Eski Türk töresinde kadının önemi
Eski Türk toplumlarında en önemli sosyal birlik olan ailenin temel rolünü üstlenen kadın, Türk destanlarında ve Türk fesfesinde çok üstün bir mertebedir. Türk töresinde kadın kutsaldır!
Eski Türk toplumlarında en önemli sosyal birlik olan ailenin temel rolünü üstlenen kadın, Türk destanlarında ve Türk felsefesinde çok üstün bir mertebededir. Türk töresinde kadın kutsaldır!
Kadın, erkeğin biricik yoldaşı ve çocuklarının anası olmak gibi önemli bir vazife ile görevlendirilmiştir. Daha da önemlisi Türk milletinin bereket kaynağıdır. Kendisine verilen birtakım haklardan dolayı hanların, hakanların, cengaverlerin önünde saygıyla eğildikleri bir şeref abidesidir.
Türk destanlarında kadın, ilahi bir varlık konumundadır. Bu nedenle erişilip dokunulması, koklanması, kısaca beş duyuyla algılanmasının imkanı yoktur. Yaratılış Destanı'nda Tanrı'nın insanları ve dünya'yı yaratması için fikir ve ilham kaynağı 'Ak Ana' adında bir kadındır. Oğuz Kağan'ın ilk karısı, karanlığı yaratarak gökten inen mavi bir ışıktan, karısı ise kutsal bir ağaçtan doğmuş insanüstü varlıklardır.
En eski Türk inancına göre, 'Han ile Hatun' gök ile yerin evlatlarıdır. Kadın burada göğün yedinci katında bulunur. Kadının böylesine bir kutsal görüldüğü bir törede dövülüp hor görülmesinin imkanı yoktur. Türk kültürü ve destanlarında böyle bir duruma rastlanmaz. Türk destanlarında kadın erkeğin daima yanındadır. Onun güç ve ilham kaynağıdır.
Kadınların savaşta düşmanın eline geçmesi büyük bir zillet sayılırdı. Oğuz Kağan Destanı'nda ırzı tecavüz edenlerin öldürüldüğü veya gözlerine mil çekildiği ifade edilir.
Hakanın buyrukları yalnız 'Hakan buyuruyor ki' ifadesiyle başladığında geçerli kabul edilmezdi. Yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari konumlardaki görüşlerini beyan ederdi