Şırdan: Akşam ve gece tüketilen tescilli lezzet
Adana'nın coğrafi işaret tescilli sokak lezzetlerinden şırdan, akşam ve gece saatlerinde seyyar tezgahlarda tüketiliyor. Her kuzudan bir tane çıkan şırdan, farklı bölgelerde kesilen küçükbaş hayvanlardan toplanarak Adana'ya getiriliyor.
Adana'nın coğrafi işaret tescilli sokak lezzetlerinden şırdan, akşam ve gece saatlerinde seyyar tezgahlarda tüketiliyor.
Her kuzudan bir tane çıkan şırdan, farklı bölgelerde kesilen küçükbaş hayvanlardan toplanarak Adana'ya getiriliyor.
Kentte özellikle seyyar satıcılar ve bazı restoranlar tarafından stın alınan şırdanlar, temizlendikten sonra içi pilavla doldurulup dikiliyor.
Gündüz iş telaşıyla koşturanların yoğunluğunu yaşayan kentin sokakları, akşam ve gece saatlerinde yerini şırdan satılan seyyar tezgahlara bırakıyor.
Cadde ve sokak köşelerinde tezgahlarını açan şırdancılar, evlerinde hazırladıkları şırdanı pişirip müşterilerini bekliyor.
Tezgah önündeki taburelere oturan vatandaşlar, üzerine tuz, pul biber ve kimyon attıkları şırdanı genellikle ayran ve turşuyla tüketiyor.
"ÇATALLA DEĞİL ELLE TÜKETİLMESİ ÖNERİLİYOR"
Şırdancı Cengiz Güneş, AA muhabirine, 40 yıldır yaptığı şırdancılığın baba mesleği olduğunu söyledi.
Bu sektördeki serüvenini anlatan Güneş, "Rahmetli babaannemden babama, babamdan da bana kaldı. Ben de şimdi çocuklarıma öğretiyorum. 4 nesildir bu işi yapıyoruz. İmalatı annem ve eşim yapıyor. Yapıyoruz, satıyoruz. Her gün saat 17.00'de tezgahı kuruyoruz. Gece 02.00-03.00'e kadar burada duruyoruz. Sabah hazırlayıp pişiriyoruz, akşam satıyoruz." diye konuştu.
Güneş, kuzunun midesindeki dört bölümden biri olan şırdanı temizledikten sonra haşladıklarını anlatarak, "İçine yağlı, salçalı ve baharatlı pirinci doldurup dikiyoruz. Daha sonra haşlayarak pişiriyoruz. Müşteri gelip oturur, biz kazandan çıkarırız. Üstüne kimyon ve isteğe göre pul biber atarız, müşterinin önüne koyarız. Şırdana çatal, bıçak, tabak değdiğinde onun özelliği kalmaz. Şırdanı kağıda koyacaksın, elle yiyeceksin. Çok ayrıntıya girmeye gerek yok. Çatal ve bıçakla yediğinde onun bir lezzeti kalmaz. Şırdan elle yenir. Et, balık, kelle, hepsi yenir elle. Bu da böyle." ifadelerini kullandı.
Cengiz Güneş, şırdana talebin sosyal medya sayesinde arttığına dikkati çekti.
"TADINA BAKAN BU LEZZZETİ UNUTMUYOR"
Şırdancı İrfan Çiçeklidal da 36 yıldır evinde hazırladığı şırdanı tezgahında sattığını söyledi.
Sabah erkenden hazırlamaya başladıkları şırdanı her gün 15.00-03.00 saatlerinde sattığını anlatan Çiçeklidal, "Şırdan, Adana'mızın sokak lezzeti. Adana'mızda tanınan Adana kebap, şırdan, bici bici ve şalgam var. İlk defa şırdan yiyecekler 'Bu nasıl bir şey?' ve 'Bu neye benziyor?' gibi tepkiler veriyor. Tadına baktıktan sonra bu lezzeti unutmuyorlar." şeklinde konuştu.
Çiçeklidal, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere farklı illerden müşterileri bulunduğunu belirterek, "Her gün şırdanımız, kırkkatımız ve mumbarımız hazır olur. Şırdanı bilmeyenler, gündüz meraktan yerler ama genelde akşam tüketilir. Şırdan doyumluk değil, tadımlıktır. 100 tane de yesen 1 tane de yesen aynı tadı alırsın." dedi.
"ADANALILAR SEVEREK TÜKETİYOR"
Müşterilerden Ali Fındık, çocukluğundan bu yana şırdan yediğini ve kendisinde bu kültürün oluştuğunu anlatarak, "Şırdan gece gündüz Adanalı birinin canının istediğinde yiyebileceği güzel bir yiyecek. Şırdan benim için vazgeçilmezlerden bir tanesidir. Ayda en az 1-2 defa canım ister. Birkaç şırdancı durağım vardır. Aç olduğum zaman gider yerim. İnsanın canı çekiyor. Evde yemeğim yoksa aklıma şırdan, kokoreç ve kebap düşüyor." diye konuştu.
Koray Argındoğan da şırdanın sevdiği bir lezzet olduğunu vurgulayarak, "Hemen hemen haftada 2 kez şırdan yemeye uğruyoruz. Buradaki ağabeyim evinde yapıyor. Tadı hoşumuza gittiği için tercih ediyoruz. Şırdan elle yenir, baharat olarak da kimyon, tuz ve pul biber yeterli. Genelde Adana'da şırdancılar akşam çıkar. Gün içinde çorbacılar da yapar satar ama genelde akşam ve gece yeniyor." sözlerine yer verdi.