Kılıçdaroğlu'nun Eski Danışmanı Konuştu! Partiden Neden İstifa Etti? Seçim Sürecinde Neler Yaşandı?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski danışmanı Gökşen Anıl Ulukuş, Zafer Partisi ile protokole ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Ulukuş, "Ümit Özdağ'ın bakanlık vereceği isimlerin hepsi CHP Genel Merkezi tarafından biliniyordu" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Danışmanı Gökşen Anıl Ulukuş, Yeşim Eryılmaz'ın sunduğu Gün Ortası programında önemli açıklamalarda bulundu. Ulukuş seçim dönemindeki çalışmalarından, Ümit Özdağ ile protokolden, istifa sürecinden ve diğer gündemdeki gelişmelerden bahsetti.
Gökşen Anıl Ulukuş Neden İstifa Etti?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski danışmanı Gökşen Anıl Ulukuş, partiden neden istifa ettiğini açıkladı. Ulukuş, 2019 sonunda CHP'ye katıldığını aktardı. Kurultay sürecinden sonra ortaya çıkan atmosfer sonrası istifa kararı aldığını aktaran Ulukuş şunları söyledi:
- CHP'de 2019'un sonunda katıldım. Yurt içinde ve yurt dışında CHP'nin oylarını arttırması için mücadele ettik. Kurultay zamanı ve sonrasında oluşan atmosferde yeni genel başkan Özgür Özel'in CHP çatısı altında Türk milliyetçilerini görmek istemediği için artık CHP'de siyaset imkanının kalmadığına karar verdim. Bu kampanya sadece Özgür Özel eliyle değil, ona o kurultayı kazandıran çevreler eliyle yürütüldü.
"Kemal Kılıçdaroğlu Denge Politikası Yürütüyordu"
Ulukuş, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde partide bir denge politikası izlendiğini aktardı. Ulukuş, kendilerini rahatsız eden söylemlerin olmasına karşın yine de Türk milliyetçilerinin Kılıçdaroğlu tarafından önemsendiğini söyledi. Ulukuş şöyle konuştu:
- Kemal Bey, CHP içinde bir denge politikası yürütüyordu. Bizim çok rahatsız olduğumuz ifadeler vardı. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya selam gönderilmesi gibi. Ama buna rağmen Kemal Bey bizim sözlerimizi, bizim etkinliklerimizi dikkate alıyordu. Bir yandan bizi kazanmaya da gayret ediyordu. Bir terazisi, bir dengesi vardı. Artık maalesef CHP'nin yeni genel başkanının hiçbir şirazesi, hiçbir dengesi yok. Tamamen Türk Milliyetçilerinin karşısında olan insanlarla, Atatürk'ün izinden giden insanlarla kavga eden o güruhu CHP'nin sahibi yapmış durumdalar. 6 oku savunan insanlar şu anda üvey evlat muamelesi görüyor. Marjinal örgütlerden transfer olmuş insanlar şu an kendisini CHP'nin sahibi olarak addediyor. 80 öncesi birtakım Dev-Yol, Dev-Sol gibi örgütlerde bulunmuş insanlar ya da gençler içinde de üniversite döneminde CHP ile ilişkisi olmamış çeşitli yasal ya da yasal olmayan sol örgütlerle iltisaklı olmuş insanlar bir anda CHP'ye transfer olup kendilerini CHP'nin sahibi addediyor. Ben anlamıyorum CHP örgütlerinde İbrahim Kaypakkaya'nın fotoğrafı nasıl asılır? Kaypakkaya hayatının hangi döneminde CHP'nin tarihiyle barışık olmuştur. CHP ne yazıkki tarihini de inkar etme noktasına gelmiş durumda.
29 Mayıs Sonrası CHP'de Ne Değişti?
Ulukuş, seçimler sonrası CHP'de gerçekleşen değişimi ve kurultaya giden süreci şöyle aktardı:
- Bu marjinal örgütler Kılıçdaroğlu döneminde de vardı ama bir denge unsuru olarak bizler bulunuyorduk. Bizler Genel Başkanı çeşitli Türk milliyetçisi sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasi partilerle temasa geçiyorduk. Bunların olumlu sonucunu da gördük. 14 Mayıs ve 28 Mayıs arası süreç buna örnek. Ancak maalesef bazı söylemlerde geç kalındığı için ve halkımız samimi bulmadığı için biz başarı elde edemedik.
- CHP'nin bir takım milletvekillerinin, makam işgal edenlerin açıklamalarına baktığımız zaman vatandaş kaygılı olmakta haklıydı. Biz de bu kaygıları dile getirdik. Ancak biz orada güçlü durursak bu söylemlerin azalacağını düşünerek orada kalmaya devam ettik. Bugün itibariyle CHP'de artık bizlerin sesini duymaya tahammül bile edemeyen bir yönetim var maalesef. Sayın Genel Başkan Özgür Özel'in kurultay sürecindeki argümanı bizleri tasfiye etmekti. 28 Mayıs'tan sonra bir anda biz istenmeyen adam ilan edildik. Seçim sürecinde bir milliyetçilik yarışı vardı. Ama 29 Mayıs oldu bir anda bir partinin faşistleri oluverdik. Bizlerden intikam almak istercesine kurultay süreci bizim üzerimizden yürütüldü.
Ulukuş, seçim döneminde ve sonraki süreçte Türk milliyetçilerine makam verilmediğini aktardı.
Milletvekili Borsası İddiaları ve CHP'deki Yeni Yönetimin Anlayışı
Ulukuş, son günlerde tartışılan ve adaylık borsası konusunda ortaya atılan iddialara ilişkin bilgisi olmadığını aktardı. Ulukuş şunları söyledi:
- Bu adaylık borsası konusunda çeşitli iddialar var. Twitter üzerinden zaten hergün konuşuluyor. Bunun alakalı elimde bilgi ve belge yok. Eğer bunlar gerçekse bu CHP Kurultayı'nın meşruiyetini ortadan kaldırır. CHP'yi kimler yönetiyor? Zaten şu an değişim ekibi değişmeyen bir ekip. Partiyi uzun süredir bunlar yönetiyor. Dolayısıyla ortada bir değişimden, CHP'nin değişmesinden söz edemiyoruz. Bu ekibin düşüncesi şu; "CHP tarihi itibariyle toplumun çeşitli kesimlerine açılamıyordu. Biz bu açılımı HDP üzerinden yapalım. Biz HDP'nin politikalarıyla bütünleşelim. Dünyada liberal sol denilen yapılarla entegre olalım." Böyle bir düşünceleri vardı. Biz bunun Türk toplumunun kodlarıyla uyumlu olmadığını söyledik. Bugün CHP'nin aldığı oy, Atatürk'ün mezarından aldığı oydur. CHP'den beklenen tek şey Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine sahip çıkmasıdır.
- Delege borsası iddiasını ortaya koyanlar Kemal Bey'e yakın isimlerdi. Demek ki Kemal Bey'den bağımsız böyle bir süreç yürüttüler. Bu iddiayı ortaya koyan arkadaşlar bundan sonra Kemal Bey'in arkalarında olduğunu söyleyemezler. Genel Merkez de bu iddialara karşı Kemal Bey'in videosunu kullanacaklardır.
Özgür Özel'in HDP'ye Karşı Tavrı
Ulukuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in HDP'ye ilişkin tavrını şu sözlerle değerlendirdi:
- CHP, diğer seçimlerde de belli ki temaslar sağladı. HDP aday çıkarmadı. Van mitinginde kalabalığın çoğu HDP bayrağı taşıyordu. Özgür Özel bu görüşmelerin açıktan yapılmasını savunuyor. Bu CHP'nin geleneğinde olan bir şey değil. Nitekim AK Parti bu yanlışı yaptı bedelini ödedi. CHP yaptı, geçen seçimlerde bile bedelini ödedi. Özgür Özel bunu tercih edebilir ama bedeli olacaktır. Ancak buna karşı çıkanların ırkçılıkla suçlandığı bir ortam var.
"Seçim Yenilgisinin Sebebini Zafer Partisi Olarak Gördüler"
Ulukuş, yeni yönetimin seçim yenilgisinden Zafer Partisi'ni sorumlu tuttuğunu aktardı. Ulukuş şu ifadeleri kullandı:
- Bu beyfendiler için seçim yenilgisinin sebebi HDP ile görüşmek değil. Bunların nezdinde bu yenilginin asıl sebebi Zafer Partisi ile yapılan protokoldü. Bu protokolün Kürt seçmeni rahatsız ettiğini seçimi bu yüzden kaybettiklerini düşünüyorlar. Ancak böyle olsaydı, tüm bölgelerde bir oy düşüşü olması gerekirdi. Ancak 14 Mayıs- 28 Mayıs sürecinden sonra Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bir çok bölgede oyunu arttırdı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da İttifak partilerinden daha çok çalıştı.
Ümit Özdağ ile Protokol Süreci
Ulukuş, Ümit Özdağ ile protokol sürecinde CHP Genel Merkezi'nde bakanlık verilecek isimlerin bilindiğini aktardı. Ulukuş şöyle konuştu:
- 2021'in sonundan itibaren Kemal Kılıçdaroğlu ile temaslara başlamıştık. 2022'de kampanya süreci için çalışmaya başladık. Ancak 14 Mayıs'tan sonra Ümit Özdağ ile olan geçmişim sebebiyle bu süreçte aktif bir rol almam istendi. 14 Mayıs - 28 Mayıs sürecinde aktif bir rol aldım. Bu sürecin başında CHP Genel Merkezi muhattap olarak Sinan Oğan'ı görüyordu. Ben Ümit Özdağ ile Sinan Oğan'ın aynı kararı almayacağını ifade ettim. Ümit Özdağ'ın doğrudan muhattap alınmaması halinde tarafsız kalacağını aktardım. Birkaç saat sonra Ümit Özdağ ile görüşme sürecini başlattılar. Ümit Özdağ'ın burada neler isteyeceği, protokolün nasıl şekilleneceği biliniyordu. Biz Ümit Özdağ'ın atayacağı bakanların kim olacağını biliyorduk. CHP Genel Merkezi'nde pek çok insan bunu biliyordu. Ümit Özdağ seçimden birkaç gün sonra bir demeç verdi basına. Orada CHP ile görüşürse neler isteyeceğini zaten ifade etmişti. 17 Mayıs'ta Ümit Özdağ bu maddelerin hepsini söylemişti. Bugün Zafer Partisi ile ittifaktan rahatsız olan insanların rahatsız olduğu bir madde vardır o da ilk protokolün 4. maddesidir. "Terörle iltisakı bulunan belediyelerde yargı kararıyla kayyum atanabilir" maddesi. Bu madde ne zaman konuşulmaya başlandı CHP Genel Merkezi'nde bir isyan başladı.