Atatürk'ün Lenin'e verdiği söz neydi?
Emperyalizme karşı aynı dönemde savaşan iki devletin, halklarına on yıllar boyunca ışık olacak iki liderinin hikayesi. Mustafa Kemal Atatürk ve Lenin'in Kurtuluş Savaşı yıllarındaki mektuplaşmaları, iki milletin kaderini tek paydada birleştiriyor, bağımsızlık ve arasız devrimler...
Türk Devrimi'nin önderi Mustafa Kemal Atatürk ile Bolşevik Devrimi'nin lideri Vladmir İlyiç Lenin'in mektuplaşması26 Nisan 1920 tarihinde başladı.
Atatürk tarafından yazılan mektupta, Ruslarla emperyalizme karşı ortak mücadele stratejisinin kabul edildiği şöyle duyuruluyordu:
- Emperyalist hükümetler aleyhine harekâtı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtuluşu gayesini hedefleyen Bolşevik Ruslarla mesai ve harekat birliğini kabul ediyoruz.
- Evvela, milli topraklarımızı işgal altında bulunduran emperyalist kuvvetleri kovmak ve gelecekte emperyalizm aleyhine vuku bulacak ortak mücadelelerimiz için dahili kuvvetlerimizi şekillendirmek üzere, şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve kararlaştırılacak miktarda cephane ve diğer fenni harp vasıtaları ve sıhhi malzemenin ve yalnız Doğu’da harekât icra edecek olan kuvvetler için erzakın, Rus Sovyetler Cumhuriyeti’nce temini rica olunur.
16 Mart 1921 günü Sovyetler Birliği ile Dostluk Anlaşması imzalandı.
KULAĞIM İNEBOLU’DA
Atatürk’ün Lenin’e yazdığı mektupla başlayan dostluk, Sovyetler Birliği’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki desteğiyle devam etti.
Sovyetler Birliği, İnebolu’ya tam 300 bin ton cephane ve silah gönderdi.
Bu cephanelerin önemini Atatürk, “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da” sözleriyle ifade etti.
Sürecin devamında Lenin’in talimatıyla, Türkiye’ye elçi gönderme kararı alındı.
Milli Savunma Bakanlığı Harekât Şube Başkanı ve Litvanya elçisi S. İ. Aralov bu göreve uygun isimdi.
Yola çıkmadan önce kendisiyle görüşen Aralov’a Lenin şu ifadeleri kullandı:
- Mustafa Kemal Paşa tabii ki sosyalist değildir. Ama görülüyor ki iyi bir teşkilatçı. Kabiliyetli bir lider, milli burjuva ihtilalini idare ediyor. İlerici, akıllı bir devlet adamı. Bizim sosyalist inkılabımızın önemini anlamış olup, Sovyet Rusya’ya karşı olumlu davranıyor. O, istilacılara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor. Emperyalistlerin gururunu kıracağına, padişahı da yardakçılarıyla birlikte silip süpüreceğine inanıyorum. Halkın ona inandığını söylüyorlar. Ona, yani Türk halkına yardım etmemiz gerekiyor. İşte sizin işiniz budur. Türk hükümetine, Türk halkına saygı gösteriniz. Büyüklük taslamayınız. Onların işlerine karışmayınız.
Sovyet Elçisi Semyon İvanoviç Aralov, 28 Ocak 1922 günü Ankara’ya geldi. 30 Ocak günü Mustafa Kemal Paşa’ya itimatnamesini sundu.
Rusya Sovyet Federal Sosyalist Cumhuriyeti Hükümeti ile yapılan bir anlaşmaya göre yardım ve danışmada bulunmak üzere 13 Aralık 1921-5 Ocak 1922 döneminde Ukrayna Hükümeti’nin askeri-diplomatik misyonu M.V. Frunze başkanlığında Ankara’ya geldi. Heyet, Atatürk’le görüşmeler yaptı. Sıcak ve dostane havada geçen görüşmelerden sonra, Sovyet Hükümeti’ne, Türkiye’ye yardım sağlamak için ilave imkânların seferber edilmesi tavsiye edildi.
"SOVYETLER'E KARŞI BİR İTTİFAKIN İÇİNDE OLMAYACAĞIZ"
Atatürk, Frunze’nin gelişinin ardından 4 Ocak 1922 tarihinde Lenin’e ikinci mektubu gönderdi. Atatürk’ün mektubu şöyleydi:
- Türkiye Rusya’ya, bilhassa son birkaç ayın Rusyasına Batı Avrupa’ya olduğundan çok daha yakındır. Memleketlerimiz arasında bir diğer ve daha mühim benzerlik, bizim kapitalizm ve emperyalizme karşı mücadelemizde yatmaktadır. Sizi temin ederim ki, Sovyet Rusya’ya karşı doğrudan veya dolaylı olarak asla hiçbir anlaşmaya ve ittifaka dahil olmayacağız.
"DOSTLUĞU VASİYET ETTİLER"
Moskova Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Perinçek, araştırmaları sırasında Novoe Vremya dergisinin 15 Eylül 1967 tarihli sayısında İsmet İnönü ile ilgili bir habere ulaşır. Haberde İsmet Paşa’nın görüşlerine de yer verilir. İsmet İnönü, Atatürk ve Lenin’in dostluğu vasiyet ettiklerini belirterek şu ifadeleri kullanır:
- Türk-Sovyet ilişkilerinin yeni kurulduğu sıralarda, benim ülkem nerdeyse bütün dünyayla savaş halindeydi. Ve bu çabalar içinde Sovyet Rusya, mücadelemizde bizi haklı gördü ve Mustafa Kemal Atatürk’ün hükümetini tanıdı. Atatürk ve Lenin’in şahsiyetinde Türk-Sovyet ilişkileri kuruldu ve hepimize karşılıklı dostluğu vasiyet ettiler. Hemen hemen bütün devletler biz Türkleri güçsüz saydılar, ama siz, o günlerde bizim yanımızda yer aldınız. Lenin’in önderlik ettiği hükümet bize yardım etti. Bu o zaman için son derece önemliydi ve bize güç kattı.
Kaynak: aydinlik.com.tr