Tarihe tanıklık eden ‘Cumhuriyet Bayramı’ manşetleri: Mutlaka arşivinize koyacağınız gazete sayfaları
Hakimiyeti Milliye, Ulus, Kurun, Tanin, Akşam, Vakit... 100. Yılına giren Cumhuriyetimizin ilanına tanıklık eden gazeteleri okumak istemez misiniz? 30 Ekim 1923’te neler yazdılar, yıllar içinde 29 Ekim coşkusunu hangi vurgularla verdiler?
Kurtuluş Savaşının zaferinden sonra Lozan Anlaşması ile Türkiye, bağımsızlığını ve egemenliği dünyaya kabul ettirmişti. 23 Nisan 1920’de Milli Meclisin açılmasıyla Cumhuriyet fiilen kurulmuştu ancak henüz adı resmen konmamıştı.
Mustafa Kemal Atatürk, aslında cumhuriyetin ilanına milli mücadele yıllarının başında karar vermişti. Halkın egemenliğine dayalı bir yönetim biçimi en büyük amacıydı.
Falih Rıfkı Atay, Çankaya kitabında cumhuriyetin ilanından önce, 11 Eylül 1923 tarihli bir anısını anlatıyor:
"Gazi dedi ki; 'Cumhuriyet ne demektir? Kamusa baktım, 'chose publique' kelimeleriyle tercüme edilmiş. Bizde manası ne olmalı?'
Gazi'nin sözü hangi konuya getirmek istediği belliydi. Nihayet yakında cumhuriyetin ilan olunacağını, Meclis'te Mustafa Kemal Paşa'nın ağzından işitiyorduk."
Cumhuriyetin ilanından bir gece önce, yer Çankaya Köşkü... İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğine Atatürk'ün yakın arkadaşları davetli...
Fethi Okyar'ın istifası o akşam karara bağlanıyor. Ve Atatürk konuklarına sesleniyor. “Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”
Masadakiler bu sözü hemen benimser. Bu devrim, geri dönülmez bir yola girmektir... Atatürk yemekten sonra İsmet İnönü'ye "sen burada kal" der. Kanunu madde madde inceleyerek o gece sabaha kadar çalışırlar... Çalışma odasının cılız ışığı, saatler sonra tüm Anadolu'yu aydınlatacaktır.
"Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz."
Atatürk 99 yıl önce tarihi değiştiren bu sözü söyledi. Şimdi o tarihi sözün söylendiği günlere gidelim, Türk devrimine tanıklık eden gazete manşetleriyle tarih yolculuğuna çıkalım.
Büyük Millet Meclisi Dün Gece Sekiz Buçukta Türkiye Devleti'nin Şeklini Müttefikan ''Cumhuriyet'' Olarak Tespit Ve Dokuza Çeyrek Kala Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerini Müttefikan ''Reisicumhur'' İntihab Eyledi.
(Hakimiyet-i Milliye Gazetesi)
Halk Fırkası ictimainde gazi paşa hazretleri herşeyden evvel bazı mühim esasatın kabulünü teklif etmiştir. Bu teklifata nazaran devletin şekli Cumhuriyettir.
(İleri Gazetesi)
Cumhuriyet dün resmen ilan edildi. Birinci Reis-i Cumhurumuz Gazi Mustafa Kemal Paşa'dır. İlk baş vekaleti de İsmet Paşa işgal edecektir.
(Vakit Gazetesi)
Bugün vasıl olduğumuz netice, asırlardan beri çekilen milli musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum.
(Gazi Mustafa Kemal, 29 Ekim 1929, Akşam)
Cumhuriyet bugün altıncı yaşını bitirmiş, güçlü, kuvvetli, gürbüz bir teşekküldür. Şimdi bizim bağrımızı ısıtan bu teşekkül, yarın bizim çocuklarımızı bağrına basacaktır.
(Faruk Nafiz Çamlıbel, 29 Ekim 1929, Hakimiyeti Milliye)
Tarihin ve mukadderatın dizginini kıran büyük Türk'ü tarih, ilk Türk reisicumhuru diye anacak. Bugün bayramdır ve biz bu kutlu günde onun eserini tebcil ediyoruz.
(Mehmet Nurettin, 29 Ekim 1929, Vakit)
Cumhuriyet, idare sistemlerinin en mütekâmili (gelişmiş), siyasi gayelerin son basamağıdır. Bir çobana reis-i cumhurluk yolunu açık bırakan, liyakat ve intihaptan (seçim) başka varlık tanımayan bir usulün büyüklüğü kalemle anlatılabilir mi?
(29 Ekim 1930, Vakit)
Bundan tam sekiz sene evvel bugün Türkiye Cumhuriyeti ilk gününü yaşıyordu. 1923 senesinin 29 Teşrinievvel (ekim) günü Türkiye tarihte ve şark (doğu) milletleri hayatında yepyeni bir doğum noktası oldu. Türkiye'yi Sevr girdabından Lozan vahasına götüren yeni ruh, genç hamle bugün tamamıyla hukuki ve siyasi bir cephe alarak, senelerden beri fiilen devam eden halk idaresine resmi ve kat'i şekli verdi.
(29 Ekim 1931, Vakit)
Cumhuriyet, Türk milletinin emeğinin ve kanının ve kurbanlarının boş yere olmadığını gösteren son asırlarda ilk, bütün tarihte ise sayılı eserlerden biridir.
(Falih Rıfkı Atay, 29 Ekim 1932, Hakimiyeti Milliye)
Bütün memleket cumhuriyetimizin şerefli yıldönümünde yüksek bir heyecanla bayram yaptı. (Hakimiyeti Milliye)
Cumhuriyet, Anadolu'da vatanı kurtaran, Ankara'da yeni devleti kuran şanlı destanın müessese haline girmiş ebediyet ifadesidir. Cumhuriyet, Türk çocukları için kupkuru bir idare sistemi değil, ateşten hatıralar canlandıran ulu bir abidedir, muazzam milli cidalin (muharebe) bir kelimelik hulasasıdır (özetidir).
(Necmettin Sadak, 29 Ekim 1933, Akşam)
Cumhuriyetçiyiz, milliyetçiyiz, halkçıyız, laikiz, inkılâpçıyız.
(29 Ekim 1933, Hakimiyeti Milliye)
Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız.
(Mustafa Kemal, 30 Ekim 1933, Hakimiyeti Milliye)
İkinci 10 yıl başlarken memleketimiz siyasetin her sahasında anlayışlarını tebellür (belirme) ettirmiştir. Geçen 10 senenin güçlüklerini ve muvaffakıyetlerini anarken bugünkü vaziyetimizi, bilhassa siyaset anlayışı, yani umumi program bakımından mütalaa etmek muvafık olur.
(İsmet İnönü, 29 Ekim 1933, Vakit)
Hayat ve kuvvet bakımından bir çöl olan bu şerefli yurt, Cumhuriyet’te ve Cumhuriyet’le yükseldi. Bu büyük eseri Büyük Önder’in ardında başaran milletin özü olan fırkamız 11’inci yıldönümünde en sıcak kıvanç duysa yeridir.
(Recep Peker, 29 Ekim 1934, Hakimiyeti Milliye)
Bugün Cumhuriyet’in 11’inci yıldönümüdür. Milli bayramların en ulusudur. Cumhuriyet’in yıldönümü demek bütün Türklerin hakiki istiklalini eline aldığı gün demektir.
(Mehmet Asım Us, 29 Ekim 1934, Vakit)
Göğüslerimizin iftiharla kabardığı bu büyük sevinç gününde minnet ve şükran yaşlarıyla ıslak gözlerimiz Büyük Önder’e çevriliyor.
(29 Ekim 1935, Akşam)
12 yıllık Cumhuriyet tarihi, dünyanın üstünde sulhun, insanlığa yardımın ve yaratıcılığın bayrağı gibi dalgalanıyor.
(29 Ekim 1935, Kurun)
Sevinç ve gurur bizim kadar kimsenin hakkı değildir. Bizi sevindiren ve gururlandıran ne varsa, hepsini ona, yaratıcı ve kurtarıcı Atamıza borçluyuz.
(29 Ekim 1935, Ulus)
Türkiye’de tatbik edilen cumhuriyet rejimi, Türkiye devleti ve Türk milleti için kudretini ve verimini yıl geçtikçe artıran tek idare şekli olduğunu ispatlıyor.
(Necmettin Sadak, 29 Ekim 1936, Akşam)
Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanı bir millete inanışın ve millet varlığı içinde kaynayışın eşsiz göstergesidir.
(Hakkı Tarık Us, 29 Ekim 1936, Kurun)
En büyük bayramımız, eşsiz inkılâbın ölçüsüz büyüklüğünü bütün milletçe kutladığımız gün.
(29 Ekim 1936, Ulus)
Türkiye Cumhuriyeti hiçbir rejimin taklidi değildir, bilakis pek çok milletlere iyi örnek olmuştur.
(29 Ekim 1937, Akşam)
Türk milletine başka başka rejimleri layık görmek, tavsiye etmek, milleti rencide etmekle kalmaz, aynı zamanda, haklı olarak onu kendi varlığına suikast edilmiş şüphesine düşürür.
(Şükrü Kaya, 29 Ekim 1937, Kurun)
Büyük Başbuğ’u selamlayalım. Bu devlet onun zaferi üzerine kuruldu.
(Ulus, 29 Ekim 1937)
Osmanlı İmparatorluğu devrinde Türk parası ve Türk kredisi Galata sarraflarının elindeydi. 44 milyon sermayeli 11 banka vardı. 15 yıllık cumhuriyet 336 milyon sermayeli 51 banka açtı.
(29 Ekim 1938, Akşam)
İstiklalimiz, vatanımız, inkılâbımız için can veren kahramanları kalplerimizde canlandırıyoruz.
(29 Ekim 1938, Kurun)
Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.
(Atatürk, 29 Ekim 1938, Ulus)
Muvaffakıyetli eserlerimiz ve inkılaplarımız her sene biraz daha büyüyecek ve değişmez yollarında devam edecek. Dünya milletlerinin gözü önünde vakarla, sükunla geçirdiğimiz imtihanla, yeryüzünün medeni, dinamik milletlerinden biri olduğumuzu bir kere daha ispat ettik.
(Refik Saydam, 29 Ekim 1939, Akşam)