Eski istihbaratçıdan itiraf: "Erdoğan'ın aleyhine konuş yoksa ailen işkence görür"
MİT içindeki Amerikancı ekibin liderlerinden Mehmet Eymür'ün Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek'e suikast için görevlendirdiği Feyyaz Öztürk'ün itirafları devam ediyor. Öztürk, Avusturya’da gözaltına alındıktan sonra Türkiye aleyhine konuşmaya zorlandığını ve aldığı tehditleri anlattı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhine konuşmasının istendiğini söyleyen Öztürk aksi halde ailesinin işkence göreceğini ifade etti.
Aydınlık Gazetesi, Mehmet Eymür ekibinin MİT’e hakim olduğu 80’li yılların sonunda Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e suikast için görevlendirdiği Feyyaz Öztürk’ün itiraflarını yayınlamaya devam ediyor.
Öztürk, son olarak Meral Akşener’in başdanışmanı Mustafa Hakan Ünser’in Eymür’ün ekibinden olduğunu iddia etmişti. Öztürk, Avusturya Eski Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan’a planlanan suikastla ilgili bilgiler paylaşmış Ünser'in kendisine yönlendirdiği kişinin suikast yapmasını istediğini belirtmişti.
Öztürk, 33 yıl sonra gelen itirafların 4. bölümünde ise Avusturya’da gözaltına alındıktan sonra Türkiye aleyhine konuşmaya zorlandığını ve aldığı tehditleri anlattı.
Öztürk, Afganistan’daki uyuşturucu ticaretiyle ilgili Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi yani DEA bağlantısını da itiraf etti. Öztürk, şöyle konuştu:
- Ben 2000-2004 arası çalıştım. Beni muhbir diye göstermeye kalktılar daha önce, dikkatli konuşmalıyım. İstanbul Emniyeti. 2017 Ekim’de Sabah gazetesinde DEA muhbiri diye göstermeye kalktı. DEA'ya kabul edilmenin ilk şartı Amerikan vatandaşı olmak.
Öztürk, İtalyan vatandaşı olmasına rağmen güvenilir kaynak tanımlı olarak DEA'ya alındığını söyledi:
- Hiçbir Amerikalı ajan, Meksika dışında Afganistan, Pakistan, Çin, Rusya’ya yollanmaz. Biz kendimize kara kafa diyoruz. Fas, Tunus, Mısır, Türkiye’den personel alımı yapılır bu tür işler, sahada operatif ajanlık için. Gidersiniz bağlantıları kurarsınız, tabi gel sen Türk’sün çalış demiyorlar, biraz bağlantıların olacak. Çoğu şeyi bilirler yapmasam da, tevazu göstermem bu konuda. Afganistan’da çok güzel işler yaptım, mallar, bağlantılar yakalattım.
Öztürk, Türk istihbarat yapılanmasındaki ABD etkisiyle ilgili de şunları söyledi:
- O dönem İstanbul için “istihbaratın genelevi” derlerdi. Biz Gana istihbaratından bir adam yakaladık. Sonra serbest bırakıldı. Adam Ganalı bir çetenin peşine düşmüş. Türk makamlarından izin almadan Tarlabaşı’na yerleşmiş. Yani düşünün Ganalı bir istihbaratçı gelip İstanbul’da takılabiliyor. ABD güçlü mü güçsüz mü bir şey diyemem. Çok güçlendiği an geri çekilebilir. Boşaltabilir ortalığı, hepsini yapabilir.
Avusturya’da gözaltına alınma sürecini de anlatan Öztürk, kendisine şantaj yapıldığını belirtti:
- Önce şüpheye düştüm rol mü yapıyorlar diye. Ajanlıkla alakaları yok. Bir kağıt salladı, “Bu 35 bin tirajlı bir gazete” dedi. Adını hatırlamıyorum. Üzerinde “Erdoğan’ın teröristi” yazıyordu. “Bunu yazacağız” dedi. “İnternette ortalama tıklaması 160 bin ama milyon olacak” dedi. Ailen Türkiye’de işkence görür diye şantaj yaptılar. Avusturya istihbaratı BVT. Kabul etmiyorum dedim. Dediklerini de yaptılar. Yayınladılar o gazeteyi “Erdoğan’ın teröristi” diye. New York Times devreye girdi, Katrin isminde biri, Berlin muhabiri. 22-23-24 Eylül 2020 civarı.
Aydınlık Gazetesi itirafçı Feyyaz Öztürk'e Ergenekon sürecinde Fetullahçılarla teması olup olmadığını ve Tuncay Güney'i tanıyıp tanımadığını da sordu. Öztürk, şu açıklamada bulundu:
- Bir şey yapmadım. Bana saldırdılar. Soytarı Tuncay’ı tanıyorum. Tanıyorum dediğim bir samimiyetim yok. 2 kez gördüm Amerikalılarla. Bebek’te Köfteci Ali’de. Ama çok eski 2002-2003’te falan. Bir de Piyade Binbaşı, DEA elemanları ve beni Rusya’ya gönderen firmanın temsilcisi vardı.