Iraklı Türkmen Bakan Aydın Maruf: "Sincar’da çözüm işbirliğinden geçer"

Irak Kürt Bölgesi Oluşumlardan Sorumlu Bölge Bakanı ve Irak Türkmen Cephesi Siyasi Büro Üyesi Sayın Aydın Maruf ile İstanbul’da buluştuk, Bölgesel Yönetim ile Türkiye arasındaki ekonomik, siyasi ilişkilerin yanı sıra PKK ile mücadeleyi ve TSK’nın operasyonlarını konuştuk.

'TÜRKİYE'NİN OPERASYONLARI BARIŞ VE HUZUR İÇİNDİR'

• Sayın Bakan, İstanbul’a hoş geldiniz. Hemen terörle mücadele konusuyla başlamak istiyorum. Türkiye’nin Pençe-Kilit Harekatı gibi bölgedeki PKK varlığına yönelik bir dizi harekatı var. Bu çerçevede Irak Bölgesel Yönetimi ile Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl değerlendirirsiniz?

- Her şeyden evvel Ulusal Kanal’a başarılar diliyoruz. Tabi Türkiye Cumhuriyeti bölgede önemli bir devlettir. Her zaman barıştan yana olmuştur. Bölgede birlikte yaşamayı desteklemiş, bütün insanlara, bütün toplumlara, bütün etnik gruplara destek sağlamıştır.

-Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Irak’ın sınır bölgesine yapılan Pençe-Kilit Operasyonu barış için yapılmış operasyondur. Birlikte yaşamak için yapılmıştır, huzur için yapılmıştır. PKK terör örgütüdür, her zaman o bölgede bütün insanları tehdit etmiştir. Sınır bölgesinde güvensizlik yaratmaya çalışır, hedefi istikrarsızlık yaratmaktır. Bunun yanında Erbil-Bağdat ilişkilerini bozmaya çalışmaktadır. Bugün Irak Kürdistan Bölgesi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında güzel ilişkiler var. Bu ilişkiler her zaman mühimdir. Siyasi olsun, diplomatik olsun, ekonomik olsun, eğitim ve kültürel alanlarda da bugün ilişkiler iyi bir aşamaya gelmiştir. Biz Iraklı Türkmenler olarak her zaman bu ilişkilerin iyi olmasını destekliyoruz. Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerde, Ankara ile Erbil arasındaki ilişkilerde biz her zaman olumlu bir köprü olmaya çalışıyoruz.

- Bugün terör örgütü hem sınır bölgesinde hem de Sincar'da, Mahmur'da veya bulunduğu diğer bölgelerde bütün insanları tehdit etmektedir. Bütün etnik grupları tehdit etmektedir. Bugün terörü o bölgede yok etmek için mutlaka Erbil-Bağdat-Ankara arasında bir işbirliği çok önemlidir. Bu bölgede güvenlik sorunu çözüldüğü zaman daha fazla barışa, huzura ve birlikte yaşamaya katkı sağlanmaktadır. Birlikte yaşamak önemlidir. Bugün bizimle birlikte yaşayan Kürt kardeşlerimizle beraber güzel bir yaşam var. Bu önemlidir.

'EZİLER PKK'DAN DOLAYI SİNCAR'A DÖNEMİYOR'

•  Sayın Bakan, Bağdat-Erbil-Ankara işbirliğine vurgu yaptınız. Sincar konusunda ve diğer bölgelerde Türk Silahlı Kuvvetleri ile Bölgesel Yönetim'in işbirliğinden rahatsız olanlar var. Hatta PKK zaman zaman Peşmerge'yi ve oradaki kuvvetleri hedef alıyor. Türkiye’nin Peşmerge ile işbirliğinden kimler rahatsız? Bu rahatsızlığın sebebi nedir?

PKK terör örgütü sadece Türkiye’yi değil bölgede bütün insanları tehdit etmektedir. Bölgede bir tehdit unsuru oluşturuyor. 1991 yılından bugüne kadar bu tehdidi halen sınır bölgelerinde devam etmektedir. Geçmişte bir Sincar Anlaşması yapıldı. Erbil ile Bağdat arasında. Malum Sincar bölgesi PKK terör örgütünün işgali altındadır. Sincar, Ezidilerin bölgesidir. DEAŞ terör örgütünün 2014 yılında işgal etmesi nedeniyle birçok insan, özellikle Ezidi kardeşlerimiz zorla göçe maruz kaldı. 2017'de Irak ordusu bölgeyi DEAŞ'tan kurtardı ama 6 yıl geçmesine rağmen halen 100 binden fazla Ezidi kardeşimiz Sincar'a dönemiyorlar. PKK tehdidinden dolayı dönemiyorlar. Bugün PKK’nın tehdidiyle 100 binden fazla Ezidi kardeşimiz Duhok’ta, Şeklave’da yaşamlarını sürdürmektedirler. O yüzden Erbil-Bağdat arasındaki Sincar Anlaşması önemlidir. Sincar bölgesinde normalleşme süreci başlaması gereklidir ama bu anlaşma üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen siyasi baskılar nedeniyle hala pratikte uygulanmadı. Çünkü o anlaşmanın uygulanması ile yasadışı olan silahlı grupların, özellikle de PKK’nın orada sonlandırılması gerekir.

Neden ben Sincar’dan örnek verdim? Kandil'den sonra PKK terör örgütü için Sincar ikinci merkezdir. Şu anda merkez haline gelmiştir. Bu şekilde gördüğümüz zaman, Bağdat-Erbil-Ankara arasında bu güvelik sorununu çözmek için önemlidir.

'EKONOMİK İLİŞKİLER DAHA DA GELİŞSİN'

• Biraz da ekonomi ve ticaretle ilgili soru sormak isterim. Özellikle bölgesel ticaretin gelişmesi açısından ikinci sınır kapısının açılması gündeme gelmişti. Bu konuda çalışmalar sürüyor mu? Bunun Irak için, Bölgesel Yönetim ve halk için nasıl bir anlamı, önemi var?

İktisat ve ekonomi önemli bir noktadır. Şu anda Türkiye-Irak ve Türkiye-Irak Kürdistan Bölgesi arasındaki ticari ilişkiler iyi bir seviyede. Özellikle Erbil ile Ankara arasındaki bu ilişkiler zirvede. Ekonomik ve ticari ilişkiler iyi olduğu zaman, diplomatik ilişkileri de olumlu etkilemektedir. O yüzden bu ilişkilerin biz her zaman daha iyi olmasını temenni ediyoruz. Daha güçlü olsun. Çünkü dediğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti bölge için önemli bir bölgedir. Irak için önemlidir. Biz de Irak’ta yaşayan Türkmenler (Irak’ta 4 milyon Türkmen nüfus bulunmaktadır) her zaman bu Bağdat-Erbil-Ankara ilişkilerinin iyi olmasına destek veriyoruz.

'TÜRKİYE ANAVATANDIR'

• Sayın Bakan son olarak hem Irak Türkmen Cephesi ile ilgili hem de orada yaşayan Türkmenlerimizle ilgili Türk halkına Ulusal Kanal aracılığıyla nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Biz Türkmenler Irak’ta diğer etnik gruplarla beraber yaşıyoruz. Özellikle Irak Kürdistan Bölgesi’nde olan Kürt kardeşlerimizle iç içe yaşıyoruz. Araplarla birlikte kardeşçe yaşıyoruz, Hristiyanlarla, diğer etnik gruplarla kardeşçe yaşıyoruz. Bu önemlidir. Bugün biz Türkmenler, Kürtler, Araplar kardeşçe yaşayan toplumlarız. Ayrıca bunun dışında biz Iraklı Türkmenler için Türkiye anavatandır. Her zaman Türkiye Cumhuriyeti, Irak’ta yaşayan Türkmenlere destek vermiştir. Geçmişten bugüne bu destek Türkiye Cumhuriyeti tarafından devam etmekte, Türkmenler için bütün alanlarda; eğitim olsun, sosyal, insani olsun, siyasi olsun Türkmenlere destek vermiştir, yanında olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman bizi yalnız bırakmadı. Her zaman yanımızda oldu. Bu bizim için büyük bir gururdur, büyük bir iftihardır. Türkiye sadece Türkmenler için değil, Türkmenlerle yaşayan diğer etnik gruplar için de büyük bir varlıktır. Her zaman bölgede olsun, Ortadoğu’da olsun, Türkmenler olsun, diğer etnik gruplar için her zaman büyük bir moral kaynağı olmuştur.