İngilizlerin 50 yıldır yasaklı Atatürk filmi ortaya çıktı! İlginç diyalog...
Türk Devrimi'nin önderi Atatürk hakkında bundan tam 50 yıl önce çekilen bir Hollywood filmi olduğunu biliyor muydunuz? 'Paralı Askerler/ You Can’t Win 'Em All' adlı film, Atatürk'ün ilk kez gösterildiği film olma özelliğini taşırken sahnelerde ilginç diyaloglar da kendisini gösteriyor.
Bir lider düşünün, yenilmez denilen devletleri dize getirerek parçalanamış bir imparatorlukta yepyeni, çağdaş ve modern bir ulus yaratmış. Dünyada sömürülen, geri bırakılmış ne kadar halk varsa âdeta bir güneş gibi hepsini aydınlatan bir bağımsızlık hareketinin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk kez gösterildiği sinema filmini hiç merak ettiniz mi?
1970 yılında İngiliz, Türk, Amerikan ve Fransız ortaklığında çekilen 'Paralı Askerler/ You Can’t Win 'Em All', Kurtuluş Savaşı'nı konu alıyor.
C.Bronson ve T.Curtis'in başrolünde oynadığı, Fikret Hakan ve Salih Güney gibi Yeşilçam yıldızlarının da yer aldığı film, 1922 yılında Anadolu topraklarında geçiyor.
Batı Anadolu bölgesi hala Yunan ordusunun işgali altındadır. Kuvâ-yi Milliye bir kurtuluş savaşı sürdürürken, Padişah'a bağlı güçler Yunanlarla iş birliği yaparak bu ulusal güçlere karşı direnirler. Anadolu'daki savaş ve kargaşa haliyle birçok fırsatçı maceraperesti de bu topraklara çekmektedir. Amerikan ordusunun eski askerleri olan Adam Dyer (Tony Curtis) ve Josh Corey (Charles Bronson), bu maceraperestlerden ikisidir. İkilinin yolları Ege Denizi'nde silah taşıyan bir mavnada kesişir. Mavnada o devir için çok gelişkin silahlar olan Thompson makineli tüfekleri vardır. Silahların kime gideceği çok da önemli değildir. Bu ikili sadece kişisel maddi çıkarlarını düşünürler. Zaten onları ve beraberlerindeki bir düzine kadar paralı askeri bir arada tutan da bu çıkar birliğidir. Çıkarları o an neyi gerektiriyorsa onu yaparlar. İlk çıktıkları liman olan İzmir'de Yunan askerleriyle çatışırlar, daha sonra onlarla kısa bir süre işbirliği yapacaklar, aynı şekilde önce İstanbul hükûmetine bağlı askerlerle, sonra da Ankara yanlısı güçlerle kader birliği edeceklerdir. Zaman zaman birbirlerine de kazık atmaktan geri kalmayacaklardır.
Filmin Konusu
İzmir'den sonra atlarla yola devam eden paralı askerler kafilesi Kapadokya bölgesine ulaştığında burada onları daha önce Padişah'a bağlıyken şimdi kendi hesaplarına çalışan milis güçlerinin komutanlarından Albay Ahmet Elçi (Fikret Hakan) ve askerleri karşılar. Albay Elçi ve Yüzbaşı Enver (Salih Güney) Amerikalıları, emrinde oldukları bölge valisi Osman Bey (Gregoire Aslan)'e götürürler. Osman Bey silahlarla ilgilenir gibi gözükür ama asıl amacının başka olduğu anlaşılır. Osman Bey hem üç kızını (kızların dadısı Ayla'yı Michèle Mercier oynuyor) hem de yüklüce bir altın stoğunu trenle Batı Anadolu'ya taşımaya hazırlanmaktadır.
Amerikalı maceraperestleri, Albay Elçi ve diğer Osmanlı askerleri ile birlikte bu trene muhafızlık etmeleri için tutmuştur. Nitekim tren yolda Kuvâ-yi Milliye askerlerinin saldırısına uğrar. Ancak trenin hem zırhlı oluşu hem de paralı askerlerin ağır silahlarla donatılmış olması sonucunda Kuvâ-yi Milliye askerleri geri püskürtülür. Tren tahrip olduğu için yola bu kez atlı olarak devam ederler. Mola verdikleri bir antik kentin yıkıntılarında Albay Elçi'nin başka bir art niyeti daha ortaya çıkar: Bu altınları zimmetine geçirip Roma'ya kaçmayı planlamaktadır. Çünkü Yunanların ve onların iş birlikçilerinin yenileceği günlerin çok yakın olduğunu hissetmiştir ve kendisini bu kargaşadan sıyırmanın en kârlı yolunun bu olduğunu düşünmektedir. Daha sonra mola verdikleri bir köy aynı taraftan oldukları halde Yunanlar tarafından topa tutulur. Yunanlarla ateşkes görüşmeleri sürerken Ayla Albay Elçi'yi bıçaklayarak öldürür. Bu sırada aniden ortaya çıkan Türk uçakları Yunan birliğini yerle bir ederken bunu fırsat bilen paralı askerler kızlarla birlikte bir Yunan kamyonuna atlayıp İzmir'e varırlar.
İzmir kargaşa içindedir. Büyük bir kalabalık, işgal kuvvetleriyle birlikte yakılıp yıkılmış şehri terk etmek için birbirlerini ezmektedir. Paralı askerler tam bir gemiye atlayıp kaçacaklarken Ulusal Güçler'in donanmasına ait bir gemi tarafından önleri kesilir. Tutuklanarak Kuvâ-yi Milliye karargahına getirilirler. Burada Atatürk olduğu varsayılan (ama açıkça belirtilmeyen) Türk General (Patrick Magee)'in huzuruna çıkartılırlar. Ayla da onun yanındadır. Aslında Ayla'nın General'in sağ kolu olduğu ve Anadolu'ya ayak bastıkları ilk andan itibaren paralı askerlerin attıkları bütün adımlardan karargahın haberi olduğu anlaşılır. Bir sürpriz daha olur, General aslında altınla veya silahla ilgilenmiyordur. Paralı askerlerin taşıdığı mücevher çantasının gizli bölümüne gizlenmiş, dünyada bir eşi daha bulunmayan tarihi bir Kur'an'ın peşindedir. Ona göre Halife Osman'dan kalan ve 13 yüzyıldır dini ve politik otoritenin bir sembolü olmuş bu kitap yanlış ellere geçerse Müslüman dünyasını olumsuz bir biçimde yönlendirebilecektir. Bu iki Amerikalıdan hoşlanmamasına rağmen General kitabı getirdikleri için onları bağışlar ve ülkeden ayrılmalarına izin verir.
'Cumhurbaşkanı Emir Verdi, 3 Ay İzinli Sayldık'
Filmde kendisinin de rol aldığını belirten Ali Murat Güven'in 2010 yılında NTV'ye verdiği demecin bir bölümü şu şekilde:
Önce filmi ve bu filmi neden gündeme getirdiğinizi anlatabilir misiniz?
1969 yılında Türkiye’nin değişik şehirlerinde 6 ayda çekilen iddialı bir film ‘Paralı Askerler/ You Can’t Win ‘Em All’. Uzun bir unutulmuşluktan sonra sinema sektörüne hatırlatan kişilerden biri oldum. Bu filmde diyalogsuz bir rol oynamış bir polis beni aramıştı ve ‘’1969 yılında cumhurbaşkanının emriyle, ben ve bir grup arkadaşım 3 ay izinli sayıldık. Atlı polistik biz. Bu filmde de usta binicilere ihtiyaç vardı. Cevdet Sunay’ın izniyle biz bu filmde oynadık. Bir Hollywood filminde oynadım ama dünya gözüyle göremedim. Bana yardımcı olur musunuz’’ dedi. Ben de filmi biliyordum ama hiç izlememiştim. Uzun aramalardan sonra VHS kopyasını buldum. Filmi kopyaladım, bu polise götürdüm. Sonra Yeni Şafak’ta ‘Starlığın kıyısından dönen Türk polisi’ diye bir haber de yayınlandı. Daha sonra filmin oyuncularından Fikret Hakan ve Salih Güney’le görüştüm. Bana filmin hikayesinden bahsetti.
'Paralı Askerler’ yüksek bütçeli bir serüven filmi. Dönemin ünlü aktörlerinden Tony Curtis ve Charles Bronson başrolde. Türkiye’de geçtiği için Türk cast kullanmışlar. Sinema tarihi açısından birçok ilk barındırıyor. İlk kez Batılı bir yapımda Mustafa Kemal Atatürk canlandırılıyor. Patrick Magee’nin 15-20 dakikalık Atatürk rolü var. Magee, bu filmin ardından ‘Otomatik Portakal’da, Barry Lyndon’da oynadı. Yani iki Stanley Kubrick filminde oynadı. Önemli bir oyuncu.
Bu film yurtdışından gizli gizli getirilerek izlenebilen bir filmdi. Türkiye’de ne sinemalarda gösterildi ne de televizyonda yayınlandı. VHS, VCD ya da DVD’si de yayınlanmadı. Hala geçerli mi değil mi, bilmediğim bir yasak var. Sansür kurulu tarafından topyekun gösterimi yasaklanmış. Yasaklanması için dehşet hatalar olması gerekiyor ama böyle hatalar yok.
Muhabir Yüzünden 50 Yıldır Yasak
Yasaklanmanın nedenini Fikret Hakan anlattı. O zaman Haftasonu gazetesinde gazetecilik yapan, sözü geçen bir kadın muhabir sete geliyor ve Charles Bronson ve Fikret Hakan’la görüşeceğim diyor. Bronson da ‘’Bu ne laubalilik, öylece gelip röportaj yapamazsın. Menajerimle konuş öyle randevu al’’ diyor. Bunun üzerine muhabir filmi kötülemeye başlıyor. ‘Vatanımızı kötüleyen, Yüce Önder Atatürk’ü yerden yere vuran filme kendi elimizle hizmet ediyoruz’ diye klasik, alışkın olduğumuz şeyler yazıyor.
'Yüksek Bütçeli Bir Film'
O zaman sansür kurulu da ziraatçiler, diyanetçilerden oluşuyor. Öyle bir şey onları korkutuyor. Fikret Hakan demişti ki ‘’Kendimden ve filmden kuşku duymaya başladım. Hakikaten bir kumpasın içinde miyiz, kirli bir işe alet mi edildik diye’’. Halbuki bu bir macera filmi. Sette İngilizce bilen dışişleri yetkilileri var. Cumhurbaşkanlığının desteği var. Devlet demiryollarının desteği var. Zamanına göre büyük bütçeli bir film.
Silah Satan Amerikalılar
Peki filmin tarihi açıdan rahatsızlık yaratacak bir yanı var mı?
Filmi tartıştığımız zaman filmin gerçekleri saptırdığını söyleyen oldu ama bu çok gülünç bir iddia. Gerçekleri anlatma iddiasında olan bir film değil ki. İki eski Amerikan askeri, elindeki silahları satacak ülke arıyorlar. Kurtuluş Savaşı’nı duyuyorlar ve oportünist oldukları için de Anadolu’ya geliyorlar. Tamamen macera filmi.
'Her Adımınızdan Haberimiz Var'
Filmde Atatürk'ün, ABD'li casuslara şu sözleri sarf ettiği görülüyor:
Balıkesir'den İzmir'e kadar yolculuğunuzun her adımından haberimiz var. Her oyunda piyonlar olur.
Osman'ın Kuran'ı, 1300 yıldır halkımın dini inancının ve siyasi otoritesinin sembolü. Buraya talihsizliklerimizden faydalanmaya geldiniz. Türkiye'den gitmekte serbestsiniz. Geri dönmemeniz akıllıca olacaktır.
Atatürk'ün Yanındaki Kadın
Atatürklü sahnede gözüken kadın 70'li yılların en ünlü fransız kadın oyunculardan Michele Mercier.
Filmin Yasaklanma Nedeni
Filmin Türkiye'de yasaklanmasının sebebi ise, Türklerin Araplar gibi gösterildiği, askerlerin miskince uyuduğu ve düzenli bir üniformalarının bulunmadığı yönündeki gerçek dışı sahnelerin olmasıydı.
Öte yandan filmin, İngilizlerin kendi yenilgilerini unutturup Milli Mücadele'yi bir Türk-Yunan savaşına indirgeme çabası olduğu da bir başka iddia...
Tekrar Ali Murat Güven'e dönelim. "Gerçekleri çarpıtsa bile sonuçta bu bir film değil mi? Ve sizce yasaklamak çözüm mü?" sorusuna şu yanıtı veriyor:
Tabii ki değil. Ben ne olursa olsun filmlerin yasaklanmasına karşıyım. Bana son derece ters gelebilir. Milli ve dini duygularıma ters gelebilir ama yasağa karşıyım. Savunduğum şey yaş sınırlandırması. Doğru uygulanacak bir yaş sınırlandırması. Bu filmi izleyenlerin Türk düşmanı, Atatürk düşmanı olacakları yok. Aksine bugüne kadar Türkiye topraklarında, İngiliz-Amerikan sermayesiyle çekilmiş en önemli, en pahalı film. Türkiye’de çok film çekildi. Ucuz, ikinci sınıf yapımlar… ama hiçbiri ‘Paralı Askerler’ kadar olumlu bir imaj sunmuyor. İstanbul’da gösterilecek ne varsa filmde var.
Bu filmi izleyenlerin Türk düşmanı, Atatürk düşmanı olacakları yok. Aksine bugüne kadar Türkiye topraklarında, İngiliz-Amerikan sermayesiyle çekilmiş en önemli, en pahalı film. Türkiye’de çok film çekildi. Ucuz, ikinci sınıf yapımlar… ama hiçbiri ‘Paralı Askerler’ kadar olumlu bir imaj sunmuyor. İstanbul’da gösterilecek ne varsa filmde var.