Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Karşımızda ittifak değil pazarlık üstüne kurulu koalisyon vardır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na video konferansla katıldı. Erdoğan Altılı Masa'yı hedef aldı, "karşımızda ittifak değil, pazarlık üstüne kurulu koalisyon var" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, il başkanlarıyla uzaktan toplantı yaptı. Gündeminde seçim vardı. Erdoğan Altılı Masa'nın aday açıkladıktan sonraki yaptıklarını eğlenceyi eleştirdi, seçim çalışmalarını depremden dolayı daha sakin tonda geçireceklerini söyledi.
Erdoğan, önce dağılan tekrar bir araya gelen Altılı Masa'yı gönderme yaptı. Ülkeyi felakete sürüklediklerini söyledi.
AK Parti'nin kurulduğu Ağustos 2001'den beri girdiği tüm seçimlerden birinci olarak çıktığını, 20 yılı aşkın kesintisiz iktidarda kalarak demokrasi tarihine ismini altın harflerle yazdırmış bir siyasi teşekkül olduğunu ifade eden Erdoğan, "Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler saymakla bitmez. Allah'ın izni, milletimizin desteği ve sizlerin gayretiyle 14 Mayıs seçimlerinde de hem cumhurbaşkanlığında hem milletvekilliğinde bir kez daha zafere ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz." ifadesini kullandı.
Amaçlarının, ülkenin demokrasi ve kalkınma yolunda elde ettiği kazanımları Türkiye Yüzyılı'nın girizgahı yaparak milleti hayallerine kavuşturacakları yeni bir dönemin kapılarını açmak olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
- İşte bu kutlu mücadelenin son dönemeci olan 14 Mayıs destanını, bir süredir beraber yol yürüdüğümüz, aramıza yeni katılan ve katılacak olan dostlarımızla Cumhur İttifakı olarak inşallah beraberce yazacağız. Bu destanı yazmaya deprem yaralarını sararak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ve ihya ederek başlayacağız. Tabii bu arada uzunca bir süredir hazırlıklarını yaptığımız yatırımları istihdamı, üretimi, ihracatı katlayarak arttıracak, insanımızın refahını yükseltecek programımızı da kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Deprem felaketini hedeflerimizi öteleyen değil, tam tersine daha da güçlendiren bir vesileye dönüştürmek için daha çok çalışacak, daha çok gayret göstereceğiz. Elbette her seçim zordur, her seçim hayatidir, her seçim önemlidir. Ama ülkemizin içinden geçtiği süreç, son deprem afetinin yol açtığı ağır kayıplar, bölgemizde ve dünyada yaşanan kritik gelişmeler 14 Mayıs seçimini farklı bir yere taşımıştır. Bu durumu karşımızda kurulan derme çatma ittifakın yapısına ve motivasyonuna bakarak da rahatlıkla anlayabiliriz. Gerçi artık karşımızda bir ittifak değil tıpkı eski Türkiye'de olduğu gibi tamamen kavga, ayak oyunu ve pazarlık üzerine kurulu bir koalisyon yapısı vardır. İşe altılı olarak başlayan artık 8'li mi, 10'lu mu olduğu meçhul hale gelen bu koalisyonun yayınladığı 12 maddelik bildiri bile tek başına ülkemizin nereye sürüklenmek istediğinin yazılı ispatıdır. Masanın altını üstüne getirme pahasına bay bay Kemal'i cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren bu koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur.
"YAPILANLARI YIKMAYI VADEDİYORLAR"
Muhalefetin gündeminde ne depremin yol açtığı acılar, ne depremzedelerin yürek sızıları ne de deprem yaralarının bir an önce sarılması ihtiyacının yer aldığını bildiren Erdoğan, "Küresel ve bölgesel krizlerin Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine dair herhangi bir niyet, teklif, proje bunların gündeminde yer almıyor. Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği gelişmeyi, büyümeyi, kalkınmayı sürdürmeye yönelik tek bir adım bunların gündeminde yer almadığı gibi tam tersine yapılanları yıkmayı vadediyorlar. Milletin sıkıntılarını çözecek, refahını artıracak, güvenliğini ve huzurunu güçlendirecek, hayallerini gerçekleştirecek hiçbir irade beyanı, hazırlık, program bunların gündeminde yer almıyor." dedi.
Ülke sınırlarını tehdit edecek, birlik ve beraberliğe gözünü dikecek kadar azan terör örgütlerinin başını ezmek için yürüttükleri mücadeleyi sürdürme kararlılığının muhalefetin gündeminde yer almadığını bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
- Peki bu koalisyonun gündeminde ne var? Bunların gündeminde sadece siyasi ihtiras var. Makam ve mevki paylaşımı var. Ülkenin kaynaklarının nasıl yağmalanacağı hesabı var. Milli birlik ve beraberliğimizi bozma niyeti var. Ülkemize ve insanımıza ağır maliyetleri olan eski Türkiye'yi geri getirme çabası var. Altılı koalisyonun, 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' diye başladığı yolculuğun sonu, önce kumar masasına sonra at pazarlığından beter bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve milletvekili paylaşımı kavgasına çıktı. Üstelik öyle bir kavga ki içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja, aba altından değil alenen sopa göstermekten sürüden ayrılmaya kalkanları bindirilmiş kıtalarla linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var. Böyle otuz iki kısım tekmili birden entrikayı ne sinemada ne televizyon dizilerinde ne de romanlarda bulursunuz. Ama ülke olarak bunların Bizansvari taht kavgalarını aylarca, günlerce naklen seyrettik, satır satır okuduk, cümle cümle dinledik. Türkiye, Türk demokrasisi, milletimiz böyle hazin bir tabloyu asla hak etmiyor. Milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk, yönü belirsiz, hırsı boyunu aşan koalisyonun insafına terk edemeyiz. Cumhuriyetimizin ilk aslındaki kayıpları ve kazanımları geride bırakarak Türkiye Yüzyılını yükseltmek için hızlandığımız bir dönemde böyle bir faciaya izin veremeyiz. "TÜRKİYE'NİN IŞIĞINI SÖNDÜRMEK İÇİN
BEKLEYENLERE ZAFER ÇIĞLIKLARI ATTIRAMAYIZ"
Depremde yakınlarını kaybeden, yıkılan evleri ve iş yerleriyle birlikte hayalleri de harap olan insanları tekrar hızla hayata bağlamak için yürüttükleri çalışmaların tehlikeye girmesine rıza gösteremeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Kadınlarımızla ve gençlerimizle paylaştığımız umutların, birlikte geliştirdiğimiz vizyonun, bir avuç muhteris yüzünden elimizden kayıp gitmesine göz yumamayız. Bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan Türkiye'nin ışığını söndürmek, nefesini kesmek, dizlerinin bağını çözmek için ellerini ovuşturarak bekleyenlere zafer çığlıkları attıramayız." dedi.
Duaları aldıkları mazlumların ve mağdurların uzunca bir aradan sonra yeniden birlik ve beraberlik ikliminde kucaklaştıkları dostları ve kardeşlerinin yüreklerine sızı salamayacaklarına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
- Bunun için her seçimde çalıştığımızdan daha çok çalışacağız. Bunun için her seçimde ulaştığımızdan daha çok insana ulaşacağız. Bunun için her seçimde kazandığımızdan daha fazla gönül kazanacağız. Aksi takdirde ülkenin ve milletin yaşayacağı büyük facianın vebali altında kalırız. Biz bugüne kadar Allah'ın takdirinin üzerinde bir kader, milletin ferasetinin üzerinde bir güç, insanımızın basiretinin üzerinde bir terazi görmedik, tanımadık. Gayreti kendimizden tevfiki Allah'tan bilerek 14 Mayıs seçimlerine de aynı samimiyetle hazırlanıyoruz.
Dün imzaladığı, Resmi Gazete'de yayımlanan seçimlerin yenilenmesi kararı sonrasında Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimini oluşturmaya başladığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
- Seçim kampanyamızı, ülkemizin 11 ilinde büyük yıkıma yol açan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza hürmetimizin ve mağdur insanlarımıza olan saygımızın gerektirdiği bir hassasiyetle yürüteceğiz. Daha depremin 40'ı çıkmadan genel merkezleri önünde vur patlasın, çal oynasın aday kutlaması yapanlar gibi kesinlikle olmayacağız. Müzikli mitingi ve benzeri klasik kampanya yöntemlerini kullanmayacağız. Aslında hep yaptığımız gibi insanlarımızla yüz yüze, kalp kalbe hasbihal edecek, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatacak, ortak hayallerimizi paylaşacak, umutlarımızı canlandıracağız. 'Türkiye için hemen şimdi' diyerek 20 yıllık eser ve hizmet altyapımızın üzerine bina edeceğimiz programlarımızı, projelerimizi anlatacağız. Her bir şehrimiz için 'Hemen şimdi' diyerek doğusu ve batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle ülkemizin tamamını kalkındırma hedeflerimizi anlatacağız.