Karl Marx hakkında bilmeniz gerekenler
Üç asırlık Çarlık yönetimini deviren 1917 Rus Devrimi'nin kökleri Marksist inançlara dayanıyordu. Devrimin lideri Vladimir Lenin, yeni proleter hükümetini Marksist düşünce yorumuna dayanarak inşa etti.
Karl Marx (1818-1883) üniversite öğrencisiyken Genç Hegelciler olarak bilinen ve dönemin siyasi ve kültürel kurumlarını şiddetle eleştiren bir harekete katıldı. Gazeteci oldu ve yazılarının radikal doğası sonunda Almanya, Fransa ve Belçika hükümetleri tarafından sınır dışı edilmesine neden olacaktı.
1848 yılında Marx ve Alman düşünür Friedrich Engels, kapitalist sistemin doğasında var olan çatışmaların doğal bir sonucu olarak sosyalizm kavramını ortaya koyan "Komünist Manifesto "yu yayınladılar.
Marx daha sonra hayatının geri kalanında yaşayacağı Londra'ya taşındı. 1867 yılında, kapitalizme ve onun kendi kendini yok etmeye yönelik kaçınılmaz eğilimlerine ilişkin vizyonunu ortaya koyduğu "Kapital "in (Das Kapital) ilk cildini yayınladı ve devrimci teorilerine dayanarak büyüyen uluslararası işçi hareketinde yer aldı.
KARL MARX'IN ERKEN YAŞAMI VE EĞİTİMİ
Karl Marx 1818 yılında Prusya'nın Trier kentinde doğdu; dokuz çocuklu bir ailenin hayatta kalan en büyük çocuğuydu. Her iki ebeveyni de Yahudi'ydi ve uzun bir haham soyundan geliyorlardı, ancak bir avukat olan babası, Yahudileri yüksek toplumdan men eden çağdaş yasalar nedeniyle 1816'da Lutherciliğe geçti. Genç Karl 6 yaşında aynı kilisede vaftiz edildi, ancak daha sonra ateist oldu.
Biliyor muydunuz? Üç asırlık Çarlık yönetimini deviren 1917 Rus Devrimi'nin kökleri Marksist inançlara dayanıyordu. Devrimin lideri Vladimir Lenin, yeni proleter hükümetini Marksist düşünce yorumuna dayanarak inşa etti ve Karl Marx'ı ölümünden 30 yıldan fazla bir süre sonra uluslararası üne sahip bir figüre dönüştürdü.
Bonn Üniversitesi'nde geçirdiği bir yılın ardından, endişeli ebeveynleri oğullarını hukuk ve felsefe eğitimi aldığı Berlin Üniversitesi'ne kaydettirmiştir. Burada Berlinli profesör G.W.F. Hegel'in felsefesiyle tanıştı ve Genç Hegelciler olarak bilinen, din, felsefe, etik ve siyaset de dahil olmak üzere tüm cephelerde mevcut kurumlara ve fikirlere meydan okuyan bir gruba katıldı.
KARL MARX DEVRİMCİ OLUYOR
Marx, diplomasını aldıktan sonra liberal demokrat gazete Rheinische Zeitung'da yazmaya başladı ve 1842'de gazetenin editörü oldu. Prusya hükümeti ertesi yıl gazeteyi fazla radikal olduğu gerekçesiyle yasakladı. Marx, yeni eşi Jenny von Westphalen ile birlikte 1843 yılında Paris'e taşındı. Marx orada, hayat boyu iş arkadaşı ve dostu olacak olan Alman göçmeni Friedrich Engels ile tanıştı. Engels ve Marx 1845'te Bauer'in Genç Hegelci felsefesinin "Kutsal Baba" başlıklı bir eleştirisini yayınladılar.
O sırada Prusya hükümeti Marx'ın Fransa'dan sınır dışı edilmesi için müdahale etti ve Marx Engels'le birlikte Belçika'nın Brüksel kentine taşınarak Prusya vatandaşlığından feragat etti. 1847 yılında İngiltere'nin başkenti Londra'da yeni kurulan Komünist Birlik, Marx ve Engels'i ertesi yıl yayınlanacak olan "Komünist Manifesto "yu yazmaları için görevlendirdi. İki filozof bu kitapta tüm tarihi bir dizi sınıf mücadelesi (tarihsel materyalizm) olarak tasvir ediyor ve yaklaşmakta olan proleter devrimin kapitalist sistemi sonsuza kadar bir kenara iterek emekçileri dünyanın yeni egemen sınıfı haline getireceğini öngörüyordu.
KARL MARX LONDRAKİ YAŞAMI VE DAS KAPİTAL
1848'de devrimci ayaklanmaların Avrupa'yı sarmasıyla birlikte Marx, Belçika hükümeti tarafından sınır dışı edilmeden hemen önce ülkeyi terk etti. Kısa süreliğine Paris ve Almanya'ya döndükten sonra, İngiliz vatandaşlığına kabul edilmemesine rağmen hayatının geri kalanında yaşayacağı Londra'ya yerleşti.
Burada 10 yıl New York Daily Tribune muhabirliği de dahil olmak üzere gazetecilik yaptı, ancak hiçbir zaman geçimini sağlayacak bir ücret kazanmayı başaramadı ve Engels tarafından maddi olarak desteklendi. Zamanla Marx, Londra'daki diğer Komünistlerden giderek daha fazla izole oldu ve daha çok ekonomik teorilerini geliştirmeye odaklandı.
Ancak 1864'te Uluslararası Emekçiler Birliği'nin (Birinci Enternasyonal olarak bilinir) kurulmasına yardımcı oldu ve açılış konuşmasını yazdı.
Üç yıl sonra Marx, ekonomi teorisinin başyapıtı olan "Kapital "in (Das Kapital) ilk cildini yayınladı. Bu eserde "modern toplumun ekonomik hareket yasasını" ortaya çıkarma arzusunu dile getirdi ve kapitalizmi, kendi kendini yok etmenin ve ardından komünizmin zaferinin tohumlarını içeren dinamik bir sistem olarak teorisini ortaya koydu.
Marx hayatının geri kalanını ek ciltler için el yazmaları üzerinde çalışarak geçirecekti, ancak 14 Mart 1883'te zatülcenpten öldüğünde bunlar tamamlanmamıştı.
Marx, kapitalist piyasanın yalnız felsefe ve ekonomi düzleminde kalmayan, insanlığın büyük kitle pratiğiyle hayata geçirdiği devrimci eleştirisini yaptı. Piyasa, meta, para, sınıf, ordu, bürokrasi, devlet: Bütün bunlar tarihsel kategorilerdi. İşçi sınıfı kendisiyle birlikte bütün insanlığı kurtarmak için bütün sınıf ayrılıklarını, sınıf ayrılıklarına yol açan bütün üretim ilişkilerini, bu üretim ilişkileriyle bağlantılı bütün toplumsal ilişkileri ve bu toplumsal ilişkilerin üst yapısını oluşturan bütün siyasal ve düşünsel ilişkileri ve kurumları, taş baltanın ve çıkrığın yanına gönderecekti.
MARX'IN BİLİMSEL SOSYALİZMİ
Karl Marks'ın en büyük keşfi, yaygın inanışın aksine sınıf mücadeleleri değildi. Sınıf mücadelesi gerçeğini, Marx’tan önce burjuvazinin Mignet, Thierry ve Guizot gibi sosyolojik tarihçileri ortaya koydular ve uygarlık tarihini açıklayan bilimsel kavram olarak değerlendirdiler. Yine burjuvazinin Ricardo gibi iktisatçıları, sınıf mücadelesinin ekonomi bilimindeki temeli olan emek-değer teorisini insanlığın bilim birikimine katmışlardı.
Marx, bu bilimsel kazanımları saptadıktan sonra kendi katkısını, 1852’de Weydemeyer’e yazdığı mektupta özetlemişti: Sınıfların varlığı, sadece üretimin belirli tarihsel dönemlerine bağlıydı. Sınıf mücadelesi, kapitalist toplumu kaçınılmaz olarak proletarya diktatörlüğüne götürecekti. Proletarya diktatörlüğü bütün sınıfların ortadan kalkmasına ve sınıfsız toplumun kurulmasına geçiş süreciydi. Marks'ın siyasete kattığı en büyük keşif ise bu saptama olacaktı.
MARKS'IN TÜRK KÖYLÜSÜNÜN DEVRİMCİ YETENEĞİNE GÜVENİ
Karl Marx'ın sınıf mücadelesini Doğu Perinçek'in yazılarından teoridergisi'ndeki makalesinden ufak bir paragraf örnek vererek göstermek istiyorum:
- Marx, daha 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Türk köylüsünün devrimci yeteneğini görmüştü. Niçin Türklerin yanında yer aldığını açıklarken, “Türk köylüsünün, yani Türk halkının Avrupa köylülüğünün en yetenekli ve en ahlâklı temsilcisi” olduğunu vurguluyordu. Marx, Türk köylüsünün erdemlerine işaret ederek, bir bakıma Türk Devriminin toplumsal dinamiğini saptıyordu. Mustafa Kemal’in önderlik ettiği Türk Devriminin haberini 40 yıl önce Marx’tan öğreniyoruz.
Kaynak:
Perinçek, Doğu, Zincirdeki enerjinin kâşifi: Marx, Teori Dergisi, Mayıs 2018
history.com/