Tarih boyunca statü göstergesi olarak kullanılan 9 ilginç nesne
Statü ve statü sahibi olmak, tarihte ortaya çıkan bütün insan toplulukları için son derece önemliydi. Çünkü toplumsal yaşamın dinamikleri, hemen her dönemde büyük oranda toplumsal statüler üzerinden şekilleniyordu.
ANANAS
Ananas, günümüzden uzun zaman önce sıradan bir meyveden çok daha fazlasıydı. Özellikle İngiliz toplumunda, zenginlik ve statü göstergesi olarak kullanılıyordu.
1668 yılında İngiltere ve Fransa, Saint Kitts isimli bir adanın kontrolü konusunda bir anlaşmazlık yaşıyorlardı. Bu nedenle iki ülke arasında gözle görülür bir siyasi gerginlik vardı. İşte dönemin İngiltere Kralı II. Charles, politik olarak Fransızlara üstünlük sağlayabilmek için son derece ilginç bir meyve kullanmaya karar verdi: Ananas.
PERUK
Peruk, binlerce yıl boyunca üstelik farklı toplumlarda önemli bir statü sembolü olarak kullanıldı. Hangi malzemeden yapıldığı ise perukların değerini belirleyen en önemli unsurlardandı.
Örneğin Antik Mısır’da toplumun en üst kademesinde yer alan insanlar, insan saçından yapılan peruklar takıyordu. Antik Mısır’ın daha düşük sosyal statüye sahip olan vatandaşları ise ancak yün veya çeşitli bitki liflerinden yapılan peruklar kullanabiliyordu. Peruklar, antik dönemlerden yüzlerce yıl sonra bile özellikle de Avrupa’da önemli bir statü sembolü olarak kullanılmaya devam etti…
EL YAZMASI KİTAPLAR
Kitaplar, matbaanın icadından önce son derece nadir nesnelerdi. Bu nedenle en ince olanları bile son derece pahalıydı. Çünkü matbaanın icadından önceki kitaplar uzun uğraşlar sonucu, elle yazılıyordu. Bu durum el yazması kitapların önemli bir statü sembolü haline gelmesine neden oldu…
Bir kitap koleksiyonuna veya el yazması kitaplardan oluşan geniş bir kütüphaneye sahip olmaksa, gerçekten oldukça yüksek bir sosyal tabakaya mensup olmak anlamına geliyordu. Çünkü özellikle 15. yüzyıldan önceki bir kütüphane ancak gerçekten zengin kişilerin mülkiyeti altında bulunabilecek bir şeydi. Öte yandan el yazmaları, sahip olan kişinin yüksek bir zekaya ve kültür düzeyine de sahip olduğu anlamını taşıyordu.
DOLAPLAR
Rönesans, tüm dünyayı önemli ölçüde etkileyen bir dönemdi. Başta Avrupa olmak üzere, dünyanın farklı bölgelerinde çok farklı alanlarda önemli değişimler ve gelişmeler yaşanıyor, dünya Rönesans ile birlikte yeni bir döneme doğru ilerliyordu. İşte yeniliklerle dolu bu dönemde, yeni bir statü göstergesi de ortaya çıkmıştı: Dolaplar!
“Merak dolapları” olarak da isimlendirilen bu nesneler, içerisinde özellikle arkeoloji, jeoloji, doğa tarihi, sanat ve din gibi farklı alanlara ait nesnelerin sergilendiği araçlardı. Dolabın içerisindeki nesneler ne kadar egzotik olursa, dolabın sağlayacağı statü de o denli yüksek oluyordu. Haliyle Avrupa soyluları mümkün olduğu kadar çok merak dolabına sahip olabilmek için büyük bir rekabet içerisindeydi.
ŞEKER
Günümüzde pek çok uzman, şekerin insan sağlığına olan zararları nedeniyle şüpheyle yaklaşılması gereken bir gıda olduğunu ifade ediyor. Ancak Orta Çağ Avrupası’nda şeker nedeniyle çürümüş dişlere sahip olmak, mutluluk verici bir şeydi!
Şeker, günümüzden yüzlerce yıl önce yüksek üretim maliyetleri yüzünden oldukça pahalı ve nadir bulunabilen bir tüketim maddesiydi. Bu nedenle yalnızca toplumun zengin kesimleri şeker tüketebiliyordu.
LALE
11. yüzyıl başlarında İran’da yetiştirilen lale, ilerleyen dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun en sevilen bitkilerinden birisi haline geldi. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda, Osmanlı sarayları göz alıcı lale bahçeleri ile ünlüydü. Döneminin önde gelen siyasi aktörlerinden olan Osmanlı İmparatorluğu’nun sembollerinden biri haline gelen laleler 16. yüzyılda Avrupa’da büyük bir merak uyandırıyordu…
Ancak dönem Avrupa’sında laleye ulaşmak oldukça zahmetli bir şeydi. Öyle ki bazı dönemlerde bir ev fiyatına satılan lale soğanları vardı! Bu nedenle laleler de listemizdeki diğer nadir şeyler gibi, statü sembolüne dönüştü.
KAKAO ÇEKİRDEKLERİ
Kakao, günümüzden binlerce yıl önce, özellikle de Orta Amerika’daki medeniyetlerde son derece önemli bir rol oynuyordu. Öyle ki Orta Amerika’daki bazı insan toplulukları, kakao çekirdeklerini para birimi olarak kullanıyordu. Avrupa ise kakao ile gerçek anlamda 16. yüzyılın başlarında tanıştı.
16. yüzyılda Avrupalılar, kakao çekirdeklerinden içilebilir çikolata üretiyor, bu yeni içecek ise sosyal statünün en önemli göstergesi haline geliyordu. 17. yüzyılda Fransa Kralı XIV. Louis’in çikolatayı sarayın popüler bir içeceği haline getirmesi, Avrupa’daki soylu sınıfın dikkatinden kaçmadı. Böylece kakao çekirdeği, soyluların ve zenginlerin kendilerini yoksul halktan ayrıştırmak için sıklıkla tükettiği bir statü sembolüne dönüştü.
MASA OYUNLARI
Masa oyunları günümüzün yaygın eğlence araçlarından. Ancak kadim uygarlıklarda bir eğlence aracı olmaktan çok, bir statü göstergesiydi. Antik Mısır’da bir masa oyununa sahip olanların zengin ve kıymetli kişiler olduğu düşünülüyordu. Kişi ne kadar zenginse sahip olduğu masa oyunu da o kadar değerli malzemelerden üretiliyordu. Bununla birlikte masa oyunları, antik dönemlerde kraliyet ailelerine verilebilecek en güzel hediyeler arasındaydı.
MOR RENK
Mor renk, antik çağlardan bu yana zenginliğin, prestijin ve gücün en önemli göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu nedenle modern zamanlara kadar, önemli bir statü sembolü olarak kullanılıyordu. Hatta Antik Roma’da mor rengin, kimler tarafından kullanılabileceğini düzenleyen yasalar vardı! Mor renk, 19. yüzyılda sentetik olarak üretilebilir hale gelen kadar, statü göstergesi olarak kabul ediliyordu.