Ülkemizin Cumhuriyet'ten bile eski 9 şirketi
Ticare atılmak, girişimde bulunmak zorlayıcı bir süreç de olsa belirli düzenden sonra gerek verilen hizmetle gerek markaya güven ile yıllarca yerini koruyabiliyor. Yıllarca günümüze kadar gelip, hizmet veren tarihi markaları sizler için derledik. İşte Cumhuriyet'ten bile eski 9 şirket...
Şirket kurup yönetmek oldukça yoğun bir süreç. Ancak bu uzun zorlu yolculuktan sabırla çıkmak, ticari başarıyı beraberinde getirir. İşte 1777 yılından günümüze kadar gelmiş 9 şirket...
HACI BEKİR LOKUMLARI - 1777
Türkiye’nin iki asrı aşan nadir markalarından biridir. Gıda sektöründe sembol ve öncü bir isimdir. Türkiye’nin medar-ı iftiharı Hacı Bekir markasının ortaya çıkışı, Bekir Efendi’nin 1777 yılında Kastamonu Vilayeti’nin Araç ilçesinden yola çıkmasıyla başlar.
Osmanlı İstanbul’unun en işlek ve ticaretin en yoğun olduğu Bahçekapı’da küçük bir şekerci dükkânı açan Bekir Efendi, kısa zaman içinde bizzat kendi yaptığı şeker, lokum ve akidelerle meşhur olur.
ZİRAAT BANKASI - 1863
Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye'deki faaliyet gösteren altı kamu bankasından biri. 1863 yılında Osmanlı Devleti döneminde Midhat Paşa tarafından kurulan Memleket Sandıkları'nın devamı niteliğindedir.
İSKENDER MEHMETOĞLU - 1867
Hikayesi, 19. Yüzyılın ortalarında Mehmet oğlu İskender Efendi’nin Bursa Kayhan Çarşısı’ndaki dükkânında başlar. O günlerde kuzu bir bütün olarak ve yere paralel biçimde pişirilmektedir. Ancak, İskender Efendi kuzu etinin farklı bölümlerinin kendine has lezzetlerinin müşterilerine eşit oranda dağılmasını sağlamak için çözüm aramaya başlar. İskender Efendi, babası Mehmet Efendi’nin desteğiyle eti; kemik ve sinirlerinden arındırır, bir şişe takar ve bunu odun kömürü ateşinin karşısında dikey döndürerek pişirdikten sonra ince-ince keserek sunumunu yapar.
Bu farklı sunum Bursa’da çok dikkat çeker ve İskender Efendi’nin “dönen kebabı” olarak anılmaya başlar. Önceleri dönen kebap diye ünlenen bu yemek, gel zaman git zaman halk dilinde “döner kebap”, ve daha sonraları sadece “döner” şeklinde anılmaya başlanmış, ve lakab, Mehmet oğlu İskender Efendi şeklinde önce tabelaya ve günümüz ticari ortamında da bir ticari ünvana dönüşmüştür.
KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ - 1871
19’uncu yüzyılda Türk kahvesi çoğunlukla çiğ çekirdek olarak satılıyor, evlerde tavada kavrulduktan sonra el değirmenlerinde çekiliyor ve içiliyordu.
1871 yılında işi babasından devralan Mehmet Efendi, çiğ çekirdek kahveyi kavurup dibekte öğüterek müşterilerine hazır olarak satmaya başladı ve İstanbul Tahmis Sokağı’nda taze mis gibi kavrulmuş kahve kokusu çevreye yayıldı. Mehmet Efendi müşterilerine sağladığı bu kolaylıkla, bir süre sonra “Kurukahveci Mehmet Efendi” lakabıyla anılmaya başladı.
VEFA BOZACISI - 1876
Vefa bozacısı, Vefa’da 1876 yılında kurulmuş olan işletme tarafından, hizmet sunumlarının gerçekleştiği ve günümüze kadar uzanan boza geleneğinin en bilindik temsilcisidir. Aslen şeker, su ve darı irmiğinden imal edilen, kış içeceği olarak bilinen boza, ülkemizde Vefa bozası adı altında marka haline gelmiş ve hemen hemen her kesim tarafından bilinen bir içecek türüdür.
1800’lü yıllardan günümüze kadar, dört nesil boyunca devam eden Vefa boza işletmeciliği, halen ülke halkı tarafından en bilinen ve en fazla tercih edilen boza markası olma özelliğini sürdürmektedir.
KOMİLİ - 1878
Komili’nin öyküsü 1878 yılında Midilli Adası’nda başlar. O yıllarda Osmanlı toprağı olan Ada’da yaşayan Komi’li Hasan, Midilli Adası’nda sabun ve zeytinyağı üreterek geçimini sağlar.
Aile, Lozan Antlaşması’ndan sonra mübadele gereği Ayvalık’a göç eder ve Komili markasının öyküsü burada devam eder. Marka kavramının daha söz konusu bile olmadığı bu yıllarda, Hasan Komili “kalitesiz ürünle alıcıyı bir kez, kendini ebediyen kandırırsın” diyerek yola çıkar ve kuşaklar boyu sürecek Komili markasının tohumlarını atar.
REBUL - 1895
Rebul Eczanesi, 1895 yılında Jean Cesar Reboul tarafından İstanbul Beyoğlu’nda Grande Pharmacie Parisienne-Büyük Paris Eczanesi adıyla kurulur. Osmanlı’nın son dönemine tanıklık eden ve günümüze kadar kurulduğu yerde yaşamını sürdüren tek eczanedir.
TARİHİ SARIYER BÖREKÇİSİ - 1895
Tarihi Sarıyer Börekçisinin geçmişi 1895 yılına kadar dayanıyor. Osmanlı Devleti’nin kıtlık dönemlerine denk gelen 1890’lı yıllarda kurulan Sarıyer Börekçisi, Türkiye’nin en eski aile şirketlerinin başında geliyor. Sarıyer Böreği’nin özelliği ise üzerine pudra şekeri dökülerek yenmesidir.
KOSKA - 1907
Koska’nın geçmişi 1900’lü yılların başında Denizli’de Hacı Emin Bey’in faaliyet gösterdiği helvacı dükkânına kadar uzanmaktadır. Baba mesleğini sürdüren Halil İbrahim Adil Dindar 1931 yılında oğulları ile birlikte İstanbul’a gelerek Koska semtinde bir dükkân açar, zamanla ürettikleri helva ve tatlıların lezzeti ile ünlenir. Bulundukları semtten dolayı Koska’da ki Helvacı olarak anılmaya başlar ve daha sonra bu ünvanı markaları olarak tescilletirler.
Kaynak:
1- https://www.aydinlik.com.tr/fotogaleri/ulkemizin-cumhuriyetten-de-eski-o-sirketleri-turkiyenin-cumhuriyetten-de-eski-sirketleri-387336
2- https://www.koska.com/tr/hakkimizda/1907den-gunumuze-koska-tarihi
3- https://sariyerkarakoyborekcisi.com.tr/tarihcemiz/
4- http://www.fatih.gov.tr/tarihi-vefa-bozacisi
5- https://iskender.com/kebapci-iskender-tarihi/
6- https://tr.wikipedia.org/wiki/Ziraat_Bankas%C4%B1
7- https://www.istib.org.tr/basari-hikayeleri/ali-muhiddin-haci-bekir/17