Spor yazarlarının Fenerbahçe yorumları: Sarı-lacivertliler Fatih Karagümrük'ü 2-1 mağlup etmeyi başardı
Süper Lig'in 28. haftasında Fatih Karagümrük ile Fenerbahçe, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda karşı karşıya geldi. Şampiyonluk yarışından kopmak istemeyen Fenerbahçe, ligde 11 maçtır kaybetmeyen rakibini 2-1 yenmeyi başardı. İşte Fatih Karagümrük - Fenerbahçe maçının ardından spor yazarlarının yorumları.
Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki müsabakaya etkili başlayan sarı-lacivertliler, Enner Valencia ve İrfan Can Kahveci ile pozisyonlar yakaladı. Zeminin etkisiyle bazı Fenerbahçeli oyuncuların ayakta durmakta zorluk çektiği ve kaydıkları görüldü. Valencia, ilerleyen dakikalarda kramponunu değiştirdi. Fenerbahçe'nin yoğun ataklarına rağmen ev sahibi VavaCars Fatih Karagümrük, ilk atağında golü buldu. Karşılaşmanın 24. dakikasında Ebrima Colley'in şutunda kaleci Altay Bayındır'dan seken topu ağlara gönderen Magomed Ozdoev, takımını 1-0 öne geçirdi.
Fenerbahçe, ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Willian Arao'nun yerine Miha Zajc, Serdar Dursun'un yerine de Joao Pedro görev aldı.
Sarı-lacivertli ekip, bu yarıya da etkili başlamasına rağmen ilk tehlikeli atağı ev sahibi ekip geliştirdi. Savunma arkasına sarkan Colley'in karşı karşıya vuruşunda, kaleci Altay Bayındır gole izin vermedi. Fenerbahçe, beraberlik golünü, ikinci yarının başında oyuna giren Zajc'ın ceza yayı önünden çektiği sert şutla buldu. Fenerbahçe'de 57. dakikada İrfan Can Kahveci yerini Arda Güler'e ve Emre Mor da yerini Diego Rossi'ye bıraktı. 67. dakikada ise Ezgjan Alioski'nin yerine Bright Osayi-Samuel oyuna dahil oldu. Sarı-lacivertli ekip böylece 67 dakikada, daha önceki maçlarından farklı olarak erken sayılabilecek bir zamanda 5 oyuncu değişikliği hakkını kullandı.
Sarı-lacivertliler, 78. dakikada Arda Güler'in kullandığı köşe atışında topa iyi yükselen Szalai'nin kafa vuruşuyla 2-1 öne geçti.
Maç bu skorla tamamlandı ve Fenerbahçe, puanını 57'ye yükselterek puan cetvelinde ikinci sıradaki yerini korudu.
Fenerbahçe'nin 2-1'lik zaferi spor yazarlarının da gündemindeydi. İşte Gürcan Bilgiç, Emre Bol, Uğur Meleke, Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu başta olmak üzere spor yazarlarının Fatih Karagümrük - Fenerbahçe maçına dair yorumları...
Gürcan Bilgiç - Sabah
Arda Güler'in 78'de kullandığı korner sonrasında Szalai kafa ile Fenerbahçe'yi öne geçiren golü attı. 51'de de Zajc'ın müthiş şutuyla beraberlik gelmişti. O anlarda muhtemelen şu konuşmalar "olmamış"tır;
- Ne VAR ?
-Bakıyoruz hocam.
-Yok mu ofsaytımsı bir şeyler.
-İki pozisyon öncesine gittik, üçüncüye bakalım mı?
-Rakiple temas VAR'dır belki…
-Topla temas VAR, hem de ayakla, bir tanesinde de kafayla.
-Sahada duruşu "Faul" desek…
-Sistem kitapçığında bu yok…
Maçın ikinci önemli konusu Arda Güler… "Ocak'tan itibaren ilk 11 oyuncusu olur" dedim. Kapanması sürpriz olmayan rakip karşısında, böylesine adam eksilten, pas ve şut kalitesine sahip oyuncuyu kulübede tutmanın teknik açıklaması yok. Rakibin yıkıcı presi, ilk 45'te üç şutta bıraktı Fenerbahçe'yi. Yine ilk hamle olmadı Arda… Merkezi kalabalık tutan rakibine, bir fazla orta saha pas hızını arttırmayı da düşünmüyorlar. Yine de tırnaklarını, şampiyonluk iddiasına geçirmiş, sabırlı kalmayı başaran ve birbirine sarılan bir takım var. Dünkü maçta hemen hepsi "nasıl kötü oynarım" provası yaptılar ama hiç vazgeçmediler. Sıra Ali Koç ve arkadaşlarında; Jesus ile adam adama oynama zamanı geldi.
Emre Bol - Fotomaç
Altay'ı oynatarak bitirdin;
İrfancan Eğribayat'ı oynatmayarak… Emre Mor'u bitirdin;
Kahveci'yi yanlış yerde oynatarak bitirdin;
Aliovski'yi 3'lü oynama sevdandan bitirdin;
Serdar Dursun'u, İsmail Yüksek'i, Zajc'ı;
Taraftarların sabrını;
Yönetimin kredisini;
En sonunda da Fenerbahçe'yi bitirdin!
Arda'yı da bitirecektin ki "bizler" izin vermedik.
Yetmedi mi Jorge?
Doğru takımı ve oyunu değiştirmenin, fantezi yapmanın ne anlamı var?
Eğer yeni kuralla belirlenen 5 oyuncu değişikliği hakkı olmasa Jesus'un Fenerbahçe'si şampiyon potasına dahi giremezdi.
Anlayacağınız Portekizli teknik adam rakiplerin yapamayacağını yaptı takımına… Hep söylüyorum; Jesus kendi fikirlerine aşık bir adam.
Ömer Üründül - Sabah
Dünkü maçın ilk ilginç kırılma anları vardı. İlk yarıda İrfan Can çok müsait pozisyonda topu Valencia'nın gerisine atınca çok önemli bir pozisyon harcandı. Dönen topta F.Bahçe golü kalesinde gördü. İkinci devrede Colley çok net pozisyonda Altay'ı geçemedi. Hemen ardından Zajc takımına hayat veren golü attı. Gelelim Jesus'a; hâlâ bir mantık yürütemiyorum. Neden Arda ilk 11'de oynamıyor da sahaya sonradan giriyor. Beşiktaş maçında ilk 11'de süper işler yaptı. Sonra kupada son bölümde girdi, dün yine yedek... Ayrıca eğer bir teknik adam normal sürenin bitmesine 25 dakika kala sakatlık olmadan 5. oyuncuyu da değiştiriyorsa kafasının ne kadar karışık olduğu ortada. Karagümrük kendini garantileyince belli ki işi gevşetmiş. Çok ağır oynadılar, sadece oturmuş sistemleriyle ayakta kaldılar. Borini'nin performansı ise tam bir hayal kırıklığıydı. Bana göre Valencia'ya yapılan hareket penaltıydı. Hakem göremezdi ama VAR devreye girmeliydi.
Deniz Çoban - Fanatik
Dün de Abdulkadir Bitigen şanslı günündeydi. Gündem olmaktan kurtuldu. Çünkü aleyhine hatalar yapılan Fenerbahçe maçı kazandı. Bitigen, maç boyu tutarsız faul değerlendirmeleri yaptı. Faul olmayacak pozisyonlara düdük çalarken, net faullere 'devam' dedi. Henüz4. dakika Arao’nun golü faul gerekçesiyle iptal edildi. Hakem Samet’in rakibine faul yaptığını işaret etti ama Samet’in bence rakibinin hareketlerini kısıtlayacak bir hamlesi yoktu. Rayyan bile bu faulü beklemiyordu. Gol kararı verilmesi daha doğru olurdu.
24. dakikada Karagümrük golünden önce kaleci Batuhan elinde tuttuğu topu yere bırakıp, tekrar eline alıyor. Oyun kurallarına göre Batuhan aleyhine endirekt serbest vuruş verilmesi gerekirdi. 63. dakikada Dresevic, Valencia’ya açık bir penaltı yaptı. Penaltı o kadar açık ki VAR müdahalesi gerekirdi. Ancak VAR’daki Emre Malok oralı olmadı. Fenerbahçe’nin penaltısı atlandı.
Fırat Aydınus - Hürriyet
Abdülkadir Bitigen bu kritik maçta genel olarak iyi bir yönetim göstermiş olabilir, ama ekip olarak Fenerbahçe’nin penaltı beklediği pozisyonda yanlış karar vermeleri gerçekten anlaşılır gibi değil. Bitigen’in önü net açık ve pozisyonu net gördü. Hadi o süzemedi, VAR hakeminin bu kadar net pozisyona neden müdahil olmadığına bir türlü anlam veremiyorum. Kesinlikle hakemi çağırıp izletmeliydi.
Bitigen, dünkü maçta belki 1-2 tane yanlış karar verip, bir sarı kart atlamış olabilir, ama ekip olarak spesifik anlamda Fenerbahçe’nin penaltı beklediği pozisyonda yanlış karar vermeleri gerçekten anlaşılır gibi değildi. Bu skor hem sahadaki hakemlerin hem de VAR’dakilerin ekip halinde büyük şansı oldu.
Sonuç olarak Abdülkadir Bitigen belki maçın genelinde iyi bir yönetim sergilemiş olsa da, Fenerbahçe kazanamamış olsaydı, Enner Valencia’nın penaltı pozisyonu nedeniyle hakemler ve Merkez Hakem Kurulu çok ama çok eleştirilirdi. Hakem şansı dedikleri bu olsa gerek!
İlker Yağcıoğlu - Takvim
Jesus başlangıç 11'i ile hepimizi şaşırttı. Bu 11'in ortaya koyduğu futbol ise beni şaşırtmadı! Resmen ilk 45 dakikayı boşa geçirdiler. Doğru dürüst bir tek hücum organizasyonu yapamadan, bir tek gol pozisyonu üretmeden ilk yarıyı geride tamamladılar. Şöyle düşünün, neredeyse takımın gollerinin yarısını atan Valencia ilk yarıda rakip ceza sahasında topla dahi buluşamadı. Jesus da takımın bu halini görmüş olsa gerek ki devre başında 2, 56. dakikada 2 olmak üzere 4 hamle birden yaptı. 2. yarıda daha derli toplu oynayan oyunu rakip sahaya yığan Zajc ve Arda gibi yeteneklerle daha etkili olan bir Fenerbahçe izledik. Uzaktan bir şut, bir duran top ve gelen 3 puan Fenerbahçe'yi şampiyonluk yarışının içinde tuttu. Bu arada Valencia'ya yapılan penaltının nasıl es geçildiğini de anlayabilmiş değilim. Bu hakemlerle bu ligde daha çok kavga çıkar.
Ahmet Çakar - Sabah
Jesus dün gece bir kez daha hoca olmadığını gösterdi. Çıkarttığı ilk 11'e bakın. İlk devre tel tel dökülen coşkudan, istekten uzak çok kötü bir Fenerbahçe izledik. Ceza alanına giremiyorlar, Valencia ve Serdar Dursun gibi golcülerini topla buluşturamıyorlar, tam anlamıyla ne yaptıkları belli değil. Hocadaki İrfan Can takıntısı, Arao takıntısı ve başka takıntılar, Fenerbahçe'yi çok zorluyor.
Gelelim Bitigen'e… Maçın hemen başında Arao'nun kafayla attığı golde Samet'in faul yaptığı gerekçesiyle golü iptal etti. Bakıldığında faul var ama çağdaş futbolda top başka yere giderken bu tür fauller pek verilmiyor. Ama Bitigen'in ve VAR hakeminin en önemli hatası; ikinci yarıda Valencia'ya yapılan mutlak penaltıyı es geçmeleri. Amasız, fakatsız net bir penaltı. Bitigen vermiyor, VAR davet etmiyor ve atlanıp gidiyor.
Serkan Akcan - Fanatik
Jesus, bugüne kadar çift santrfordan vazgeçmiyor. Karagümrük karşısında da Serdar Dursun ve Valencia ile başladığı maçın ilk 45 dakikasında santrforlarına top getirecek planı tutmadı. Üst üste binmiş iki 6 numarası olan Fenerbahçe’nin forvetleri için ilk yarı kabus gibi geçti. Arao’nun kupa maçında ıslıklanmasının etkileri Karagümrük maçına da sirayet etmiş gibiydi sanki. Yerine Zajc girdiği andan itibaren Fenerbahçe merkezden daha güvenli top taşırken, ceza yayında çift 8 numarasını konumlandırmayı başardı.
Nitekim böylesi bir hücum setinde dönen topu Zajc harika bir vuruşla gol yapınca değişimin oyuna etkisi meyvesini vermiş oldu. Fenerbahçe adına maçı koparan ise Arda Güler oldu. Bir kere Arda Güler klası denen bir gerçek var ve başlangıç oyuncusu olmayı, üzerine yapılacak tüm planları hak ediyor. Galatasaray’ın BAY geçtiği haftada zor bir deplasmanı kazanmak Fenerbahçelilere derbi yenilgisini unutturmaz elbette ama yarışta kalmak için önemli bir adımdı.
Serdar Ali Çelikler - Habertürk
Zajc yine şapkadan tavşan çıkarmasa maç iyice içinden çıkılmaz hale gelirdi. Beraberlik sonrası zaten 56 dakika oynamayan Mor ve İrfan çıktı, Arda ve Rossi girdi.
Skor 1-1 iken bir penaltısı güme gitti Fener'in. Bir golü iptal eden ki tartışılır da olsa bence dogruydu; bir de penaltıyı yedi. Ama belli ki G.Saray'ın Lale Orta'ya saldırısı işe yaramış. Bu tip saldırılarda sessiz kalırsan seni yerler bu ülkede, basit.. Yanal dönemindeki Göztepe maçından sonra, bu sezonki Ümraniye maçından sonra bu Abdülkadir Bitigen maça atandığında 'ne iş' diyemezsen doğrarlar, basit..
JJ tarafından fiziği yetersiz denen Arda 2 kişinin içinden çıkıp pozisyon üretti, Pedro basiti yapıp boş kaleye tipleyemedi. Arda asisti kornerden de olsa yaptı. Duran top kalitesini de artırıyor bu genç yıldız.
Basit işleri yapacaksın. Arda - Zajc oynar. Emre Mor ancak sonradan girerse fayda sağlayabilir. Topu yanına verebilen adamlarla oynayacaksın. Arda da basit oynayacak. O da onu öğrenecek. Herkes işini, fazla değil gerektiği kadar basitlikte yaparsa bir kaç özel rakip dışında maçlar kazanılır. 55. dakikadan sonra bulunan kadro gibi..
Uğur Meleke - Hürriyet
Maç öncesi istatistiklerin bu denli etkileyici olduğu bir müsabakadan haliyle hareket ve eğlence bekleyerek oturmuşsunuzdur televizyon başına. Ancak ilk 45 dakikada iki takımın da mevsim normallerinin çok gerisinde olduğu, yavan bir oyun vardı sahada. Karagümrük topu Fenerbahçe’ye bırakıp yalnızca geçiş kovalamayı tercih etti. Fenerbahçe ilk devrede 331’le kendi isabetli pas rekorunu kırdı ama hiçbir şey üretmeden!
Jorge Jesus ilk yarıda birinci-ikinci bölge arasında anlamsızca top çeviren takımının ritmini ve pas hızını artırabilmek için 45-55 arası dört taze kan birden sürdü sahaya. Bu değişiklikler sarı lacivertlilerin nabzını yükseltti, zaten maçı çevirenler de kulübeden gelenler oldu.
Bu sezon ligde sadece 8 maça ilk 11’de başlayan ve bence daha fazlasını hak eden Zajc bir gol attı, bir de Valencia’nın penaltı beklediği net pozisyonu yarattı. Yine bu sezon ligde sadece 3 maça başlayan Arda Güler de ikinci golün hazırlayıcısıydı. Dün oyuna sonradan girip maçı çeviren üç adam Samuel, Zajc ve Arda’nın ortak özellikleri şu: Özellikle Dünya Kupası sonrası bir ara adeta kulübede unutulmaları. Hak ettiklerinin bence çok altında dakika almaları.
Ufak bir hatırlatma: Dünya Kupası arası sonrası Arda’nın ligde ilk 11’de başladığı maç sayısı üç... Zajc’ın üç... Alioski’nin bir... İsmail’in de iki.
Erman Toroğlu - Sabah
Fenerbahçe kadrosunu okuyunca teknik direktörün seyirciye inat iki ismi ilk 11'de çıkarttığını gördük. Siz bunu yaparsanız, ben de bunu yaparım dedi. Aslında güzel bir davranış ama o sahip çıktığı futbolcular bu jeste karşılık veremediler. İlk yarıda F.Bahçe, topu daha fazla kullanıyor gözüktü, aslında ikinci yarıda da öyle gözüktü. İlk 45 dakikada F.Bahçeli oyuncuların kafa yapısı ve vücut dilleri küskündü. Yani "Ya bu nasıl iş böyle" diye oynuyorlardı veya yalandan mücadele ediyorlardı. Karagümrük kontrataktan yakaladığı bir iki pozisyonu kaçırınca sarı-lacivertliler, "Arkadaşlar bu iş böyle olmaz, biraz mücadele edelim" dediler.
Hakem Abdulkadir Bitigen maçı çözecek bir hakem değil. Oyun giderse o da götürüyor. Bir penaltı pozisyonu var Valencia'nın. Hakem göremeyebilir, VAR (Emre Malok) baktı, penaltı olmadığına karar verdi. Pozisyon gri miydi yoksa siyahbeyaz mı? Çağırması gerekirdi. Sen çağır, maçın hakemi karar versin. Maçı sen mi idare ediyorsun, maçın hakemi mi? Maalesef bu işler Türkiye'de artık tam bir rezalete gidiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor, maç oynanırken kural değişiyor. Hem de maçta değil TFF'de.
Erman Özgür - Fanatik
Jesus seçimleri sezonun 2. yarısında tekrar tekrar olduğu gibi yine kalitesini düşürdü Fenerbahçe'nin. Üstelik Karagümrük de öyle aman aman sert oynayan ya da bireysel anlamda hata yapmayan bir takım değilken... Ancak anladığım kadarıyla Jesus'un takımın kalitesini artıran Arda gibi ya da kapanan savunmaları geriden gelerek açabilecek en doğru isim Zajc gibi oyunculara alerjisi var. Yoksa berbat final pası seçimleri yapan İrfan Can, var mı yok mu belli olmayan Serdar Dursun ve markajdan sıyrılamayan Emre Mor ile ilk yarıyı çöpe atmazdı. Yine de 2. yarıda sahaya Zajc ve Pedro değişikliği ile gelmesi olumluydu.
Fenerbahçe için beraberlikle mağlubiyet aradında çok fark olmadığı için orta sahalar çabuk geçildi. Karagümrük zaman zaman gole daha yakın bir görüntüdeydi. Ancak golü bulan Arda kornerinden Szalai ile Fenerbahçe oldu. Jesus başlangıç 11'indeki hataları yaptığı hamlelerin karşılığını vermesi ile bertaraf etmiş oldu. Fenerbahçe kritik bir virajı daha dönmüş oldu.
Ercan Taner - Sözcü
Fenerbahçe baskılı gözükmek istedi ama bu tip oyunlarda sadece 3 şut girişimi gol getirmez. Ceza sahası içinde 2 santrfora rağmen hiç etkili olamadı Fenerbahçe. Burada fatura orta alana kesilir normal olarak. Üretim yoktu.
Jesus’un takımı nasıl oynattığı çözülmüş durumda. Rakipler, Fenerbahçe'yi nasıl durduracaklarını biliyorlar. Oyununuz çok güçlü olursa sizi çözerler ama asla durduramazlar.
İkinci yarıda değişiklikler şarttı. Zajc benim çok beğendiğim bir oyuncu. Mükemmel bir gol attı. Kötü giden oyunda duran topları değerlendirmek altın bulmak gibidir. Szalai kafayı iyi yere vurdu.
Ligin iyi takımlarından Karagümrük karşısında geriden gelip öne geçmek kağıt üzerinde başarı. Oyun ise ikinci yarının bazı bölümleri hariç çok iyi değildi.
Israrla tekrar tekrar yazacağım: Arda, bu takımın banko oyuncusu olmalı.
Faik Çetiner - Fanatik
İlk 45 dakika bitmiş top yüzde 70 Fenerbahçe’de, takım çift forvet (Valencia, Serdar Dursun) oynuyor, gel gör ki, iki organize atak yok, pozisyon yok. Jesus’un takıntıları Zajc ve Arda Güler yine kulübede. (Neden sahada değiller) Torpilli Arao formayı kapmış, hoca korkudan Alioski ve Emre Mor’u kesememiş.
Zajc oyuna girer girmez ikinci yarının hemen başında kendine has vuruşla nefis bir gol attı. Bu gol Fenerbahçe’yi hem havaya soktu, hem de maça ortak etti. Jesus son 30 dakikada nihayet Arda Güler’i, Rossi’yi, Osayi’yi sahaya sürdü. (5 değişiklik risk değil mi?) Doğru takım sahada olunca, maçın Fenerbahçe lehine döneceği de belli oluyordu. Arda Güler’in kornerden kale önüne adrese teslim topuna kim kafayı vursa gol olurdu. Szalai vurdu ve galibiyet geldi. Son bölümde, Karagümrük ofansif oyunu beceremeyince, Fenerbahçe çok korktuğu maçı kazandı. Tartışmasız maçın adamı, attığı golle oyunu döndüren Zajc idi. Arda Güler’in de hakkı teslim edelim. Gecenin sorusunu sorup, yazıyı noktalayalım. Takımını ve Jesus’u ipten alan Zajc hafta sonu oynanacak Ankaragücü maçına ilk 11 başlar mı?
Şansal Büyüka - Milliyet
Jorge Jesus, son maçta Kadıköy’de ıslıklanan Arao ve İrfan Can’lı on birle maça başlayarak acaba o protestoyu yapan taraftarlara bir mesaj mı vermek istedi? Sanırım Jorge Jesus inadı ve yanlışlarında ısrar etmeyi seviyor. Bu yüksek egonun kimseye bir yararı yok.
Jesus’un ilk lig maçlarında Fenerbahçe yıllardır süren “yan pas-geri pas” illetinden kurtulmuştu. Son maçlara bakıyorum; bu “yan pas- geri pas” illeti, Fenerbahçe’yi yeniden sarmış sarmalamış gibi...
Jesus’un inadı ile başladık, gene Jesus’un inadı ile bitirelim. Son maçta seyircinin protesto ettiği İrfan Can ve Areo‘lu ilk on birle başladı, baktı olmuyor, ikisini birden oyundan aldı. Türkiye’nin “oynasın” diye feryat ettiği Arda’ya bir türlü yeterli şansı vermedi, vermiyor. Zajc gibi gole çok yakın bir orta saha oyuncusunu kulübede bekletiyor. “Umutsuz vaka” Pedro’yu hala bir umut olarak görüyor. Bu galibiyet, ne kadar büyük hoca olursa olsun Jesus’un inadını, yanlışlarını örtmez, kapatmaz.
Karagümrük gibi 11 maçtır yenilmeyen, kendi sahasında son 6 maçta kaybetmeyen bir takım karşısında deplasmanda kazanmak elbette son derece önemli... Buna rağmen; Fenerbahçe bu değil, Jesus bu değil... Çok daha fazlasına ihtiyaçları var.