Türk gençliği yerli malı kullanmaya yemin etti (4 Nisan 1929) | Prof. Dr. Haluk Eraksoy yazdı
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, 4 Nisan tarihine ait bir konuyu sosyal medya hesabından yazdı. İşte Prof. Dr. Haluk Eraksoy'un Türk gençliğinin yerli malı kullanmaya yemin etmesi ile ilgili yazdığı yazı...
İstanbul'da düzenlenen Yerli Malı Kullanma ve Koruma Toplantısı'nda gençlik, 94 yıl önce bu gün yerli malı kullanmaya yemin etti (4 Nisan 1929).
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NDE YAPILAN TOPLANTIYA KATILIM ÇOK YÜKSEK OLDU
İstanbul Darülfünunu (İstanbul Üniversitesi) Konferans Salonu’nda Milli Türk Talebe Birliği tarafından düzenlenen toplantıya, Darülfünun öğrencilerinin yanı sıra, kızlı erkekli lise ve ortaokul öğrencileri de katıldı. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’yla birlikte birçok ülke ithalat kısıtlamasına gitmiş; genç Türkiye Cumhuriyeti’nde de yerli malı üretimi ve tüketimi, bir devlet politikası haline gelmişti. Bu bunalımın ayak seslerinin duyulduğu bir sırada, İstanbul Üniversitesi’nde yapılan toplantıya katılım çok yüksek oldu. Salondaki hitabet kürsüsünün önüne yerli mallarından çeşitli örnekler kondu; tekstil fabrikalarının güzel ve sağlam malları göz alıcı bir şekilde yerleştirildi.
GENÇLİK HEP BİR AĞIZDAN YERLİ MALI GİYME SÖZÜ VERDİ
İlk olarak kürsüye çıkan Birlik Başkanı Ferruh (Ağan) Bey, bu toplantının amacını açıkladı; İzmir Yerli Mallarını Koruma Cemiyeti’nin 800 üyesinin başarı dileklerini ileten bir telgrafı okudu ve “Bugün için üzerinizdeki elbiselerinizi yırtınız demiyorum; eskiyinceye kadar onları koruyalım. Fakat ondan sonra alacağımız şeyleri yerli malları arasından seçelim.” dedikten sonra gençliği bundan sonra yerli malı giyme sözü vermeye davet etti. Salonda hazır bulunan gençler de bu konuşmaya gür bir sesle “Yemin ediyoruz!” diye karşılık verdiler.
PROFESÖR NİZAMETTİN ÂLİ BEY, İKTİSADİ BAĞIMSIZLIĞIN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Bundan sonra kürsüye İktisat Müderrisi Nizamettin Âli (Sav) Bey çıktı ve yaptığı konuşmada: “Büyük Gazi’nin himmetiyle bütün bir düşman dünyasını mağlup eden aziz Türkiye, bugün yine bu yolda ve tarihi bir düşman karşısında bulunuyor. Bu, önceki gibi askeri kisveye bürünerek açık bir şekilde karşımıza çıkmayan, gizli yollardan sinsi sinsi yürüyerek aziz memleketimizin iktisadi bağımsızlığına göz diken bir düşmandır. İstemiyoruz ki, Türk zenginliği, Türk refahı irademizin dışında birtakım yabancı ve görünmez etkilere boyun eğsin. Hayır!, Türk refahını kimse tehdit edemeyecektir. Yabancı mallarının memlekete girmesine bütün gücümüzle engel olacağız.” dedi.
O GÜNÜN YERLİ MALI KULLANIMINI ÖZENDİRMEK ÜZERE HER YIL KUTLANMASI KABUL EDİLDİ
Nizamettin Âli Bey’den sonra Tıp Fakültesi öğrencisi Talat Vasfi (Öz) Bey kürsüye çıktı ve birçok kez alkışlarla kesilen konuşmasında özetle: “Sırtında en kaba bir dokuma kumaş taşıyan Türk kızı, Avrupa’nın en nefis kumaşlarını giymiş olan Türk kızına elbette bin kez yeğlenir ve ondan çok güzeldir.” dedi. Başka birçok genç de söz aldıktan sonra, her yıl Nisan’ın 4’üncü gününün, gençliğin her gittiği yerde, yerli malların ilgi görmesini sağlamaya ve yerli malı kullanımı düşüncesini yaymaya çalışacağı, özel bir gün olması kabul edildi.
CUMHURİYET DEVRİMİYLE BİRLİKTE MİLLİYETÇİLİĞE DAYANAN EKONOMİ POLİTİKALARI UYGULANDI
Lidyalıların buluşu olan para, icat edildiği günden itibaren ekonominin temeli olurken; yerli malı kullanmak da paranın ülke içinde tutulması için başvurulan bir üretim yöntemi olagelmişti. Osmanlı Devleti'nde yerli üretim olanaklarının olmamasıyla ilintili olarak Avrupa devletlerine bağımlı olunması, XIX. yüzyılda devletin ekonomik olarak çökmesini de kaçınılmaz hale getirmişti. Yerli malı politikası, Cumhuriyet devrimini izleyen ve temeli milliyetçiliğe dayanan ekonomi politikalarının özünü oluşturmuştu. Ülkede var olan hammaddelerin kullanılmasıyla maliyeti düşük yerli malı üretimi mümkün olmuş; bu yerli malların yurtdışına satılmasıyla kazanılan para ülkenin gelir tablosunda artış sağlayan en önemli kaynak olmuştu.
ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜNDEN İTİBAREN YERLİ MALI POLİTİKASI SEKTEYE UĞRADI
Bu yöndeki çabaların önemli bir adımı da 12 Aralık 1929’da Başbakan İsmet (İnönü) Paşa’nın, TBMM açılışında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularının altını çizen konuşması olacaktır. Aynı gün Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın himayesinde, dönemin devlet ve siyaset adamlarınca Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’nin kurulmasına karar verilecek; iki gün sonra resmen kurulan Derneğin Başkanlığını TBMM Başkanı Kazım (Özalp) Paşa üstlenecektir. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti, bir yandan israfla mücadele ederek tasarrufu teşvik etmeyi, bir yandan da yerli malların tanıtımını ve kullanımını özendirmeyi amaçlayacaktır.
Yerli malı politikası, 1939’a kadar sürecek; ardından yaşanan II. Dünya Savaşı’nın siyasal ve ekonomik etkileriyle sekteye uğrayacak ve önemini yitirecektir.
Kaynak: Prof. Dr. Haluk Eraksoy