan Türkiye Su Ürünleri Derneği Başkan Yardımcısı ve Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Su Ürünleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Çoban, AA muhabirine, boyları 150 santimetreye kadar ulaşan yılan balıklarının üremek için denizleri, yaşamak içinse tatlı suları tercih ettiğini belirtti.
Balığın denizden Bafa Gölü'ne geçerek adaptasyon sağladığını vurgulayan Çoban, "Yılan balığı neslini devam ettirebilmek amacıyla 6-7 bin kilometre mesafe gidiyor. Bafa Gölü'nden Ege Denizi'ne ardından Akdeniz'e, Cebelitarık'ı geçerek Atlantik Okyanusu'ndan karşı kıyıya ulaşıyor. Aslında oldukça meşakkatli bir yolculuk. Daha sonra aynı yolculuğu tekrar yapıyorlar. Bafa Gölü, Menderes'ten beslendiği için alüvyonla birikimi çok fazla. Yılan balıkları buradaki çamurlu bölgelerde daha fazla yaşam alanı oluşturmak için kendilerine yer ediniyor." diye konuştu.
Dünyada yaşanan kuraklığın ilerleyen yıllarda yılan balığı popülasyonunu da etkileyeceğine dikkati çeken Çoban, Bafa'da da su seviyesinin düştüğünü aktardı.
Tatlı suya ulaşamayan yılan balıklarının yaşamlarını sürdürme konusunda zorlanacağını anlatan Çoban, "Özellikle yönlerini bulma ve tatlı suya yönelmeyle ilgili problemler var. Tatlı suyun olmaması büyük bir sıkıntı olacaktır. Dolayısıyla avlanan yılan balığında kotayı düşürmekte fayda sağlayacaktır." dedi.
Çoban, 50 santimetrenin altındaki yılan balığının satışının yasak olduğunu belirterek, balığın Adana bölgesinde ızgara ya da şiş, Ege'de ise yağda kızartma olarak tüketildiğini sözlerine ekledi.
"TÜRKİYE'DE PEK BİLİNEN BİR BALIK DEĞİL"
Bafa Gölü'nde balıkçılık yapan Mustafa Çay da ana geçim kaynaklarından birinin yılan balığı avcılığı olduğunu söyledi.
Yılan balığının çok lezzetli olduğunu belirten Çay, "Yılan balığını uzun yıllardır avlıyoruz. Türkiye'de pek bilinen bir balık değil. Fakat bilmeyenler bir kere tattığı zaman alışkanlık yapıyor. Tamamını yurt dışına gönderiyoruz. Pinterleri de kendimiz yapıyoruz ve avlıyoruz. Yılan balığı bol çıkmaz. Daha az çıkan bir balık." dedi.
Balıkçı Fatih Yavaş ise "Şu anda yılan balığı mevsimi. Ekim ayında pinter dediğimiz tuzakları kurarız ve havanın esmesini bekleriz. Özellikle lodos havasını bekleriz çünkü o dönemlerde daha çok yakalanıyor. Bizim için iyi bir geçim kaynağı. Buradaki ürünleri Kuzey Kore'ye gönderiyoruz. Herkes ekmeğini yiyor, nasipleniyor." ifadelerini kullandı.
Yusuf Gündüz de yılan balığı işçiliğinin zor olduğunu, haftanın belirli günleri pinterleri kontrol ettiklerini, bazen çok bazen de az balıkla eve döndüklerini dile getirdi.