İngiliz ve Fransız askerleri Selimiye Kışlası’na yerleştirildi (14 Nisan 1854) | Prof. Dr. Haluk Eraksoy yazdı
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, Kırım Savaşı için İstanbul'a gelen İngiliz ve Fransız askerlerin 169 yıl önce bu gün Selimiye Kışlası'na yerleştirilmesi ile ilgili yazdı...
Kırım Savaşı sırasında İstanbul’a gelen İngiliz ve Fransız askerleri, 169 yıl önce bu gün Selimiye Kışlası’na yerleştirildi (14 Nisan 1854)
KIRIM SAVAŞI, İSTANBUL İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASI OLDU
İngiltere ve Fransa’nın 12 Mart 1854'te Rusya'ya savaş ilan ederek Osmanlı’nın yanında yer almasından bir ay sonra, kara gücü olarak İstanbul’a gelen Müttefik askerleri Selimiye Kışlası’na yerleştirildiler. Onlardan hemen önce de Ege’de bulunan Müttefik filoları gelerek, kentin denizden savunması için bir güç oluşturmuşlardı. Rusya’nın Osmanlı toprağı olan Eflak ve Boğdan’a girmesiyle fitili ateşlenen ve 4 Ekim 1853’ten Paris Antlaşması’nın imzalandığı 30 Mart 1856’ya değin sürecek olan Kırım Savaşı, İstanbul için bir dönüm noktası olmuştu.
FLORENCE NIGHTINGALE, MODERN HEMŞİRELİĞİN TEMELLERİNİ SELİMİYE KIŞLASI’NDA ATTI
Askeri güce ek olarak, Kırım Yarımadasına ikmal için İngiliz mühendislerle birlikte işçiler ve savaşta yaralananlar da kente gelmeye başlayınca, İstanbul kendini tam anlamıyla savaşın karmaşası içinde bulacaktır. Savaş nedeniyle İstanbul’a gelen çok sayıda yabancıyla birlikte, kent aynı zamanda bir barınma ve sığınma üssü olacaktır. İngiltere Savaş Bakanı Sidney Hembert tarafından Türkiye’deki askeri hastanelerin hemşirelik hizmetlerini düzenlemekle görevlendirilen Florence Nightingale de ekibiyle birlikte 5 Kasım 1854’te Selimiye Kışlası’na varacak ve modern hemşireliğin temellerini burada atacaktır.
RUSLARIN KARADENİZ'DE DURUM ÜSTÜNLÜĞÜ SAĞLAMALARI İNGİLTERE VE FRANSA’NIN İŞİNE GELMİYORDU
O yıllarda dış politikadaki görünüm çok karışıktı. Çıkarları gereği Osmanlı devletinin toprak bütünlüğünü korumasından yana olan İngiltere, Avrupa'daki güç dengesinin kendi aleyhine bozulmasını engellemek istiyor; Rusya'nın güçlenmesinin önüne geçmeye çabalıyordu. Osmanlı devletinin dağılması, Rusya'nın topraklarını güneye doğru genişletmesi anlamına gelecekti; bu da İngiltere’nin Asya'daki sömürgelerine (özellikle Hindistan'a) ulaşmasını zorlaştıracaktı. Fransa da Rusya'nın Avrupa güçler dengesinin dışında tutulması konusunda benzer bir politika izliyordu. Rusların, Ortodoksları koruma bahanesiyle Osmanlı üzerinde hâkimiyet kurmak üzere başlattıkları savaş, Balkanlar, Kırım, Kafkasya ve Karadeniz’e yayılmıştı. 30 Kasım 1853'te Sinop Limanı’nı basan Ruslar, buradaki Osmanlı filosunu yakmışlardı. Osmanlı Sarayı’nda ise çekişme ve kargaşa hüküm sürüyor, yöneticiler sürekli değiştiriliyordu. İstanbul kaldıramayacağı ağırlıkta bir yükün altına girmiş durumdaydı. Rusların Karadeniz'de durum üstünlüğü sağlamaları, Boğazlar'ı ve İstanbul'u tehlikeye düşürmüştü. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa devreye girerek tarafları uzlaştırmak istediyse de Rusya bunu reddetmişti. Daha sonra Fransa ve İngiltere, Rusya'ya bir de ültimatom vermişlerdi. Ancak Çar, buna da kulak asmamış ve Rus ordusuna Tuna Nehri'ni geçerek ilerleme emrini vermişti. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa, Rusya'ya savaş ilan etmişlerdi. Sonunda Kırım Savaşı, Avrupalı devletlerin Rusya'yı Avrupa ve Akdeniz dışında tutmak amacıyla verdiği bir savaş halini alacak ve müttefik güçlerinin zaferiyle sonuçlanacaktır.
KIRIM SAVAŞI BİTTİKTEN SONRA SELİMİYE KIŞLASI HARAP HALE GELDİ
Savaş sırasında Müttefik askerlerinin yerleştirildiği Selimiye Kışlası, ilk kez yabancı bir askeri güce ev sahipliği yapıyordu. Daha önceki hali ahşap olan kışla, 1825 yılında bu kez tamamı kâgir olacak şekilde yeniden inşa edilmiş; II. Mahmut döneminde başlayan inşaat, Abdülmecit döneminde bitirilmişti. 1843 ve 1849 yıllarında kışlada önemli yenilemeler yapılmış, köşelerindeki kuleler bu yenileme sırasında, Abdülmecit döneminde yapılmıştı. Kışlanın mimarlığını, birçok mimari yapıta imzasını atmış olan Balyan ailesinden Krikor Balyan üstlenmişti. Kırım Savaşı bittikten sonra harap hale gelen kışlanın durumuna seyirci kalınacak; bakım ve onarımı, ancak Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamit dönemlerinde yapılabilecektir. Daha sonra I. Ordu Komutanlığı’nın karargâhı durumuna gelecek olan Selimiye Kışlası, 1963 yılında esaslı bir onarımdan geçecektir.
Kaynak: Prof. Dr. Haluk Eraksoy