Köle Ticaretinin Acımasız Gerçekleri! Yasaklanmasına Rağmen Köle Ticareti Gelişti
Köle ticareti dünyanın en büyük insan göçüne neden olmuştu. Köle gemilerindeki acımasızlığı ve gerçekleri araştırdık ve bunları sizinle paylaşmak istedik. Köle ticareti uluslararası antlaşma ile yasaklanmasına rağmen gelişmeye devam etti!
Atlantik köle ticareti, kayıtlı tarihte insanlığa karşı işlenen en kötü suçlardan birini oluşturuyordu. Dört yüzyıl boyunca, milyonlarca Afrikalının, Amerika'ya Atlantik Okyanusu boyunca getirerek köleleştirilmesidir. Köle ticareti sırasında acımasız ve gelişen bir ekonomi gelişti. İşte köle ticareti hakkında gerçekler...
1. Atlantik Köle Ticareti Tarihteki En Büyük Okyanus Zorunlu Göçüydü
İnsanların genellikle çok uzak mesafeler üzerinden yapılan uzun bir köle ticareti geçmişi vardır, ancak hiçbir şey Atlantik köle ticaretinin boyutuyla boy ölçüşemez. 1500'lerin başı ile 1860'lar arasında köle tüccarları yaklaşık 12,5 milyon erkek, kadın ve çocuğu Afrika kıyılarındaki transatlantik köle gemilerine bindirmeye zorladı. Bu sayıya, iç kesimlerden kıyıya doğru yolculuk sırasında ölen ya da onları taşımak üzere bir köle gemisi gelmeden önce ölen milyonlarca kişi dahil değildir.
2. Brezilya Limanı Köle Ticaretinin Limanını Oluşturuyordu
Amerika'ya gelen köle gemileri Brezilya'ya geliyordu ve burada ticareti yapılıyordu. Kölelerin geliş rotası Brezilya'nın Rio de Janeiro kenti ile Angola Luanda ve Rio de Janeiro yolunu izliyordu ve bu rota tüm köle ticaretinin en büyük tek rotasını oluşturuyordu.
3. Köle Tüccarlarının Çoğu Kadındı
Köle tüccarlarının çoğu erkek olarak bilinse de yüzlerce kadın bu ticarete yatırım yapıyordu. Britanya, Fransa ve Hollanda'da genellikle köle ticareti yapan kocaların dul eşleri yatırımlarını devralıyordu. Son köle tüccarlarından biri olan Amerikalı Mary Watson, 1850'lerde ve 1860'ların başında New York'tan kendi gemilerini gönderdi. Abraham Lincoln yönetiminin ABD'deki köle ticaretini durdurmasının ardından Watson, 1862'de İspanya'da yeni bir üs kurmaya çalıştı ancak tüberkülozdan öldü.
4. Köle Ticareti Ülkeler Arası Yasal Olarak Yasakladıktan Sonra Bile Gelişmeye Devam Etti
1700'lerin sonlarına gelindiğinde birçok ülke köle ticaretinin meşruiyetini sorguluyordu. 1830'lara gelindiğinde, Avrupa ve Amerika'daki köle ticareti yapan tüm ülkeler, ya uluslararası anlaşmalar ya da kendi ulusal kanunları aracılığıyla bu ticareti yasakladı. Ancak Brezilya ve İspanya da dahil olmak üzere pek çok güç bunu isteksizce ve diplomatik baskı altında yaptı. Yasaklarını ciddi şekilde uygulamaya pek niyetleri yoktu. Köle ticareti kâr üretmeye devam etti (aslında 1800'lerde daha da fazla) ve kaçakçılar, suçlarını görmezden gelmek için hükümet yetkililerine büyük rüşvetler ödediler. 1800'lü yıllarda yasa dışı köle ticaretine maruz kalan esirlerin çoğu Brezilya'ya ve İspanya'nın Küba adasına gitti. Birçoğu Amerikan bayrağı altında ve ABD yapımı gemilerle nakledildi; ABD yetkililerinin bu durumu denetlemekle pek ilgilenmediği görüldü. Slavevoyage.org'a göre, köle tüccarları 1800'lerde toplamda 1,65 milyon esiri yasa dışı köle gemileriyle kaçırdı; bu, tüm köle ticaretinin yüzde 13'üydü. Atlantik Okyanusu'nu geçen son köle gemisi 1860'ların sonlarında Küba'ya ulaştı.