Anatoli Karpov'un dünya satranç şampiyonluğu (3 Nisan 1975) | Prof. Dr. Haluk Eraksoy yazdı
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy, geçmişte 3 Nisan tarihine ait bir konuyu sosyal medya hesabından yazdı. İşte Prof. Dr. Haluk Eraksoy'un Anatoli Karpov'un dünya satranç şampiyonluğu ile ilgili yazdığı yazı...
Rus Büyük Usta (GM) Anatoli Karpov, kendisiyle oynamak için ileri sürdüğü istekleri reddedilen Bobby Fischer'in yerine, 48 yıl önce bu gün hükmen dünya satranç şampiyonu oldu (3 Nisan 1975)
DÜNYA SATRANÇ FEDERASYONU’NUN KURALLARINI TANIMASI İÇİN FISCHER’E VERDİĞİ SÜRE DOLDU
Dünya Şampiyonu Fischer’in, Dünya Satranç Federasyonu (FIDE)’nun her iki oyuncuya verdiği sürenin sonunda FIDE kurallarını tanımayacağını açıklaması karşısında, FIDE Başkanı Hollandalı Max Euwe, Fischer’in unvanının geri alındığını ve yeni dünya şampiyonunun Karpov olduğunu ilan etti. Fischer, Karpov'la yapacağı unvan maçı için birtakım koşullar ileri sürmüştü. Yalnız 10 galibiyeti (beraberlikler sayılmaksızın) önce kim alırsa, maçı onun kazanmış sayılmasını değil; skor 9-9’a geldiği takdirde, unvanın kendisinde kalmasını da istemişti. FIDE, Fischer’in bu isteklerini reddetmiş ve maçı FIDE kurallarına göre yapacaklarını kabul etmeleri için her iki oyuncuya 1 Nisan 1975’e kadar süre vermişti.
KARPOV BÜYÜK USTA UNVANINI 19 YAŞINDAYKEN ELDE ETTİ
23 Mayıs 1951'de doğan Karpov, dört yaşında satranç oynamayı öğrenmiş; 11 yaşında usta adayı olmuştu. 1969'da Dünya Gençler Şampiyonluğunu kazanarak Uluslararası Usta (IM) unvanını kazanmıştı. 1968’de Moskova Devlet Üniversitesi’nde başladığı Matematik öğrenimini bırakarak, antrenörü GM Semyon Furman’a yakın olabilmek için, Leningrad Devlet Üniversitesi’ne geçmiş ve burada Ekonomi öğrenimini tamamlamıştı. 1970’teki bir uluslararası turnuvada da GM unvanını elde etmişti.
KARPOV, ESKİ DÜNYA ŞAMPİYONU SPASKİ’Yİ YENEREK FİNALE KALDI
Leningrad Interzonal’inde birinciliği paylaştıktan sonra Karpov, 1974’te oynadığı Adaylar Turnuvası’ndaki ilk maçında Sovyet satranççı Lev Polugayevski’yi 3 galibiyet ve 5 beraberlik elde ederek yendi ve unvanını Fischer’e kaptırmış olan önceki şampiyon yurttaşı Boris Spaski’yle oynama hakkını kazandı. Spaski’ye karşı yarı finaldeki ilk oyunu yitirdiyse de dört galibiyet ve altı beraberlik elde ederek maçı kazandı ve finale kaldı.
FİNALDE KORÇNOY’U YENEN KARPOV, FISCHER’LE UNVAN MAÇI YAPMAYA HAK KAZANDI
Adaylar Turnuvasının finalinde yurttaşı Viktor Korçnoy’la Moskova’da karşılaşan Karpov daha ikinci oyunda Sicilya Savunması’nın Dragon Varyantı’yla 1-0 öne geçmişti. Daha sonra altıncı oyunu da Karpov kazanmış; bunu izleyen 10 oyun ise beraberlikle bitmişti. Korçnoy, 17. oyunda elde ettiği kazanç pozisyonunu kaçırınca, Karpov karşısında 3-0 geriye düşmüştü. Korçnoy, 19. oyunda uzun süren bir oyun sonundan üstün çıkmış; iki oyun sonra ise Karpov’un yaptığı hatalı bir hamle sayesinde hızlı bir galibiyet daha almıştı. Sonraki üç oyun ise berabere bitmişti. Maçı bitiren son oyunda Karpov beraberlik önerisini kabul ederken daha iyi bir pozisyondaydı. Böylece Karpov, üç galibiyet, iki yenilgi ve 19 beraberlikle Korçnoy’a karşı üstünlük sağlamış ve Fischer’le unvan maçı yapmaya hak kazanmıştı.
KARPOV, MAÇ YAPMADAN DÜNYA ŞAMPİYONU OLMAYI KABUL ETMEK İSTEMEDİ
Dünya Satranç Şampiyonu unvanını, 32 yaşındaki ABD’li Fischer’den, 24 yaşındayken maç yapmadan alan Anatoli Karpov, daha sonra onunla bir maç yapabilmek için çeşitli girişimlerde bulunduysa da yapılan görüşmeler bir sonuç vermedi. Karpov, daha sonraki oyunlarda ve maçlarda bu unvanı fazlasıyla hak ettiğini kanıtladı ve dünya satranç şampiyonu unvanını 1985 yılına kadar korudu.
KARPOV’UN STİLİ İÇİN “BOA YILANI” BENZETMESİ YAPILMAKTAYDI
Karpov’un minimal risk alan ancak rakiplerinin yaptığı gereksiz hamlelere acımasızca karşılık veren ve bu nedenle "boa yılanına" benzetilen sağlamcı pozisyonel bir oyun stili vardı. Bu nedenle Karpov çoğu kez eski dünya şampiyonlarından Kübalı José Raúl Capablanca’yla karşılaştırılmıştı. Karpov, 160’ın üzerinde turnuvayı birinci olarak bitirdi. Sovyetler Birliği’ni temsil ettiği altı Satranç Olimpiyatı’nda da takımı altın madalyayı kazandı. Olimpiyat kariyerinde oynadığı 68 oyunun yalnız ikisinde yenildi. Karpov dünya sıralamasında Elo reytingi en yüksek oyuncu olma unvanını 102 ay süreyle korudu. FIDE’nin bu sıralamayı yapmaya başladığı 1970’ten beri, bu unvanı en uzun süre elinde tutması bakımından, Norveçli Magnus Carlsen ve Garri Kasparov’un ardından üçüncü sırada yer aldı. Karpov’un 1994 Linares turnuvasında 2985’e ulaşan Elo reytingi, 2009’a kadarki satranç tarihinde bir oyuncunun ulaştığı en yüksek reyting oldu.
KARPOV’UN, KASPAROV’LA YENİŞEMEDİĞİ UNVAN MAÇI BEŞ AY SÜRDÜ
Karpov, dünya şampiyonu ve dünyanın en iyi oyuncusu olarak pozisyonunu, Garri Kasparov sahneye çıkıncaya kadar korudu. Onunla ilk kez 1984’te Moskova’da karşılaştığında altı oyunu alacak ilk oyuncu maçı da kazanacaktı. Dokuz oyundan sonra Karpov 4-0 öne geçmişti. Sonraki 17 oyun berabere bitti. Karpov 27. oyunda beşinci galibiyetini aldı. 31. oyunda Karpov kazanç pozisyonundayken avantajını kullanamayınca oyun beraberlikle bitti. Sonraki oyunu yitirdikten sonra da 14 oyun daha berabere bitti. 41. oyunda kesin olarak kazanabilecekken, yaptığı hatalı bir hamle yüzünden beraberliğe razı olacaktır. Kasparov 47. ve 48. oyunları kazandıktan sonra, FIDE Başkanı Filipinli Florencio Campomanes, oyuncuların sağlığını gerekçe göstererek maçı sonlandırdı. Karpov’un maç boyunca 10 kg verdiği söyleniyordu. Maç başlayalı beş ay olmuştu ve daha önce görülmediği kadar uzun sürmüştü. Karpov beş oyunu, Kasparov üç oyunu kazanmış; 40 oyun da berabere bitmişti.
İKİNCİ MAÇTA KASPAROV’A YENİLEN KARPOV UNVANINI KAPTIRDI
1985’te yine Moskova’da yeni bir maç planlanacaktır. Maraton Maçı’nda edinilen deneyim, FIDE’nin yeniden önceki formata dönmesine neden olacak ve maç toplam 24 oyunla sınırlandırılacaktır. Maç 12-12 biterse Karpov unvanını koruyacaktı. Sonuçta beş oyunu kazanıp üçünü yitiren Kasparov, 16 beraberlikle birlikte maçı 13-11 lehine çevirdi ve Karpov'u devirerek yeni dünya şampiyonu oldu. Daha sonra Kasparov, 1986, 1987 ve 1990’da kıl payı da olsa Karpov’a karşı unvanını üç kez korumayı başaracaktır. Özetle, birbirleriyle oynadıkları beş dünya şampiyonluğu maçında oynadıkları toplam 144 oyunda Karpov 19 galibiyet, Kasparov 21 galibiyet almış; 104 oyun ise berabere sonuçlanmıştır.
KARPOV YENİDEN ELDE ETTİĞİ DÜNYA ŞAMPİYONU UNVANINDAN FERAGAT ETTİ
1992’de Karpov, oynadığı Adaylar Maçı’nda İngiliz Nigel Short’a yenilecek; ancak 1993’te Short ve Kasparov FIDE’yle ilişkisini kesince yeni bir fırsat yakalayacaktır. Karpov adaylar finalinde Short’a yenilen Hollandalı Jan Timman’la oynadığı maçı kazanacak ve yeniden FIDE Dünya Şampiyonu olacaktır. Karpov, bu unvanı 1999’ya kadar koruduktan sonra ve Hintli Viswanathan Anand’a karşı üstünlük sağladığı bir sırada, FIDE’nin yeni ilan ettiği Dünya Şampiyonluğu kurallarını protesto ederek Dünya Şampiyonu unvanından feragat etti. Karpov, bundan sonra klasik turnuva oyunlarına girmedi ve 2010’da FIDE başkanlığına aday oldu. Son yıllarda ise daha çok Rus siyasal yaşamıyla ilgilendi.
FISCHER, DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU ELİNDEN ALINDIKTAN SONRA DÜZENSİZ BİR YAŞAM SÜRDÜ
Fischer, 20 yaşından sonrakiler dikkate alındığında, oynadığı 311 turnuva oyunundan yalnız 23 (%7.4)’ünü kaybetmişti. Ancak dünya şampiyonluğu elinden alınıp Karpov’a verildikten sonra inzivaya çekildi ve düzensiz bir yaşam sürmeye başladı. Satranç turnuvalarına girmedi ve uzun süre göz önünden kayboldu. Fischer, 1992’de Spaski’ye karşı gayriresmi bir maç yapmak üzere birdenbire ortaya çıktı. Fischer’in kazandığı bu maç, o sırada Birleşmiş Milletler ambargosu altında olan Yugoslavya’da yapıldığı için, Fischer'in ABD Hükümetiyle arasını açtı ve Fischer maçı bu ülkede yaparsa Yugoslavya’ya ABD yaptırımları uygulanmasına ilişkin başkanlık emrini çiğnemiş olacağı yönünde uyarıldı. Sonunda bu uyarıyı dinlemeyen Fischer hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
FISCHER, TEDAVİ OLMAYI REDDETTİĞİ İDRAR YOLU HASTALIĞINA BAĞLI OLARAK YAŞAMA VEDA ETTİ
Bundan sonra Fischer bir siyasi göçmen olarak yaşadı. ABD Hükümetince iptal edilmiş pasaportunu kullanırken, 2004’te Japonya’da tutuklandı ve burada birkaç ay alıkonuldu. Daha sonra İzlanda Parlamentosu’nun çıkardığı özel bir yasayla İzlanda yurttaşlığına kabul edildi; 17 Ocak 2008’de tedavisini reddettiği üriner obstrüksiyona bağlı böbrek yetmezliğinden ölünceye kadar İzlanda’da yaşadı ve burada gömüldü.
Kaynak: Prof. Dr. Haluk Eraksoy