Osmanlı'da Ramazan Bayramı'nda ilginç gelenekler
Son yıllarda bayram ne yazık ki farklı algılanmaya başladı. Bayram denildiğinde birçok kişinin aklına birlik beraberlik olgusu değil, ‘tatil’ gelmeye başladı. Peki, bu hep böyle miydi? Osmanlı’da Ramazan Bayramı nasıl kutlanırdı?
Osmanlı döneminde bayramlar her zaman büyük bir coşkuyla beklenirdi. O dönemde elinde avucunda olan, ihtiyaç sahiplerine destek çıkar ve bayram coşkusunu hep birlikte yaşarlardı. Şimdiler de ise modern hayatının etkisiyle her şey değişti. Hele ki büyük şehirlerde gelenekler unutulmaya yüz tutu.
ONBEŞ GÜN ÖNCE BAŞLIYORDU
Osmanlı döneminde Ramazan Bayramına “Iyd-i Said-i Fıtr” denilirdi. Bayram gelmeden yaklaşık on beş gün önce hazırlıklar başlardı.
KIYAFETLER DİKİLİRDİ
Haliyle o dönemde hazır giyim yoktu. O nedenle ya bireyler kendi kıyafetlerini kendileri dikmeye başlar ya da mahallelerdeki terzilere bu işi bırakırlardı.
ÇOCUKLAR SEVİNDİRİLİRDİ
Maddi durumları nedeniyle çocuklarına kıyafet diktiremeyecek içinse güzel bir gelenek vardı. Durumu iyi olanlar, kendi çocuklarının yanı sıra başka çocuklara da bayramlık diktirirdi.
TOP ATIŞLARI
Arefe günü ikindinden itibaren hem Ramazan hem de Kurban bayramının son gününe kadar top atışları yapılırdı. Toplar genellikle tersaneden ateşlenirdi.
ÇALIŞANLARA HEDİYE DAĞITILIRDI
Sarayda bayram kutlamaları sabah namazıyla başlardı. Sabah namazının ardından bayramlaşmalar başlardı. Ardından bayram namazı kılınırdı. Bayram namazının ardındansa saray çalışanlarına hediyeler dağıtılırdı.
PANAYIR KURULURDU
Bayram günleri Sultanahmet Meydanı'nda panayır kurulurdu. Halk bu panayır sayesinde Padişahı uzaktan da olsa görme şansı buluyordu. Panayırda; oyuncakçılar, şerbetçiler, yiyecek tezgahları bulunurdu. Panayırda herkesin pişen yemeklerden yiyebilmesi için maddi durumu iyi olanlar söz konusu ürünlerin paralarını kendi ceplerinden karşılardı.
KÜSLER BARIŞIRDI
Elbette bayramda küsler barışırdı. Bayram namazının ardından kalabalık aile kahvaltıları yapılırdı.
ÖNCE ŞEKER SONRA KAHVE
Osmanlı’da Ramazan Bayramı geleneği olarak misafir ziyaretlerinde, ev sahibi konuğuna önce şeker ardından da sade kahve ikram ederdi.
KIYMET SIRASI
Bayramlaşmak için yapılan ziyaretlerde ise ev sahibinin aileye yakınlığı önemdi. Çünkü ziyaretler, kıymet sırasına göre planlanıyordu.
TEBRİKLER KABUL EDİLİRDİ
Bayramın ikinci günü Padişah, Gülhane Köşkü'ne giderdi. Padişah ve devlet adamları burada toplanır ve bayram tebriklerini kabul ederdi. Ramazan bayramının son günü ise Padişahlar, eski sarayda cirit oyunu seyrederlerdi.
EĞLENCELER UZUN SÜRERDİ
Bayram geceleri de panayırlar açık kalır halk geç saatlere kadar, eğlenirdi. 1800'lü yılların ortalarında ise Osmanlı geleneklerine, Avrupai adetler de eklenmeye başladı.
Kaynak: aydinlik.com.tr