Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na tepki: "Kimyasal silah yalanının devamı"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından gündeme getirdiği iddialara ilişkin, Kılıçdaroğlu'nun belki de Türk siyasi hayatının en vahim ve en utanç verici açıklamalarından birine imza attığını söyledi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı AK Parti'li milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantı devam ederken gazetecilere açıklama yaptı, soruları cevapladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından gündeme getirdiği iddialara de değinen Çelik, şunları kaydetti:
- Sayın Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'de cari açığın kapatılması için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğu ya da uyuşturucu ticareti yapıldığı gibisinden belki de Türk siyasi hayatının en vahim ve en utanç verici açıklamalarından birine imza attığını görüyoruz. Tabii burada bir diğer boyutu da şu, demokrasilerde ana muhalefet partisi son derece kritik bir organdır ve demokrasi açısından da vazgeçilmez bir işlev ifade eder. Sayın Kılıçdaroğlu'nun böylesine bir organın işlevini yerlerde sürünecek hale getirmesini maalesef üzülerek izliyoruz.
- Polis ve jandarma teşkilatımıza dönük olarak, bu onurlu teşkilatlarımızın, milletimizin huzuru, refahı, esenliği için çalışan bu teşkilatlarımızın uyuşturucu ticareti yaptığından ya da buna göz yumduğundan bahsetmek başlı başına utanç verici bir iftiradır. Bunu söyleyen kişinin alnına bu iftira ömrü boyunca yapışacaktır. Son derece ayıptır, yakışıksızdır, provokatiftir.
Uyuşturucu ve diğer suçlarla mücadele edildiğinde hedef alınan örgütlerden duyulan sözlerin, ana muhalefet partisi liderinden ortaya çıkmasını ibretle izlediklerini söyleyen Çelik, bunun son derece yakışıksız olduğunu belirtti.
"BU SON DERECE YANLIŞTIR"
Kılıçdaroğlu'nun, polis ve jandarma teşkilatından açık bir şekilde özür dilemesi gerektiğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
- Üst üste gelen provokasyonlar... Sayın Kılıçdaroğlu'nun polise ve jandarmaya dönük olarak yaptığı bu provokasyon, yakın zamanda birkaç gün önce Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak 'kimyasal silah kullanıyor' diye atılan iftira halkasının yeni bir utanç verici devamıdır. Bir siyasi partinin içinde Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak 'kimyasal silah kullanılıyor' diyen bir milletvekili olacak, buna dönük hiçbir tutum alınmayacak, kendi partilerinden yapılan açıklamada da bunu kınamadılar, lanetlemediler sadece böyle konular ulu orta konuşulmaz diyerek konuşmanın içeriğine değil, konuşmanın bağlamına yönelik olarak bir itiraz geliştirdiler.
- Şimdi ise bizatihi genel başkan çıkmış polis ve jandarma teşkilatının uyuşturucu ticareti yaptığını, buna göz yumduğunu, üstelik bunun cari açığı kapatmak için yapıldığını iddia eden utanç verici bir iftirayı ortaya koyuyor. Bunu milletimize arz ediyoruz. Türkiye siyasi tarihinde pek çok yanlış söz söylenmiştir, pek çok skandala imza atılmıştır fakat bu derece utanç verici bir şekilde Türkiye'nin güvenlik kurumlarını hedef alan, üstelik Türkiye'nin güvenlik kurumlarını, bazı terör örgütlerinin provokatif iddialarını aynen dillendirerek hedef alan utanç verici sözler siyasi hayatta bir siyasi parti genel başkanının ağzından bu derece yoğunlukta duyulmamıştır. Bu son derece yanlıştır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği sözün nereye gittiğine dikkat etmesi gerekir.
"UTANÇ VERİCİ BİR İDDİA"
Ömer Çelik, CHP'nin, ana muhalefet partisi olarak Türkiye'nin demokrasisine, sosyal barışına, devlet hayatına dönük pozitif mesajlar vermesi gerekirken, yıkım siyaseti yapan, nerede Türkiye'nin devlet kurumlarını hedef alan bir provokasyon varsa, devleti işlemez hale getirmeye çalışan bir yaklaşım varsa bunu ortaya koyduğunu söyledi.
Üç temel yıkım siyaseti ögesinin, neredeyse 10 gün içerisinde CHP milletvekillerinden ve CHP Genel Başkanı'ndan duyulduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
- Bir CHP milletvekili çıktı TSK'nin 'kimyasal silah kullandığı' iddiasını dillendirdi. CHP milletvekilleri mahkeme bastılar. Devletin temel egemenlik alanlarından bir tanesine dönük olarak TBMM üyesi sıfatı taşıyan bazı kişiler orada resmen eşkıyalık yapıyorlar. Bunun Meclisin basılmasından ne farkı var. Bu milletvekilleri empati yapsınlar. Kendileri Meclis kürsüsünde konuşurken Meclisin basıldığı gibi bir tablo. Bu ne kadar gayrimeşruysa mahkemelere dönük olarak onların yaptığı bu eylem de o kadar kabul edilemez ve o kadar gayrimeşrudur. Şimdi de tutmuş polis ve jandarma teşkilatına uyuşturucu satmaktan, uyuşturucu kaçırmaktan bahseden utanç verici bir iddiayla yüzünü çeviriyor. Doğrusu normal bir demokratik algıları olsa, normal bir siyasi ahlak standardı içerisinde değerlendirilirse derhal özür dilemeleri gereken, insanı sokağa çıkarmayacak sözleri bir siyaset biçimiymiş gibi üstelik video çekerek tutup ortaya koyuyorlar.
Kaynak: Anadolu Ajansı